Melih Gökçek'ten korkmayan taş olur!

Ünüformasızların direnişi sayesinde Türkiye büyük felaketin eşiğinden döndü. Fetullah'ın "saklı ordusu" az daha yönetimi ele geçiriyordu. Doğru söylemek gerekirse adamlar yıllar yılı altımızı oydu, hükümet edenler seyretti. Gelişmeleri Erdoğan'ın zaman içindeki bir kaç cümlesiyle özetlemek mümkün. Türk Silahlı Kuvvetleri "Ergenekon" tipi uydurma senaryolarla doğranırken Deniz Baykal'a söylediklerini hatırlayalım; "Bu davanın savcısı benim!"

Ne zaman ki Atlantik Ötesi'nden ilan edilen savaşı farketti, cevabı "Ne istediniz de vermedik" oldu. Başbakanlığı döneminde gözlerine çekilen perde Saray'a geçince kalktı; "Bizi de aldattılar"

"Hoca Efendi"nin ilk aldattığı o değildi ki... Bülent Ecevit'i nasıl kandırdığını hiç unutmadık. Yine de şükretmeliyiz top direkten döndü. AK Parti Milletvekili Mehmet Metiner'in nokta atışıyla, "Büyük badire atlattık". Muhalefetin desteği sonucu çıkan OHAL Yasası'nın tanıdığı imkanla FETÖ'cüleri ihraç kararnameleri peşpeşe yayınlanıyor. Hangi kuruluşa, hangi cemaat üyeleri yerleştirilmiş onar onar, hatta biner biner ortaya dökülüyor.

Bazı saptamalar

---------

Bir kaç isim üzerinde durmak istiyoruz. Yıllar yılı doğru yanlış, "alnı secde gören bizdendir" mantığı sergileyen Reşat Petek'e öncelik vereceğiz. Bu asker kökenli hukukçunun 15 Temmuz sonrası konuşmalarını duydukça ağzımız açık kalıyor; "2013'te gerçeği görüp döndüm"

Ekran kayıtları ortada dururken bu inkarı nitelendirecek kelime bulamıyoruz. Demek ki onun hedefi milletvekili olmaktı. Bunu da başardı. Yerinde olsak bu aralar hiç bir ekranın davetini kabul etmeyiz. CCN Türk'te Ahmet Zeki Üçok ve İsmail Saymaz, Petek'i perişan  edip pestilini çıkardılar.

Yine bekledi ve vurdu

-----

Ankara Belediye Başkanı havalar ondan yana yelken basınca ağzındaki fermuarı açıverdi. Önce Meral Akşener'e salladı. Devlet Bahçeli'nin karalamalarına omuz verdi. Akşener'i Fetullahçı yaptı. Bülent Arınç'tan da intikamını almayı unutmadı. Elindeki karaları bolca fırlattı. Melih Gökçek'in

yıllar önce sarfettiği  bir sözü tekrarlamak istiyorum; "Recep Tayyip Erdoğan varken hiç bir zaman AK Parti'nin liderliğine aday olmam"

Demek ki hedefine yaklaştı. Biz notumuzu düşelim de ileride gerekebilir. Bu arada Başbakan Binali Yıldırım'ı da uyarmış olduk. Şimdiden tedbirini alsın.

Tadında bırakmak

------

Rejime sahip çıkmanın bir yolu da "meydanları doldurmak". Belki  bir süre devam ederse laf etmeyiz. Ancak İstanbul Belediyesi'ne bağlı kuruluşlarda bu iş abartıldı. Örneğin, İSKİ'de bir tanıdığımız var, "mecburi uygulama" yüzünden boşamanın eşiğine geldi. Sonunda amirine patladı; "Haftalardır küçük çocuğuma hasta kaynanam bakıyor. Ne olur beni affedin"

---

Daha bir kaç yıl önçe Kuyumcu Kent'in yanındaki Ayamama deresinin iki tarafını Fetullah'ın yurtlarına tahsis eden Kadir Topbaş milleti nöbete dikerek günah mı çıkarıyor? Neyse ki Cumhurbaşkanı, "Bu Pazar son" diyerek kimileri için işkenceye dönüşen uygulamayı sonlandırdı.

***

Erhan Çelik TRT Haber Koordinatörlüğü görevine başladı. Torpil First Lady'den olunca aldığı para fena değil. Garibim Zafer Kiraz'ın 1 yılda aldığı toplam maaşı 1 ayda götürüyor. Ankara'da lüks otelde ikamet, yiyecek-içecek masraflarını da unutmayalım. Muazzes Ersoy, Zerrin Özer ve Yavuz  Bingöl gibi öteki torpillilerin "zam kavgası"nı başlatmaları yakındır.

Yazarın Diğer Yazıları