MKE Kırıkkale Fabrikası Müdürü Mustafa Tanrıverdi’nin tutuklanmasına neden olan soruşturma 1 Nisan 2016′da yapılan bir ihbar üzerine başladı. Anayasal Suçlar Soruşturma Bürosu tarafından başlatılan soruşturma kapsamında, sulh ceza hakimliğinden CMK’nın 140. maddesi uyarınca şüpheliye yönelik teknik araçla izleme kararı alındı. Şüpheli Tanrıverdi ile ihbar eden K.K’nın buluşma noktası olan lokantaya önceden gidilerek burada ses ve görüntü kaydı alınması için ekipman kuruldu. Ankara Emniyet Müdürlüğü Organize Suçlarla Mücadele Şube Müdürlüğü ekipleri de buluşma yeri olarak belirlenen restoranda sivil kıyafetlerle beklemeye başladı.
TECRÜBEMDEN FAYDALANMAK İSTEDİĞİNİ SÖYLEDİ
Hakimlik sorgusunda ifade veren Tanrıverdi, şunları söyledi:
“1987 yılından beri MKEK kurumunda değişik görevlerde, son olarak da silah fabrikası müdürü olarak çalışıyorum. MPT-76 adlı piyade tüfeğinin ilk başlangıcından bugüne kadarki tüm aşamalarında aktif olarak görev aldım. Proje koordinatörü olarak çalıştım. Şu anda NATO standartlarındaki en çok testi geçebilen ve dünyada birinci sırada yer alacak nitelikteki bir piyade tüfeğinin seri üretimine müdürü olduğum fabrikada başlanmıştır. Ben K.K. isimli kişiyi yaklaşık bir buçuk yıldır tanırım. Kendisinin Amerika’da yasal olarak silah ticareti işi yaptığını, ayrıca sivillere yönelik bir silah fabrikası kuracağını biliyorum. Ben bu kişiye on bin adet MP-5, G-3 ve buna benzer silahların sivil versiyonlarını yasal olarak sattım. Sivil versiyondan kastım otomatik değil. Tek atış yapabilen, emniyeti olan silahlardır. Benden MPT-76 ve MP-5 tüfeklerinin çizim ve diğer bilgilerini istedi. Amerika’da silah fabrikası kuracağını, benimde tecrübemden faydalanmak istediğini söyledi. Ben de bir hata yaptım, söylediği sözlere inandım. Bu kapsamda K.K. bana uygun bir para vereceğini söyledi. Biz pazarlık yapmadık. O da çanta ile parayı bana verdi. Ben bu çantadaki parayı da saymış değilim.
BU BİLGİLER DEVLET SIRRI DEĞİL
K.K’ya flash disk içerisinde verdiğim bilgilerin büyük bir kısmı, daha doğrusu namlu dışındaki tüm parçalara ait teknik veriler gizli bilgi niteliğinde değildir, hizmete özel bilgidir. Teknik çizim ve verilerin tamamı gerek internette gerekse taşeron firmalara verdiğimiz teknik şartnamelerde mevcuttur. Bu nedenle ortada devlet sırrı niteliğinde bir bilgiden söz edilemez. Hatta namlunun yiv set kısmı dışındaki bölümleri dahi taşeron firmalar aracılığıyla fabrikamız tarafından yaptırılmaktadır. Benim verdiğim flash disklerde namlu ile ilgili teknik veriler de mevcuttur. K.K. bu flash diskteki bilgileri alarak yasal yollardan bu silahları üretmesi mümkün değildir. Zira patenti Amerika’da da ülkemiz lehine koruma altındadır. Ancak bu kişi bu teknik verileri esas alarak gerekli değişiklikleri yaparak sivillere yönelik silahlar imal edebilir. Ben de bu şekilde yapacağını düşünüyorum.
SSM “İSTEYENE VERİYOR” DEDİ
K.K. dışında herhangi bir kişiye, kuruluşa ya da devlete bilgi vermedim. Ancak Savunma Sanayi Müsteşarlığı ihracat amacıyla isteyen herkese bu bilgileri vermektedir. Tabanca imalatı yapan ve av tüfeği de satan bir firmanın sahipleri de benim gibi Giresunludur. Gıyaben duyduğum kadarıyla onlar da tüfek imalatı yapmak istediklerini, bu kapsamda SSM ile görüşmelerinin olduğunu biliyorum. Ancak firma ya da Türkiye’den başka herhangi bir firma ya da kişi benimle MPT-76 ya da MP-5 silahlarının üretimi, planlarının kendilerine verilmesi ya da herhangi bir konuda görüşmüş değillerdir. Bu kapsamda firma ya da yetkilileri ile bir münasebetim olmamıştır
PİŞMANIM
Tanrıverdi, ifadesine şöyle devam etti:
“Ben bu olayda hatalı davrandım. Yaptığımın farkındayım ve pişmanım. Ancak K.K’ya verdiğim bilgilere göre bu kişinin bu silahı uygun teknik imkanlar ile üretebileceğini biliyorum. Ancak teknik olarak üretebilir durumda olsa da Amerikada bunu yasal çerçeve dışında üretip satabilmesi mümkün değildir. Söylemek istediğim husus budur. Yine ifade ettiğim üzere K.K. bu verileri kullanarak sivil amaçlı tek atış yapan emniyeti olan bir silah yapıp onu satacağını düşünüyorum.”
Tanrıverdi, bu ifadesinin ardından, “devlete ait gizli kalması gereken fenni keşif, buluş ve sınai verilerden yararlanma” ve “rüşvet alma” suçlarından tutuklanarak cezaevine gönderildi.
