İstikrar için ne yapmalıyız?

Ekonomi reel gerçektir. Bir sorun yaşanırsa, bu sorunu manevi değerleri öne çıkararak veya algı yaratarak çözemezsiniz. Hele bugün içinde bulunduğumuz panik sorununu hiç çözmezsiniz. Üretici-tüketici gibi iktisadi ajanlar ve piyasa gerçek çözümler ister.

Türkiye IMF'ye gitmeden ağırlaşmakta olan istikrar sorununu çözemez. Başka ülke de çözemez. Çünkü sorun 16 senelik bir birikimin patlamasıdır.

IMF'den kredi almanın yolu, stand-by düzenlemesinden geçer. Stand-by düzenlemesi hükümetin niyet mektubunun, IMF icra direktörleri tarafından kabul edilmesi ile gerçekleşir. Ancak IMF nasıl bir istikrar programı istediğini görüşmeler sırasında telkin eder.

Aslında her şey ortadadır. IMF'nin isteyecekleri bellidir:

1- Kısa vadeli önlemler:

Bütçeden, gerçek sosyal destekler dışında kalan, seçime yönelik popülist harcamaların kaldırılması ve bütçede kaynakların etkin kullanılması sağlanmalıdır.

Kamu sektöründe tasarruf önlemleri alınması. Bana göre başta sarayın yerli ve yabancı sermayeye turizm amaçlı devredilmesi gerekir. 

Kamu bankalarının özelleştirilmesi. Popülist kredilerde, medyanın siyasi vesayet altına alınmasında kullanılan 4 kamu bankası özelleştirilmelidir. Bu bankalar siyasi baskı altında haksız rekabet yaratıyor ve kaynakların etkin kullanılmasını önlüyor.

Merkez Bankası'nın bağımsızlığı teminat altına alınmalıdır. Bana göre MB'ye TL yanında kuru gözetmesi görevi de verilmelidir.

IMF standart olarak ücret ve maaş artışlarının beklenen enflasyona göre belirlenmesini ister. Fark verilmemesi. Bunu 2001 yılında  güçlü ekonomiye geçiş programında da yaptı.

KOBİ kredileri gibi, esnaf kredileri gibi popülist kredilerin projeye bağlanma şartının getirilmesi sağlanmalıdır.

2- Orta ve uzun vadeli önlemler:

Geleneksel ve sosyal kurumlar; devlet, aile, eğitim, hukuk, ekonomi, siyaset ve din alanlarında yapısal reformlar yapılmalıdır.

Kamuda bürokrasi etkin çalışma sağlanmalıdır. Liyakat sistemi getirilmelidir.

Eğitim sistemi çağdaş dünyaya uygun olarak yeniden yapılanmalı, imam hatiplerin az bir kısmı kalmalı, gerisi ara eleman, teknisyen okullarına çevrilmelidir.

Devletin piyasada oligopol yapıları, kartelleri kırması ve rekabetin önünü açması gerekir. Bunun için kamu altyapı yatırımlarını  özelleştirmekten vazgeçmek gerekir. Dahası gerektiğinde devletin bizzat piyasada iş görmesi lazımdır.

Bir ekonomide iktisat politikalarının başarısı ve kaynakların en verimli şekilde kullanılması için, her şeyden önce devlet-piyasa arasında optimal bir denge kurulmuş olması gerekir. Baskıcı ve bürokratik devlet, sermayenin başka ülkelere çıkmasına ve paralel olarak yatırımların aksamasına neden olur. Bunun için devletin fonksiyonları yeniden tarif edilerek, bürokrasiyi bu paralelde ve liyakat esasına  göre şekillendirmek önemlidir.

Hukuk reformu yapılarak, Hukukta Türkiye'nin ta 1950'lerde taahhüt ettiği Avrupa Konseyi Müktesebatına ve uyum sürecinde AB, Venedik Komisyonu standartlarına dönmesi gerekir. Hukukun üstünlüğü yeniden sağlanmalıdır.

Üretimi dışa bağımlı olmaktan kurtarmak için ara malı ve ham madde sektörleri için ithal ikamesi politikası uygulanmalıdır.

Dolaylı, dolaysız vergiler arasında istikrarı bozmayacak şekilde optimal bir denge kurmak için vergi sisteminde yeniden yapılandırmaya gitmek gerekir. Rantların yeniden vergilenmesi gerekir.

Sonuç: Bugünkü siyasi iktidar bu reformları yapmaz ve IMF'ye gitmezse, istikrar, sorun daha da ağırlaşacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları