Krizin birinci ağızdan itirafı

Kayınpeder ve damat ayrı telden çalmaya devam ediyor. Biri "Kriz mıriz yok" derken, öteki bununla mücadelenin dört yıllık hedeflerini açıkladı. Hazine ve Maliye Bakanı'na göre bu sadece yılın enflasyon hedefi 20,8. Gelecek sene 15,8'e indirilmeye çalışılacak. Cari açık ve işsizlikte de aynı oranları görüyoruz. Erdoğan "yok" diyor ama krizin ağababasını yaşıyoruz.

Bir sürü rakama boğmak istemiyorum. Tavsiyem çok şubeli marketlerin ilanlarını takip etmeniz. Gazoz, meyve suyu ve bisküvi dışında bir şey görüyor musunuz? Bir de özellikle A 101 ve BİM'inkilere bakınca züccaciye satılan yerler gibiler. Tenekeler, plastikler başka bir şey yok.

Migros hiç olmazsa "önce bindirim, sonra indirim" taktiğiyle de olsa, bazı gıda maddelerine yer veriyor. Mutfağın ana unsurlarından sıvı yağlara bakın. Örneğin Yudum ayçiçek yağının 5 litrelik tenekeleri 4'e indirildi. Fiyatı ise 32,90'a çıktı. Bir yıllık artış oranı tam yüzde 70!

Önünü göremeyenler

İlgili bakanın bunları fark etmemesi mümkün mü? Mevcut enflasyonu en az yüzde 50 tenzilatla söylemesi dahi, bir yerde "itiraftır". Aynı yorumu bütçe açığı, ithalat-ihracat farkı ve işsizlik için de geçerliydi.

Berat Albayrak'ın söyledikleri sıkıntının en az dört yıl daha devam edeceğinin işaretidir. Erdoğan'dan ricamız ise, uzunca bir süre "kriz mıriz yok" söylevlerini derin dondurucuya atması..

***

Adam gibi yaşamak

NTV 'de konu kolesterol idi kardiyoloji uzmanı Prof. Dr. Alp Burak Çatakoğlu, kısmen bile olsa ilaçların faydasını öne çıkaran konuşmalar yaptı. Kendisinin de hocası olan Prof. Dr. Ahmet Rasim Küçükusta, "tıp artık ticarete alet edildi" şeklindeki iddiasına devam etti. Hocaların hocası Küçükusta, "Çağımızda en büyük kazanç ilaçta" demeyi unutmadı. Adı ve unvanını vererek her gün pastırmalı yumurta yiyen Amerikalı adamın 102 yaşında öldüğünü anlattı.

Bu konuşmalarda "adam gibi yaşamak" lafını tuttum. Bugünkü gelirlerle, tutulamayan etiketlerle adam gibi yaşamak mümkün mü? İnsanlar karınlarını doyuramıyor ki, kolesterol ilacı alacak hâle gelsin!

***

Minnettarım

"Teşekkürler. Senden iyi spor yorumcusu yok Babıali'de. Daha fazla yaz. Eline, hepsinden çok da yüreğine sağlık."

Bu mesajı çarşamba öğleden sonra aldım. Altındaki imza her anlamda Büyüğüm Hıncal Uluç'a aitti. Hemen telefona sarıldım. Teşekkür edip, ellerinden öptüğümü bildirdim. O da yazılı övgüsünü, sözlü olarak tekrarladı. Bu moralle bugün de futbolla ilgili bir şeyler karalamak istiyorum.

UEFA Avrupa Ligi'ndeki üç takımımızın sadece biri yüzümüzü güldürdü. Beşiktaş'ın 3-1'lik galibiyetinden memnun muyum? Hayır. Hele "dik baba dikelim" taktiğiyle geçen ilk yarıda yüreğimiz ağzımıza geldi. Sarpsborg'luların kaçırdığı iki gole bayram ettik. Norveç ekibindeki Amir Askar'ı görünce, Şanlıurfa'da geçirdiği iki sezondan hatırladık.

Akhisar'a, yenilgisine rağmen laf söyleme hakkımız yok. Fena da oynamadılar. Hatta topları direklerden döndü.

En büyüğümüz

Fenerbahçe, Dinamo Zagreb önünde ikinci yarının ilk çeyreği hariç, döküldü."Elif Elmas oynamalı" lobisi oluşturanlar sanırım suspus oldular. Bu çocuğun ilk on birde yer alabilmesi için daha birkaç fırın ekmek yemesi gerekiyor.

Hollandalı çalıştırıcıya gelince. Bu "Cyrano de Bergerac-Pinokyo klonlaması" böyle giderse Ali Koç'u da götürecek.

Futbol medyamıza da şunları söylemek istiyorum "Bazı oyuncuları derbiye saklamış olabilirler" demek nasıl bir mantık? Biz sadece birbirimizi yenmeye mi programlıyız?

***

Şükrü Gülesin

Orhan Ayhan'la, "Spor Tarihi"ne devam ediyor. Bu defa İtalya'da top koşturan futbolcularımız arasından en ünlüsü işlendi. Şükrü Gülesin, Lazio ve Palermo arasında paylaşılmayan isim oldu. İki sezon birinde, iki sezon diğerinde yer aldı.

Beşiktaş'ta 9 yıl, Ankaragücü'nde bir sene formasını terletti. Gülesin son olarak Galatasaray'a transfer oldu. İki maç oynadıktan sonra İtalya'ya döndü. Ancak bu defaki gelişinde hedefi Roma'da restoran açmaktı. Bütün sosyeteyi topladı. Hatta Mısır Kralı Faruk en önemli müşterisiydi.

TRT Spor'daki programda Şükrü Gülesin, en sevdiği yerde -Kınalıada'da- arkadaşları tarafından anıldı.

Öte yandan Türk spor medyasının önemli isimlerinden Kahraman Bapçum'u kaybettik. Onu hiç tanımayanlar, ünlü çizgi roman Hoş Memo'daki bir tipe verilen adla bilirler; Kızılderili Bapçum. Kendisine Allah'tan rahmet diliyorum.

...

GÜNÜN SÖZÜ

Korkak, tehlikeli olmadığı zaman kuyruğunu sallar. Goethe

Yazarın Diğer Yazıları