Kazakistan’da İslam’ın yükselişi -2-

Eski başkent Almatı’daki temaslarımızın ardından 1998 yılında ülkenin yeni başkenti olan Astana kalasına doğru yola koyulduk. İki şehir arasındaki mesafe yaklaşık 1200 km... Eğer büyük bir uçakla gidilirse 2 saate yakın bir zamanda varılması mümkün. Kazakçada başkent anlamına gelen 700 bin nüfuslu Astana şehri, gerçekten çok özel bir mimariye sahip. Şehrin baş mimarı ise Cumhurbaşkanı Nursultan Nazarbeyev... Çin ve Rusya ile uzun bir sınıra sahip olan Kazakistan’ın artık daha güvenli ve stratejik bir başkenti var. Bununla birlikte 12 yıl gibi kısa bir sürede milyarlarca dolar harcanarak oluşturulan Astana’nın, ülkenin etkili bir imaj unsuru olduğu ifade edilebilir. Zira Astana’ya ilk kez gelenler Kazakistan hakkındaki ön yargılı tutumlarını gözden geçirerek dönmektedirler.

 

“İslam’a yöneliş artıyor”
Astana’daki ikinci günümüzde Suudi Arabistan’ın Kazakistan Büyükelçisi Abdülmecid Bin Abdurrazzak Hakim’i ziyaret ettik. Elçiliğin girişindeki Kazak görevliler Başbakan Erdoğan’ı çok sevdiklerini ve ilgiyle takip ettiklerini ifade ettiler. Ardından Özel Kalem Müdürü Maira Hanım aracılığıyla Büyükelçinin makam odasına ulaştık. İstanbul ve Antalya’ya hayranlığını gizlemeyen Büyükelçi Hakim, alçakgönüllü bir diplomat. Kendisine sorularımızı Kazakça olarak yönelttiğimizde şaşırdı ve “Türkiye’deki herkes Kazakça biliyor mu?” diye sordu. Ben de öz Türkçenin Kazakçayla neredeyse aynı olduğunu ifade ettim. “İşte İslam dünyasının gücü...” cevabını aldık. Böylelikle Kazakçanın artık çekinilen bir dil olmaktan çıkıp, diplomatik temaslarda da rahatlıkla kullanılabildiğini gördük ve kardeş ülkemiz adına mutluluk duyduk. Kazakistan hakkındaki sorularımızı yanıtlayan Abdurrazak Hakim, ülkenin kısa zamanda edindiği başarıların gurur verici olduğunu ve İslam’ın halk arasında her geçen gün daha fazla kabul bulduğunu ifade etti. Büyükelçi şu açıklamalarda bulundu: “Cumhurbaşkanı Nazarbayev’in, 70 yıl bağımlı olduğu komünizm ideolojisinden yeni kurtulmuş olan Kazak halkının ata dini İslamiyet’e tekrar kavuşmasına büyük önem ve destek vermeye devam ettiğini belirtmeliyim. Bunun en açık ispatı olarak yeniden inşa edilen birçok camileri göstermek mümkündür. Mesela, bunlardan biri Astana’da hizmete açılmış olan ” Hazreti Sultan Camii “dir. Bu cami sadece Kazakistan’da değil tüm Orta Asya’nın ve tüm Müslümanların gurur kaynağı olacak bir mimariye sahiptir. Burada halkın İslamiyet’e yönelişi açıkça dikkat çekmektedir. Kazakistan bana göre Orta Asya’nın lideri.”

 

İslam dünyasının kuzey ucu
İslam İşbirliği Teşkilatı başkanlığını yürüttüğü dönemde İslam topluluğunun Kazakistan’a ilgisinin arttığı görülmektedir. Bu durum Kazakistan’ın İslam dünyasındaki yerini pekiştirmesi kadar İslam ülkelerinin kuzeydoğu kanadını sağlamlaştırması bakımından da çok önemlidir. Kazakistan’ın bağımsızlığı ile birlikte İslam dünyasının bir parçasının daha özgürlüğüne kavuştuğu söylenebilir. Bu süreçte ülkedeki istikrar ve barışın tesis edilmesi Müslüman halkın bütünlüğünü sağlamıştır. Şüphesiz bu sürecin mimarı Cumhurbaşkanı N.Nazarbayev’dir. Nazarbayev bağımsız Kazakistan’ın kurucusu olmanın yanında ülkenin İslam dünyasındaki yerini belirleyen yegane kişidir. Bu başarılarla birlikte artık İslam dünyasında algısal olarak düne göre daha güçlü biçimde kendisini kanıtlamayı başarmış bir Kazakistan devleti yer almaktadır.

Yazarın Diğer Yazıları