Mağluptur, bu yolda galip!

Üç ayda partiyi mum gibi eritenler hâlâ iş başında. Yetmezmiş gibi "bu işi sorgulayanlar"ı kapının önüne koymayı sürdürüyorlar. Sanki 80 milletvekilinin yarısını kaybettiren muhaliflermiş gibi. Demokrasi bulunmayan bir siyasi oluşumda parti içi seçim mümkün mü? Farkında mısınız bilmem Devlet Bahçeli adeta Arnavutluk diktatörü Enver Hoca'ya dönüştü. Yürürken, otururken, konuşurken etrafında aynı isimler var. Bunları çoktan sıfatlandırmıştım; "Yağcılar'da inecek var ekibi". Mutlaka klasik araba tutkuları vardır. Sadece Ferdi Tayfur dinliyorlardır. Perşembe gününden bu yana ilk kez rahat uyudukları kesin; Meral Akşener'i nihayet kovdular. Ortalığın toz duman olmasını fırsat bilip Meral Bacı'yı harcadılar. Hükümetten garantiyi alan Bahçeli kongre tarihini açıklamıştı: 2018. O zamana kadar MHP'de kalan son karşıtlarını da hal'leder. Sormak istiyorum "başları göğe erdi mi?" Ak Parti'nin seçimleri bir yıl öne alma önerisine şiddetle karşı çıkan kim? MHP temsilcisi. Çünkü grafiklerinin baş aşağı gittiğinin farkındalar. Bırakın oylarını artırmayı, mevcudu koruma şansları kalmadı. Durumu en iyi özetleyen Araştırmacı Bekir Ağırdır oldu; "Bir süre sonra sen de Ak Parti'ye katıl denecektir".

 Ben araştırmacı değil ama iyi gözlemciyim. Bırakın %10'u geçmeyi 8'i bile zor bulurlar. MHP; göçmüştür. Bahçeli'ye son tavsiyem iktidara da fazla güvenmemesi. Konjonktürün uygun olduğu gün sandığı ortaya koyacaklardır. Erdoğan'ın asıl hedefinin Başkanlık olduğunu fark etmiyorlar mı? Baraj altında kalacak Bahçeli'nin kaybettiği oylar nasılsa Ak Parti'nin cebine akacak.

...

Değişimcilerin arzusu kursaklarında kaldı. Melih Gökçek'in "MHP %10'u geçemez" yayınları yaptığı seçimde tek başıma ben çıkıp imzamı atmıştım; "Misyon partisidir -o zaman öyleydi-. Yüksek atlamacı atlet örneği verirsem, %13'ü rahat aşar". Bugün aynı taahhütte bulunmam mümkün değil. Devlet Bahçeli ile Semih Yalçın liderliğindeki ekibi ortada sempatizan bırakmadı. Türkiye için hayati önem taşıyan akım, tarihinin en ağır bunalımında. Gemiyle birlikte batmayı seçenleri üzüntü ve şaşkınlıkla izliyorum.

 

Ciddi yarışmalar, ciddi endişeler

Önce Altın Petek'i izledim. Engin Hepileri'nin saygı çizgisini yakalamasını beğendim. İyi yarışmacılarla seyir zevkli oluyor. Ancak "Dilşâd olacak diye kaç yıl avuttu felek" şarkısından habersiz olununca çuvallanıyor. Sonuçta "Dilşâd" için "gönlü hoş olmak" şıkkı yerine "kanı ısınmak" tercih edildi. Kaybedildi.

...

Bu defa üniversite öğrencisi bir kız yarıştı. Titanic'in Dublin'e gittiğini söyledi. Koca transatlantiği Büyük Britanya kara sularına hapsetti. Hele "Dablin" diye telaffuz edecekken "Dublin" demesi bir başka tıntınlıktı. Attila İlhan'ın senaryosunu yazdığı, Sadri Alışık'ın başrolünde yer aldığı "Kartallar Yüksek Uçar"ın hiç hatırlanmamasına ise söyleyecek söz bulamıyorum. Bu bölümde Hepileri'nin Banazlı İsmail'i "Banaz İsmail" diye söyleyip söylemediğinden de emin değilim. Tıpkı Titanic'in gittiği yerler arasındaki seçeneklere İstanbul'u eklemesi gibi. Ağzından çıktı, ekrana yazılmadı.

...

Sıraladıklarım özet örnekler. Böylesi bilgisizlikler moral bozucu. Eğer dolu değilseniz, baş vurup rezil olmayın. Bizler de ülkenin geleceği adına endişelenmeyelim.

...

Yeri geldi buraya bir başka notu sıkıştıralım. "'I Will Always Love You"nun aslında bir kovboy şarkısı olduğu ve Doly Parton tarafından bestelendiğinin söylenmesi fena mı olurdu? Bodyguard filmi ve toprağı bol olsun Whitney Houston tarafından uyarlamasını nasılsa herkes biliyor. Benim arzuladığım biraz nostalji. Sevgi Fırat'ın Rising Star'daki yorumu ise fena değildi.

Göze çarpanlar

Geçenlerde yazmıştım Şadan Kalkavan'ın güfteleri ortaya çıktı, diye. Bunu destekleyen yayın TRT Müzik'ten geldi. "Gümüş Tellerle"yi verdiler. Beste: Melahat Pars. Güfte: Şadan Kalkavan yazıldı.

...

TRT 1'de Türkçe hataları çok fazla. En çok kullanılan cümle "elektrikler kesildi". Bu nasıl oluyor? Makasla mı?

...

Türkiye'nin en önemli terör uzmanı Ercan Çitlioğlu'ndan uzun süredir haber alamıyoruz. Ekran tartışmalarında gözlerimiz hep onu arıyor. Dileğimiz sağlık sorunlarını biran önce atlatıp olağanüstü ön görülerini ortaya koyması. Çitlioğlu'na sağlık dileklerimizi yolluyoruz.

***

ÖZEL NOT: Dün sabah Ulusal'da Yeniçağ'daki yazım okunarak değerlendirildi. Mutlu oldum. Kanal yönetimine teşekkürlerimi iletiyorum.

Yazarın Diğer Yazıları