Mahşerimizz...

“Mahşerimizin” dört süvarisi, Atatürk ve Cumhuriyet düşmanları, Ordu düşmanları, Kürtler ve Ermeniler doludizgin!.. Ordu düşmanlarıyla Cumhuriyet düşmanları atbaşı; kıyamet yakın!
Millî bayramların, -19 Mayıs ve Cumhuriyet törenlerinin- kaldırılmasından veya kısıtlanmasından sonra “Sivilleşme, Askerî vesayetten” kurtulma dalgası okula da bulaştı... “Gençleri orduya özlemle bağlamayı” , onlara “Ordu-millet”  duygusunu, terbiyesini aşılamayı ve vatan hizmetine alıştırmayı amaçlayan ve  üniformalı subaylar tarafından verilen Millî Güvenlik Bilgisi derslerinin de kaldırıldığını bizzat Başbakan Erdoğan açıkladı...
Erdoğan, Millî Güvenlik dersinde görülen birtakım konuların 2012-2013 eğitim döneminden itibaren, “Vatandaşlık Bilgisi ve benzeri derslerde sivil öğretmenler tarafından işleneceğini” söylüyor... Bu sivil öğretmenlerin bazılarının kimler olduğu da “ma’lûm” dan malûm!..

***


Türk Ordusuna, askerliğe “yakınlığı” (!) malûm TARAF gazetesi, bu haberi manşetten alaylı bir şekilde, “Okulla ilişiğiniz kesildi komutanım” diye veriyor...
Erdoğan bu derslerin kaldırılmasının gerekçesini de açıkladı: “Avrupa Birliği İlerleme Raporları’nda da eleştiri unsuru imiş” ve şimdi “Millî Eğitim müfredatını çağın gereklerine, bilimdeki ilerlemeye, demokrasideki gelişmeye paralel bir seviyeyeye” taşıyorlarmış!.. Avrupa Birliği ilerleme raporlarında Türkiye’nin eleştirilmesine neden olan, Milli Eğitim şûralarında kaldırılması teklif edilen, “özellikle de asker öğretmenler tarafından verilmesi yadırganan” Milli Güvenlik dersleri kaldırılıyor!..
Kısacası, AB istedi diye böyle oluyor ama asıl amaç Türk Ordusuna, “ordu-millet” geleneğimize yeni yeni bir darbe!..
AB kriterlerinde ordularda cinsel sapıklar, transseksueller, eşcinseller konumunda başka neler var, neler!..
Ve şimdi sıra, ilköğretim öğrencilerine her sabah okutulan, “Varlığım, Türk varlığına armağan olsun” cümlesiyle biten “Andımız” ın kaldırılmasında!..
Üst düzey bir AKP’li,  “1930’larda o dönemin Milli Eğitimi tarafından yazılmış, hiçbir kutsallığı olmayan bir metin. Bu çağda Türkiye’ye yakışmıyor. Tartışmalar, önceden başladı. Kamuoyunun da bu adım için hazır olduğunu düşünüyoruz. Bir anayasa değişikliği de gerekmiyor. Bugün karar verirsiniz yarın olur” demiş!!!  “Sahibinin” , Erdoğan’ın sesi!..
Evet “mahşerimizin süvarileri” doludizgin... Başka ülkelere nasip olmayan ruhumuz, hazinemiz bir plan gereği yok edilmekte ve bu fütursuz süvarilere “Dur!..” diyecek yok!

***

 
Okul çağlarımızda, o zamanlar “Askerlik dersleri” heyecanla beklediğimiz derslerdi... Üniformalı subayları kürsüde görmek, onları dinlemek ne büyük mutluluktu!.. Lise ve üniversitede her yıl iki hafta askerlik kampları yapılırdı.  “Üniformalı” subay ve astsubaylardaki ganimet Rus tüfekleriyle temel eğitim görürdük. Yaz tatilini kesmesine rağmen hiç yadırgamazdık. Robert Kolej’de askerlik öğretmenimiz rahmetli Kore “kahramanı” Tahsin Yazıcı idi... Tahsin Yazıcı’dan o güzel Rumeli şivesiyle “Ferdasi cuni” diye Kurtuluş Savaşı menkıbelerini dinlerdik. “Bu vatan içın anami babami çeserim” derdi. Robert Kolej’de askerlik kampı yaparken, bir gün bize tüfek çattırdı.. Ve “İstikamet denız marş marş” emrini verdi. Rıhtıma doğru koştuk ve denizin kenarına dayandık. O zaman Yüzbaşı Yazıcı kükredi: “Ben sıze dur emrını vermedım” diye. Biz de emir demiri keser diye sapır sapır denize atladık... İşte o ruh öyle bir ruhtu! Talihin cilvesi, rahmetli Yazıcı sonra Kore Tugayında komutanım ve Yassıada’da koğuş arkadaşım oldu. Nurlar içinde yatsın... Bütün “üniformalı” askerlik ögretmenlerimiz de!

Yazarın Diğer Yazıları