Kredi kartı meselesi

Ekonomist değilim ama rakamlardan anlarım. AKP’nin iktidara geldiği 2002’de toplam kredi kartı sayımız 15.705.370 iken, 2013 yılı Mayıs ayı itibari ile bu sayı 56.361.749 olmuş. Kart harcama miktarı 25.661 milyon TL’den 168.202,22 milyon TL’ye çıkmış. Kart başı kullanım ise 1.633 TL’den 6.805,19 TL’ye yükselmiş. Bu rakamlar kredi kartı kullanımının önüne geçmekten ziyade “teşvik” eden bir ortamı çağrıştırıyor. Kredi kartı kullanımının bu kadar artması, artan geçim sıkıntısından kaynaklanıyor. Vatandaş birden çok kredi kartı edinerek “kart çevirme” yöntemi ile geçim teknesini yüzdürmeye çalışıyor. Ekonomi Bakanı bunun farkında olmalı ki Başbakan’ın açıklamasını tekzip eden “kredi kartı borçlanma değil, ödeme aracı olmalı” açıklamasını yaptı. Mesele “yapmayın” demek değil, alt gelir gruplarının borçlarını ödemek için kredi kartına başvurmasının önüne geçecek politikalar geliştirmektir.  Kredi kartına savaş açan hükümet, yıllık faiz oranları % 7-8 aralığında iken kredi kartı faizlerinin % 30’larda olmasının nedenini açıklayarak işe başlamalıdır. Eğer amaç faiz lobisi ile savaşmaksa fakir fukaranın muzdarip olduğu kredi kartı faizlerine el atılarak bu işe başlanmalıdır.

 

Günaydın cemaat!

 

Cemaat medyasını takip edenler fark etmiştir. Son zamanlarda cemaate  “yakın”  medya organlarında Güneydoğu’da ve Suriye’de yaşanan olaylardan  “endişelenen”  haber ve yorumlar çoğaldı.
Bazı yazıları okuduğum zaman, gazetenin ismini bilmesem haberi Yeniçağ gazetesine ait bir haber, köşe yazısını ise Yeniçağ gazetesi köşe yazarlarına ait zannedeceğim. Bu kadar  “hızlı”  değişim  “acaba Ramazan ayında akılları başlarına mı geldi?”  dedirtiyor insana. Zannedersiniz arkadaşların başına aksakallı dede tarafından fiske vurulmuş da akılları başlarına gelmiş, memleketin gittiği tehlikeli mecrayı görmeye başlamışlar.
Oysa hükümet “çözüm” sürecinin fitilini ateşlerken bu arkadaşlar gözlerinde yaşlarla açılım politikalarına “orantısız” destek veriyorlardı. Akil insan heyetlerinde o yollarda beraber yürüyorlardı. Türk bayraklarını, etnik kökeni farklı vatandaşlarımızı rahatsız etmemesi için beraber topluyorlardı. Atasözlerinden mahalle-sokak isimlerine kadar içinde “Türk”ü çağrıştıran ne varsa değiştirilmesini  “elzem”  görüyorlardı. Bir taraf devlet kanalında diğeri kendi özelinde Kürtçe kanal açarak  “çözüm”  sürecine katkı sağlıyordu.
Ne oldu da birden yollar ayrıldı?
Yoksa bir zamanlar bir büyüğün köşesinde yazdığı “kardeş kardeş bölüşme” hukukuna halel getiren bir gelişmemi oldu? Veyahut “devleti paylaşma” hususunda bir tartışma mı çıktı?
Hakikaten ne oldu? Yoksa, Suriye’de sallandırılan bayrağın sapı mı aklınızı başına getirdi. Acaba kafanız  “dank!”  etti de, Milliyetçilerin yıllardır kendilerini paralayarak dile getirdiği “bu iş ülkeyi böler” noktasına yeni mi geldiniz?..
Eğer samimiyse o satırlar,  “değişen” konjonktürde “rol kapma” değilse bu değişim, söyleyecek tek şey var: Günaydın Cemaat!..

 

TRT 6’da Türkçe’ye sansür...

 

Gecenin bir yarısı, bir üniversitede  “Doçent” olan arkadaşım telefon ediyor:  “TRT 6’yı aç ve programı izle” diyor. Devletimizin “Kürtçe” yayın yapan kanalı TRT 6’yı açıyorum. Bir dizi, dizide şarkıcı bir şeyler söylüyor, lakin ekranda  “cızırtı”  var. Görüntü gayet iyi, lakin ses yok cızırtı var. Şarkı bitince dizi normale dönüyor, Kürtçe dublajda  “cızırtı”  yok.
Arkadaşımı arıyorum. Hâlâ iyimserim, ona soruyorum  “sence bu durumun izahı nedir?”   “Muhtemelen”  diyor,  “Şarkıyı Kürtçe’ye çeviremediler veya bu şekilde söyleyecek kişi bulamadılar, işin kolayını bulup sözleri ’cızzlamışlar” . Bipleyemeyeceklerine göre zihni sinir bir yöntemle  “cızırtı” eklemişler. 
TRT 6 yöneticileri Kürtçe bir dizide Türkçe şarkının seyirciyi rahatsız edeceğini düşünmüş olmalı ki normal repliklerde herhangi bir şey yokken şarkılı bölümde cızırtı var. Tabii ki benim burada yürüttüğüm mantık  “tahmine”  dayalı, gerçekler TRT 6 yetkililerinde. Geçmişte İstiklal Marşı sansürlerine rastladığımız TRT 6 yetkilileri bir açıklama yaparlarsa yapılan işlemin Türkçeye Türk televizyonunda “sansür” mü, yoksa sinemacılık tekniği ile açıklanabilecek bir arıza mı olduğunu anlarız.

Yazarın Diğer Yazıları