Ne kadar büyük başarıymış şu özür işi!

İsrail, Mavi Marmara olayından beş yıl sonra Türkiye’den özür diledi. Türkiye’de bu olay neredeyse havai fişeklerle karşılandı. Kırk gün kırk gece şenlikler yapıldı. Onlar erdi muradına biz çıkalım kerevetine.
Vaktiyle Melih Gökçek de AB’ye aday gösterildiğimiz vakit havai fişekler atmıştı Ankara’da. Biz ne zaman ve nasıl bu hallere düştük! Bir kanalda bunu yorumlayan dört yandaş gazeteciyi dinledim. Onların karşısında Özcan Yeniçeri tam ve başarılı bir fikir savaşı veriyordu. Bu adamlar, en azından on yıllık gazetecilik deneyimine sahipler. Akılları fikirleri de var, yaşları da epeyce... Nasıl oluyor da bu özrün Obama’nın ısrarıyla dilendiğini anlamıyorlar ya da bilmiyorlar? Üstelik sevinçlerinde ve övgülerinde samimi idiler.
Bu işin aynı zamanda Öcalan’ın Nevruz gösterisiyle tamamlanan bir Türkiye’yi kuşatma süreci olduğunu da mı anlamıyorlar?
   Ama bence zayıf bir kuşatma. Çünkü öbür tarafta koskoca Rusya-İran, hatta ekonomik başarılarını korumak zorunda olan Çin, Suriye, Ürdün, Irak var. Hatta Pakistan’ın da anti-emperyalist cepheye yakınlaştığını görüyoruz. Karzai, ABD’ye beklenmedik çıkışlar yapıyor. Afganistan ise, malum ABD belasından kurtulmak üzere. O belanın Türkiye topraklarına gelecek olması bizim için kayıp, ama durum bu.
Öcalan gösterisi çok komik tepkiler almakla birlikte, çok büyük infial uyandırdı. Bahçeli’nin Bursa mitingi bunu gösteriyordu. Bu mitingler devam edecek. Gazeteci hanımlar bu, silahlara (sahte) veda hikayelerini istedikleri kadar övsünler, yüceltsinler, hatta birinin yazdığı gibi  “zılgıt seslerini duyunca ağlasınlar” ,  “artık annelerin ağlamayacağını, gelinlerin yavuklusuz kalmayacağını” öngörsünler, Türklerin aklından ve vicdanından bu kadar şüphe etmeleri yanlış bir öngörü oluşturuyor.

 


***

 


Birinci ve İkinci Dünya savaşlarını da böyle güle oynaya çıkarmışlardı. Çarliston oyunları refakatinde kısa saçlarının bir kısmını gözünün üstüne düşüren süslü kadınlar ve şık erkekler, hayatın tadını çıkarmaya bakarlardı.
Birinci Dünya Savaşı, Osmanlı İmparatorluğu’nun parçalanması hedefine yönelikti. Filistin’i Osmanlı’nın elinden almak için denedikleri bütün yollar başarısız olmuştu. Mason-Siyonist dayanışması sonunda, işte bildiğiniz Yavuz-Midilli hikayeleri ve Rus limanlarının bombalanması... Ama fitili ateşleyen Sırp Prensi’nin bir suikastla öldürülmesiydi. Bundan sonra sıra, ele geçirilen Osmanlı topraklarının ileride kullanılmak üzere ulus devletlere bölünmesine geldi. Bakmayın siz o  “cetvelle çizme”  hikâyelerine. Sınırlar cetvele sığmayacak kadar zor arazi şartlarını ihtiva ediyordu. Son derece bilinçle yapılmıştı. Ulus devletlerden sonra Orta Doğu’nun, Condeelezza Rice’ın ilan ettiği gibi  “sınırlarının yeniden çizilmesi” ne sıra gelecekti. Küresel sermayenin Orta Doğu’yu yutmasına hazırlıktı bu.
Şimdi Öcalan’ın Nevruz gösterisi ile anlaşılıyor ki 3. Dünya Savaşı’na da güle oynaya gidiyorlar. Suriye’den İran’dan toprak alacaklarmış da Türkiye’deki Güney Doğu’ya ekleyeceklermiş de Büyük (!) Kürdistan (!) yapacaklarmış...
Ey Kürt kardeşlerimiz, Birinci ve İkinci Dünya savaşlarında ne kadar Avrupalı ve Asyalı öldü biliyor musunuz? İspanya’dan Rusya’ya kadar Siyonizm’in aç gözü doymuyordu. Filistin’deki İsrail’in, tehdit altında bulunmaması için çevresindeki ülkeleri de kontrol altında tutmak gerekiyordu. Tıpkı bugünkü gibi. Ama artık Dünya, tecrübe sahibiydi ve ulus devletlerdeki milli bilinçlenme vatanseverlik duygusunu ve direnme aşkını geliştirmişti.
Tıpkı; Türkiye’deki, Irak’taki, Suriye’deki, hatta Ürdün’deki gibi. Ürdün Kralı’nın Anıtkabir’deki gözyaşları boşa mı aktı sanıyorsunuz? Suriye’deki âlim Muti, cami suikastında 42 kişiyle beraber boşa mı şehit oldu sanıyorsunuz?
Suriye seyahatinde Halep müftüsü Hasnun ile tanışmıştık, kalabalık bir gazeteci yazar grubuyduk. Müftü Efendi’nin ilim ve ferasetine, milli tavır ve düşüncelerine hayran kalmıştık.
Bu sefer başaramayacaksınız!
   Türkiye’de her gün milli direniş anlamında toplantılar, yürüyüşler yapılıyor. Barikatlar yıkılıyor. Yani 3. Dünya Savaşı’nı o kadar da güle oynaya başlatamayacaklar.

Yazarın Diğer Yazıları