Mutlu kişi mutlu birey yetiştirir

Bizim kültürümüzde şöyle bir bakış açısı var. Bu yaklaşım hâlâ varlığını sürdürüyor. Bu yaklaşımda şöyle söyleniyor. Yemedim yedirdim, giymedim giydirdim. Ailem beni okutmadı, ben okuyamadım. Ama çocuklarımın üniversitede okumalarını istiyorum. Ne kadar güzel bir bakış açısı gibi görünüyor. Fedakarlık var, içinde özveri var. Kutsallık var diyebiliyoruz. Aileler çocuklarına bu şekilde yaklaştıklarında çocukları için her türlü fedakarlığı yapıyorlar. Ben eğer bir anne olarak veya bir eş olarak ben yemedim yedirdim, giymedim giydirdim dediğimde bu şekilde yaklaştığımız eşimiz ya da çocuğumuzsa, bu onların bizi hayat boyunca el üstünde tutacaklarını düşündürüyor. Gerçekte ise bu iş böyle olmuyor. Bizim kendimize vermediğimiz değer, fedakarlık eziyet, katlanma onların gözünde bizi birinci sınıf kişilik olarak görülmemizi getirmiyor. Zaten yapmamız gereken doğal bir fedakârlık gibi görünüyor. Biz psikologlar şöyle diyoruz. Eğer kişi kendisi mutlu değilse mutlu bireyler yetiştirmesi mümkün olamaz. Kişi önce kendisine yatırım yapması gerekir. Daha sonra eşine ve en son çocuklarına olmak üzere bir sıralama yapmalıdır.
Bu sıralamada daha sonra akrabalar ve dış çevre gelecektir. Geleneksel toplumlarda bu sıralama hep tersine doğrudur.
(Konuya devam edeceğiz)

Yazarın Diğer Yazıları