MHP'nin diriliş günü

Milliyetçilik davası, Türkiye'nin kaderine yakından etki etmiş, birçok "izm"in yok olmasına rağmen partileşip kurumsallaşarak bugünlere gelmiştir.

Türkiye Cumhuriyeti'nin kurucu iradesinin Türk milliyetçiliğine dayalı olması da bu önemli davanın varlığında, büyümesinde, kurumsallaşmasında en büyük etkenlerden biri...

İşte böylesine önemli bir fikrin, siyasi temsil noktası olan Milliyetçi Hareket Partisi'nde yaşanan gelişmeler, tarihe geçiyor ve bizler de bu tarihi anlara tanıklık ediyoruz.

***

Uyutulduğu, kontrol edildiği, yönlendirildiği, düşünmekten uzaklaştırıldığı düşünülen büyük bir kitle yola çıkmış durumda.

1 Kasım seçimlerinin ertesi günü başlayan sorgulamalar, eleştiriler her seferinde "hainlikle" itham edilince ok yaydan çıktı, sabırlar tükendi...

İnsanlar daha iyi bir gelecek için, çocuklarına bırakacakları daha güzel bir Türkiye için MHP'ye duyulan ihtiyacın farkındalar. İşte bu ihtiyaç, MHP'deki değişimi bir ülke meselesi haline getirdi.

Anketler, değişim olduğu an MHP'nin oylarını %25'in üzerinde gösteriyor.

Anketlere büyük önem veren, neredeyse 15 günde bir anket yaptırıp bunları değerlendiren AKP de durumun farkına vardı. MHP'deki değişimin iktidarı ellerinden alacağını az çok tahmin ediyorlar.

İşte bu yüzden; milliyetçileri, başkalarıyla karıştırıp operasyonlara başladılar. Herkese bir kulp taktılar, yargıyı yönlendirip, devletin polislerini insanların önüne diktiler, TOMA'larla barikatlar kurdular...

Hiçbir PKK toplantısında alınmayan güvenlik önlemleri, MHP'liler için kuruldu.

Saray medyasından, genel merkez trollerine, yandaş yazarlardan, damat kanallarına kadar "Büyük olaylar çıkacak, ülkücüler birbirini vuracak, tarlada kurultay mı olurmuş" dediler.

Ne olay çıktı, ne de ülkücüler birbirini vurdu...

Erciyes Zafer Kurultayı'ndaki coşkuyu görmeyip, "Erciyes'i bir daha yapmayacağız" diyenlerin tahminleri tutmadı. Ankara'nın dışında kalan, toplu taşıma imkanının olmadığı bir noktada on binlerce Ülkücü toplandı.

Alandaki delege sayısının 900'e yakın olduğu biliniyor... İnsanlar şenlik havasında buluştular, kucaklaştılar... 4 farklı genel başkan adayı, ülkenin geleceği için bir olup, ortak hareket ettiler.

Ülkücüler, her zaman atıf yaptıkları toylarına kavuştular. Tüm engellemelere, zorluklara, müdahalelere karşı yapılan bu toplantı tarihidir, semboldür.

Her yıl 15 Mayıs'ta "Ergenekon'dan çıkış" tadında gelenekselleştirilmesi gerekir.

***

15 Mayıs günü için Meral Akşener'e ayrı bir parantez açmak gerekiyor. Kendisi 8 saat boyunca demir bariyerlerin önünde, Milliyetçiliğin inanmış ruhunu öyle güzel temsil etti ki... Birilerinin küçümsediği, aşağıladığı bariyer önündeki bekleyiş, MHP tarihinde sembolleşen kareler arasında şimdiden yerini almış durumda. Kendisine inanan iradeyi yanıltmadı, güçlendirdi.

Bundan sonra ne yaparlarsa yapsınlar, nasıl bir düzen kurulursa kurulsun, bu uyanış, bu şahlanış artarak devam edecek.

Yapılan manipülasyonlar, hukuku yönlendirme süreçleri, MHP'lilerdeki farkındalığı en üst seviyeye getirmiş durumda.

***

8 şehit cenazesinin olduğu bir günde, kendi nikahları için ambulansların yolunu kesip, devletin binlerce polisini kendileri için kullanmakta mahsur görmeyenlerin, MHP'yi ahlak dışı girişimlerle dizayn etme çabası ayyuka çıkmış durumdadır...

Ancak ne TOMA'lar, ne çevik kuvvet, ne de başka engellemeler bu uyanışın önünde set çekecek gibi durmuyor.

***

MHP'de ayrı bir parantez de genel merkez yönetimine açmak gerekiyor. Kendi insanına hakaret eden, tehdit eden, hatta Pazar günü il yönetim kurulu üyesine saldıran bir yapının ne geleneği, ne töresi ne de insafı kalmıştır!

Töre bilmez, yol bilmez, gelenek bilmez, insandan anlamaz, duygusuz, soğuk bu yapı şu anda Türkiye'nin önünde en büyük engeldir.

900'e yakın delegenin olduğu bir ortamda da meşruiyetini kaybetmiştir.

Yazarın Diğer Yazıları