MHP Kurultayı

Türk Milliyetçi Düşünceyi siyasi platformda kırk yıldır temsil eden Milliyetçi Hareket Partimizin 9. Olağan Kurultayı,  Pazar günü Ankara’da yapılacak. Bugüne kadar siyasi kuruluşumuza hizmet eden bütün ülküdaşlarımıza candan teşekkür eder, uçmağa varanlara rahmet, yaşayanlara da sağlıklı ömürler dilerim.
Rahmetli Alparslan Türkeş  “Türk Milliyetçi Düşüncesini”  dernekçilikten siyasi hayatımıza taşıma becerisini gösteren yetişkin bir insan, bir siyasi lider ve düşünür, bir devlet adamıdır. İdeolojik bir görüşü siyasi hayata taşımak ve yurt bütünlüğünde teşkilatlandırmak her yiğidin harcı değildir. Bütün yurdumuzda teşkilatlanan ve yarım asıra yakın siyasi faaliyete devam eden Milliyetçi Hareket O’nun eseridir. Türkeş, her zorluğu yenmesini bilmiş, 6 yıl 5 ay hapis ve sürgün hayatı yaşayarak en büyük çile çeken lider olmuştur. Ömrünü inandığı davaya adayan, Türk Milliyetçilerinin siyasi lideri, 12 yıl önce 4 Nisan günü uçmağa vardı. Yeri doldurulamayacak Başbuğ Alpaslan Türkeş’in vefatından sonraki Milliyetçi Hareketin kongrelerinde, hazırlıksız olduğumuzdan çetin ve zor günler yaşadık. Neticede namzet arkadaşlar kendi aralarında anlaşarak Devlet Bahçeli’yi uygun görmüşler ve büyük kongreden üç gün önce, İstanbul Florya’daki TBMM tesislerinde rahmetli Necati Uslu kardeşimizin tertiplediği benim de davetli olduğum on kişilik yemekli toplantıda beraberliğimiz olmuştur.
Ancak Genel Başkanımız olan Devlet Bahçeli’nin makama oturduktan sonraki tutum ve davranışları bizleri tatmin etmemiştir. Türk Milliyetçilerini siyasi platformda temsil eden siyasi kuruluşumuzdan beklentilerimiz hedefine ulaşmamış, bu oluşumdan hiçbir karşılık beklemeyen bizleri de rahatsız etmiştir. Zaman zaman gördüğümüz aksaklıkları usuller içinde kendilerine ulaştırmayı ve tekliflerimizi de sunmayı denemişsek de, neticenin değişmesini sağlayamadık. Hükümet ortağı olduğumuz dönemde kendisi ile makamında bir buçuk saat süreli özel görüşme yapmış ve belirli konulardaki şahsi görüşlerimi, uygulamalarda gördüğümüz yanlışlıkları tekliflerimle beraber sunmuştum. Özel kalemin yapısından, Genel Sekreterliğin, AR-GE’nin, Ülkü Ocaklarının durumuna kadar teklif ve beklentilerimizi birlikte sunmuştum. Özellikle, parti yönetimi ile Milliyetçi gönüllü kuruluşlar arasındaki anlaşmazlıklardan, gazete ve televizyon konularındaki yardımlardan bahsetmiştim. Görüşmelerimizde kendisinin olumlu bulduğu birçok konuda hiçbir teklifimin yerine getirildiğini ve uygulandığını bugüne kadar görmedim. Kendileri bütün davranışları ile ölçülü hareket eden ve güzel bir yapıya sahip, ağırbaşlı, uyumlu insanımızdır. Ancak mensubu olduğu siyasi platformun insanlarını memnun edememiştir. Hatta onları isyan ettirmiştir. Ülkücü yapımızı ömür boyu içine sindiremeyecek olan Ecevit ailesi’nin  “Eli kanlı katillerle biraraya gelip, hükümet olmayı pek fazla içime sindiremiyorum”  diyen terbiyesizliği içine sindirmiş, kendisinin yerine görevini TBMM kürsüsünde hepimiz adına yapan ülkücü kardeşimiz Ali Güngör’ü Partimizden ihraç etmiş, Devlet Bakanımız Sadi Somuncuoğlu’na TBMM çatısı altında seviyesiz temsilcilerimiz tarafından yapılan saldırılar, Genel Başkan adaylarımız Ramiz Ongun ve Prof. Ümit Özdağ’a uygunsuz davranışlarda bulunanları görmezden gelerek ağırbaşlı bütün Türk Milliyetçilerini fazlası ile üzmüştür. Başbakan yardımcısı olarak Hükümet’in yanlışlıklarına iştirak etmiştir. Çin Halk Cumhuriyeti Cumhurbaşkanı’na  “Şeref Madalyası”  vermiştir. Türkeş tarafından başlatılan  “Türk Devlet ve Toplulukları Dostluk, Kardeşlik ve İşbirliği Kurultayları” na, Türk Ocakları Genel Başkanlığınca her yıl tertiplenen  “Türk Gençlik Kurultayları” na, Türk Dünyası Araştırmaları Vakfı’nın her yıl tertiplediği  “Türk Dünyası Çocuk Şöleni” ne sırt çevirmiştir.
Bölücübaşı A. Öcalan’ın cezasının infazını becerememiştir. IMF ve AB uyum yasalarına tabi olarak, milliyetçi iradenin dışına düşmüştür. Gençlik teşkilatımızı sahipsiz bırakmış, AR-GE merkezimizi kısırlaştırmıştır. Parti dışı milliyetçi potansiyellerden faydalanmayı aklından bile geçirmemiş, Milliyetçi kuruluşların faaliyetlerine sırtını çevirmiştir ve küskünlükler yaratmıştır. Türk Dünyası ile ilgili bağlarımızı artırmak için hiçbir faaliyeti desteklememiştir. 18 yıldır Tekir Yaylasında tertiplenen  “Erciyes Zafer Kurultayı” mızı engellemiştir.
3 Kasım 2002 seçimlerindeki beklenmeyen netice karşısında MHP Genel Başkanımız Devlet Bahçeli, yanlışlıkların tamamını üslenmiş ve görevinden ayrıldığını açıklamıştır. Fakat yedi yıldır sözünü yerine getirmeyerek Milliyetçi Hareketi, hareketsizleştirmiştir.
Tanrı Türk’ü Korusun.

Yazarın Diğer Yazıları