MHP'nin geleneksel sahası ve kanaat önderleri

Seçmen davranışlarının belirlenmesinde etkili olan hususlar teorik açıdan sosyolojik, psikolojik ve rasyonel tercihler şeklinde sınıflandırılıyor. Psikolojik etki alanında kişinin değer atfettiği parti ile özdeşleşmesi öne çıkarken, sosyolojik yaklaşımda akrabalık, hemşehrilik etnisite temelli ya da din ekseninde oluşan grup dinamiği seçmenleri sosyal alt sistemler içerisinde bir araya getiriyor. Rasyonel kararlar verilirken ise partinin geçmişteki başarısı ve bugünü bir arada irdeleniyor. Bu kapsamda odaklanılacak siyasal partilerden birisi de MHP'dir. MHP'nin bugün üzerinde durduğu en önemli belirleyici, partiyle özdeşleşme eğilimi taşıyan seçmenlerin kararlı tutumlarıdır. Kararsız seçmenleri barındıran rasyonel karar vericiler ise MHP'ye yönelimini dönemsel bazı sebeplerle gerçekleştiriyor. Bunlardan en önemlisi güvenlik ve terör meselesidir. 7 Haziran'da yaklaşık 3 puanlık bir artış sağlayan bu geçişgenlik sahasının 1 Kasım'da nasıl bir sonuç vereceğini hep birlikte göreceğiz. Ancak MHP seçmeninin değişimi ve farklı partilerle etkileşimi açısından partinin geleneksel oy sahasına ve onu ayakta tutan kanaat önderleri boyutuna bakmak gerekiyor.

Bazı iller çıkışta...

MHP'nin geleneksel oy sahasında yer alan küçük ve orta ölçekteki 10 ilin 1999, 2002, 2007, 2011 ve 2015 seçimlerini kapsayan oy değişimi irdelendiğinde 1999 genel seçimlerinde bu 10 ilin MHP'nin toplam oylarının %11'ini aştığı görülüyor. Partinin baraj altında kaldığı 2002 seçimlerinde bu 10 ilde yaklaşık %60 düzeyinde bir gerileme ya da oy kopuşu olduğu anlaşılıyor. Bu seçimde, yani 2002'de 10 ildeki 46 milletvekilinin 39'unu AKP kazanmıştı. 2015 seçimlerinde ise TBMM'ye 35 milletvekili gönderen bu illerden AKP 24 milletvekili alırken MHP göreli oy artışları sağlayarak 8 milletvekili çıkarttı. 2002'den bu yana yaşanan değişim irdelendiğinde özellikle Aksaray, Kırşehir, Kırıkkale ve Kütahya'da MHP'nin ciddi bir çıkış yaptığı görülüyor. Buna karşın MHP'nin Tokat, Kastamonu, Çankırı, Afyon, Çorum ve Yozgat'ta 2002'de yaşanan kopuşları istenilen ölçüde durduramadığı ya da geri getiremediği anlaşılıyor. MHP açısından geleneksel seçim çevrelerinde önem arz eden hususlardan birisi sahadaki insan kaynağını motive ederek dinamizm katabilecek aday profillerinin büyükşehirlere nazaran daha belirleyici olmasıdır. Bu kapsamda sosyal ağ düzeneği yaklaşımı büyük anlam kazanıyor. Toplum içerisinde insanların yerleşikliklerinin davranışlarına olan etkisi ağ düzeneği kuramı ile açıklanıyor. Buna göre toplumsal sistemde var olan ağ düzenekleri bireyler ve örgütler başta olmak üzere o toplumu oluşturan aktörler arasındaki ilişki ve etkileşimi ifade ediyor. İşte siyasetin en etkili ara kanalı olan kanaat önderleri bu etkileşim zemini üzerinde başat rolü görebiliyor.

Nerede bu kanaat önderleri?

Şimdi pek çoğunuzun yaşadığınız yöredeki böyle isimleri hatırlayıp aradığını biliyorum. 1980 öncesi ve sonrasında MHP'nin ideolojik mücadele alanını ayakta tutan bu tip illerde özellikle sosyal ağ düzeneğinde merkeze oturan kanaat önderleri vasıtasıyla göreli biçimde bu başarı sağlanabilmekteydi. Bir yandan bu seçim çevreleri ile merkezin gayriresmi ve organik ilişkisi kuruluyor bir yandan da küskünlükler, kırgınlıklar ve orta seviyeli ayrışmalar MHP'nin kanaat önderleri ile normale taşınabiliyordu. Artık pek çoğu aramızda değil. Hayatta kalanlar ise ya partiden dışlanmış ya da hak ettikleri sonuçları alamıyor. Böylesi potansiyele sahip olanların bir kısmı da aktif siyaset yapmak adına potansiyelini kullanamaz hale geliyor, getiriliyor. Bir diğer problem de teknolojinin geldiği nokta itibariyle kanaat önderliğinin bilgi ağına taşınması ve sosyal medyadaki etkinliğinin gün yüzüne çıkması. Bu sürece uyum sağlayamayan kanaat önderlerinin yerleşik sistemde etkili olmaları artık o kadar kolay değil. Bu sistemin yeniden inşası için yapılacak müdahaleler ise ancak orta vadede kalıcı sonuçlar verebiliyor. Yeniden inşa sürecini de bir başka yazımıza bırakıyoruz...

 

Yazarın Diğer Yazıları