Başlıktaki deyimin doğrusu şu: “Laf kıtlığında asmalar budamak!”
Seçimlere üç haftalık bir zaman kala genel başkanlar boş atışmaları sürdürüyor.
Miting meydanında,karşınızda size cevap veremeyecek insanlara tek yanlı olarak konuşmak kolay.
O yüzden bu mitinglerin sınırlı tutularak, daha içerikli bilgiler ve açıklamalarla, liderlerin ekranda karşılaşmaları ya da gerçek gazetecilerin sorularını yanıtlamaları daha önemli.
Bakınız, bu tutarsız ama kitlelerden alkış alan açıklamalarından biri şu.
Başbakan ve AKP Genel Başkanı Recep Tayyip Erdoğan, dün, eski Cumhurbaşkanı, 45 yıllık politikacı Süleyman Demirel’e şöyle dedi:
“Otur oturduğun yerde. Otur da bey zannetsinler. Sus.”
Başbakan niçin bunu söylüyor?.. Demirel’in CHP’yi desteklediğine inandığı için.
Millet de (yani sağ seçmen de) bunu alkışlıyor!
Niye be birader?
Erdoğan ile Demirel’ler aynı siyasi kökten gelmiyor mu? Tayyip Erdoğan Adnan Menderes’in devamı olduğunu söylerken, onun asıl devamının Demirel ve Adalet Partisi (AP) olduğunu unutuyor muyuz?
Erdoğan, “Menderes’i idam ettiler” diye siyaset yaparken, onun asıl devamı olan Demirel’e “Sus!” diyor.
Yani aslında kendisi de eleştirdiği davranışı sergiliyor, kitleler de alkışlıyor!

CHP’nin kepenk kapatması!
Bir başka tutarsızlık da CHP’de.
Dünkü basında yer aldı: “CHP, PKK’lıya yas için kepenk indirdi!”
CHP Diyarbakır seçim bürosu, “PKK’nın yas kararına uyarak” kapısına kilit vurmuş. Büro, eski DYP’li Devlet Bakanı, yeni CHP adayı, Salih Sümer’e aitmiş. CHP İl Başkanı Muzaffer Değer de, “Büroyu saygı nedeniyle açmadık”  demiş!
Bu haberler yayınlanınca, Yılmaz Özdil’in deyimiyle “Habur otobüsünden inip, CHP otobüsüne binen” ve CHP Genel Başkan Yardımcısı (GBY) olan Sezgin Tanrıkulu yalanlama yaptı. Ama fotoğraflar ortada.
İnandırıcı olmayan benzer bir açıklamayı da, diğer GBY, Süheyl Batum yaptı.
İnanıp inanmamak size kalmış.
Önceki gün, Kemal Kılıçdaroğlu da, eski AKP’li bakan Kürşat Tüzmen’i görünce tavır değiştirmişti. Miting meydanlarında “Söyle bakalım Kürşat Tüzmen! Listeye giremedin. Yolsuzluk yaptın mı, yapmadın mı?” diye bağırırken; yüzüne karşı “Sana söylemedim. Sen dürüstsün!” deyivermedi mi?
Bu gelişmeleri gördükçe, Allah’tan, Ankaralı seçmenin 1. bölgede gönül rahatlığıyla oy vereceği bağımsız bir alternatifi var diye düşünüyorum.

Beş N Bir K: Sıfır Cüneyt!
Öte yandan, geçen yazımda bugün yanıt vereceğimi söylediğim benzer bir konu ve kişi var.
Genç meslektaşımız Cüneyt Özdemir.
Ekrana yazdığı biçimiyle “beşNbirK” adlı program yapıyor.
Bunun gazetecilikteki açılımı şu: Beş tane N (Ne, Nerede, Nasıl, Niçin, Ne zaman) ve bir tane K (Kim).
Cumartesi günü Radikal’deki köşesinde bana “Muhbir vatandaş devrede” demiş.
Kastettiği de, CNN-Türk’te “Medya Mahallesi” programında bir kez daha açıkladığım, BDP’li sözde bağımsızların yasaya uymadıkları ve hâlen Yargıtay’da parti yöneticisi oldukları gerçeği.
Bunu söylemek, Cüneyt’e göre “Muhbirlik” oluyormuş!
Yani genç gazeteci, hem “ekran klasiği” olmakla övünecek, hem gazetecilikte yukarıdaki 5N1K’yı savunacak, hem de biz de bunu yaptık diye bizi suçlayacak!.
Oldu mu Cüneyt?
Ben de senin için şimdi, “Kanun tanımaz vatandaş devrede” mi diyeyim? Kanun dışılığı nasıl savunursun, Kürtçülük propagandası yapacağım diye?
Bak, kabul etmesen de, ben senin meslek büyüğünüm ve büyük bir çabayla buraya geldim, şimdi de demokrasi yarışındayım.
Kanun yapmak, hak hukuk sağlamak için meclise girmek isteyen politikacıların, kanun ve hukuk tanımaz olmasını savunmak sana yakışıyor mu? Niçin sormuyorsun beş N’yi ve bir K’yı?..
İstiyorsan çağır programına istediğin soruları sor. İstersen karşıma da yasalara uymayan o BDP’lilerden birini de koy.

***

Yarın 19 Mayıs.
Atatürk’ün, kurtuluşun ilk adımını attığı Samsun’a çıkışının 92. yıldönümü kutlu olsun.
Not: Yarın saat 14.00’de Kanal A’da Esra Harmanda’nın “Hadi Konuşalım” programında olacağım.