Hepiniz biliyorsunuz geçtiğimiz ay başında CHP Genel Başkanı Kemal Kılıçdaroğlu hiç yoktan yere bir başörtüsü sorunu attı ortaya.

Bunu açlık sınırının asgari ücretten 2 bin lira daha fazla olduğu, vatandaşın enflasyon canavarı altında ezildiği bir dönemde yaptığı yetmezmiş gibi Cumhurbaşkanı Erdoğan’a gollük pası veren Kılıçdaroğlu, tartışmaların ortasında kalktı ABD’ye gitti.

Kılıçdaroğlu ABD’de geze dururken Erdoğan, başörtüsü sorununu meclise taşıdı. 20 yıldır en güzel yaptıkları şeyi yaptılar mağduriyet edebiyatına sarıldılar ve yasa teklifini kabul ettirmek için muhalefet partilerini gezmeye başladılar.

Şimdi muhalefet hayır dese başörtüsü düşmanı ilan edilecek seçim üstü. Evet dese AKP bu sefer başörtüsünü anayasaya dahil ettik diye yine caka satacak. Gel de çık işin içinden!

Neyse biz gelelim asıl konumuza

Biliyorsunuz seçimlerde oy oranı ciddi oranda düşen ve ilk seçimde kazanma ihtimali kalmayan cumhur ittifakı, her fırsatta millet ittifakını HDP’yle iş birliği yapmakla suçluyor.

Altılı masaya dahil olan partilerin tümü her fırsatta “HDP’nin altılı masada yerinin olmadığını” belirtse de AKP ve MHP kanadı bu asılsız iddialarını dile getirmekten çekinmiyor.

Peki muhalefeti her fırsatta “terörle iş birliği yapıyorlar” diyerek HDP’yle ittifak yaptıkları gerekçesiyle suçlayan AKP ne yaptı?

Başörtüsü teklifine destek ziyaretleri kapsamında HDP’yi ziyaret etti.

Hem de AKP heyeti HDP heyetiyle kimin fotoğrafı önünde görüştü dersiniz?

Terörist dedikleri Selahattin Demirtaş’ın!

Sen hem HDP’yi terör örgütünün siyasi partisi olarak suçla hem de o partinin eski genel başkanının fotoğrafı önünde HDP’lilerle görüş!

AKP Şanlıurfa Milletvekili Mehmet Ali Cevheri bu görüşmeyi, “HDP''ye gitmek değil, gitmemek abestir. Kanunlara göre kurulmuş legal bir parti” sözleriyle savunurken Metiner gibi eski AKP’liler ise söylem ve eylem arasındaki zıtlığa dikkat çekti.

Şamil Tayyar da Metiner’e destek çıkan açıklamalarda bulundu. Tayyar,  "Kesinlikle. AK Parti, HDP’ye nasıl bakıyorsa o düzlemde ilişkisini yürütmelidir” dedi.

Kılıçdaroğlu masaya oturup eline kağıt kalem alsa böyle oyun kuramazdı herhalde!

Her ne kadar muhalefeti başörtüsü konusunda zor durumda bıraksa da

AKP’yi ekonomik kıskaçtan bir nebzede olsa kurtarsa da

AKP’nin “HDP’yle iş birliği yapıyorlar. Terörle iş birliği yapıyorlar” söylemlerinden Millet İttifakı''nı kurtarmış oldu.

Diğer taraftan AKP içinden çatlak seslerin çıkmasına vesile olarak ufakta olsa parti içinde bir karışıklık yaratmayı da başardı.

Ne diyelim, şu sıralarda Londra’da bulunan Kılıçdaroğlu’na selam olsun…

Eğer AKP bundan sonra bu mesnetsiz iddiasını sürdürmeye devam ederse bu fotoğraf suratlarına tokat gibi çarpacaktır!