Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Kim kazandı ya da kaybetti?

               Çok partili hayata geçildiğinden bu yana millî iradenin en fazla manipüle edildiği halk oylaması 16 Nisan'da gerçekleştirilmiştir.

                Halk oylamasından yapılan propagandalar adaletsiz, dengesiz ve tek yanlıdır.

                Halka yalnızca "evet" deme özgürlüğü tanınmıştır.

Hayır'ın terör, kaos, kriz, felaket, istikrarsızlık yaratacağı vurgulanmıştır.

Seçimin adil ve demokratik bir biçimde yürütülmesini sağlamakla görevli YSK bile tek yanlı propagandanın önünü açarak, mühürsüz zarf ve oyları geçerli sayarak adeta görevine ihanet etmiştir.

Bu halk oylaması birçok tartışmayı ve şaibeyi bünyesinde taşımaktadır.

Bu da önümüzdeki günlerde iktidarın tutumunun meşruluğu konusunda ciddi tartışmaların oluşmasını sağlayacaktır.

                "Evet"in yanında oylamaya katılanlar

Halk oylamasına devlet imkânlarıyla, belediyeler personelleriyle, bürokratlar etkileme güçleriyle, rektörler yönetimleriyle, kaymakamlar idari imkânlarıyla, Diyanet dinini siyasileştirmiş imamlarıyla, televizyonlar algı operasyonlarıyla  "evet" lehinde çalıştılar.

Halk oylaması ancak totaliter devletlerde olabilecek asimetrik şartlarda yapıldı.

OHAL, "evet" için baskının aracı olarak kullanıldı. 

Suçlama ve saldırıda ses duvarı aşıldı!

                Cumhurbaşkanı ve Başbakan halk oylamasında "Hayır" oyu kullanacakları terörist ya da teröristlerle birlikte hareket edenler olarak ilan eder.

                Cumhurbaşkanı Erdoğan, "hayır" diyenleri 15 Temmuz'da F-16'larla vatandaşa bomba yağdıran darbeci olarak ilan eder.

                Cumhuriyet savcısı küsmece, darılmaca yok, "hayır" diyenlere terörist muamelesi yapılacaktır der.

Müftü şeytanın da "hayır" dediğini minberden ilan eder.

                İktidar ilahiyatçısı "hayır" oyu verenlere kâfir muamelesi yapılmasını önerir. Daha da ileri giderek yönetimle ilgili bu siyasi oylamayı "farz" olarak niteler.

                Eski vekil 16 Nisan'da "evet"in kazanacağıyla ilgili hadis olduğunu iddia eder.

                IŞİD taslağı bir sefil "hayır" diyeceklere yönelik olarak "karıları ve kızları ganimet olarak 'evet'çilere helaldir" der.

                Bütün bu suçlama ve tehditlere karşın hayırların aldığı sonuç inanılmazdır.

 Hayırların kazanması!

                "Hayır" diyenlere iktidar tarafından ikinci sınıf vatandaş muamelesi yapıldı.

                Her türlü baskıya, ithama ve tehdide karşı "Hayır" oyu kullanan vatandaşlar hem çocuklarının hem de ülkenin geleceğine sahip çıkmışlardır.

                Vatandaş "hayır" oyu verirken temsil yetkisi verdiği kişilere kendisine tahakküm etme hakkını vermeyeceğini güçlü bir şekilde ilan etmiş oldu.

                Dayatmaya, tepeden inmeciliğe, fiilî baskıya ve açık tehdide "hayır" diyebilenler ancak özgürlüğü hak eder.

                Koskoca bir ülkeyi tek kişinin keyfine tahsis eden bu anayasa değişikliğine "hayır" diyenler her türlü saygıyı hak etmişlerdir.

                Evetlerin kazanması!

                Evetlerin kazanmış olması Türkiye'yi yönetilir olmaktan çıkarıp güdülür olmaya götürecektir.

Evetlerle Türkiye bir kişinin bütün gücü elinde tuttuğu tiran tipli bir sisteme geçmiş olacaktır.

Bu evetlerle Türkiye denetimsiz bir sisteme geçmiştir.

Denetimsiz sistem ise frensiz araç gibidir kaza yapması kaçınılmazdır.

Yüzde elliyi aşkın bir "evet", yüzde elliye yakın da "hayır" diyen bir Türkiye, bıçakla gibi ikiye bölünmüş Türkiye demektir.

Böyle bir Türkiye yönetilebilir olmaktan çıkmış demektir.

Kazanan yok!

Bu yazıyı kaleme aldığımız sırada İstanbul başta olmak üzere birçok büyük ilde hayırların önde olduğu görülüyordu.

Mevcut sonuçları matematik anlamda ele almamak gerekiyor.

Evetlerin kıl payı önde çıkması demokrasi açısından anlamlıdır.

Ancak bu sonuçlar ülkenin birliği ve barışı yönünden olsun yeni sistemin yerleştirilmesi ve sürdürülebilirliği konusunda çok büyük sorunlar yaratacaktır.

Toplumsal yönde rakamlar ne olursa olsun evetler kazanamamış, hayırlarsa kaybetmemiştir. 

Bu halk oylamasının galibi ve mağlubu yoktur.

Devleti, kamuyu, medyayı, sermayeyi ve halkı baskılayarak kıl payı elde edilen bu sonuç için ülkeyi referanduma götürenleri tartışılır kılacaktır.

AKP ve Bahçeli bu sonuçlardan sonra halka vereceği hesap için hazırlıklarını yapmalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları