Öğretmen Metin'e kanserden ölmenin yolları!..

Bize yazmış altına da,  “Anadolu’nun zirvesinden. Emekli Ed. Öğrt. Erzurum”  diye imza atmış..
Emekli Ed. öğretmeni nedense imzasını bizden esirgemiş..
Sıkıntısı şu.. CHP toplantılarında, ana temanın, “Çok sarsılmaz dediğimiz, değerlerin tartışıldığı bir dönemdeyiz”  denilmişti.. Bay öğretmen rahatsız olmuş bu tanımdan ve bendenize diskur çekiyor,  “Beyefendi, yukarıdaki cümlede söylediğiniz, değerler falan yoktur” diyor..
CHP’nin söylediği değerler, Cumhuriyetimizin kuruluş ilkeleri, Atatürk prensipleri ve bu temeldeki vazgeçilmezlerdir.. Buna Türk Milleti’nin bu kafadaki heriflerce tartışmaya açılan tanımını da ekleyin..
Emekli Ed. öğretmeninin rahatsızlığı budur.. Bu durum gelinen noktadır, dahası Cumhuriyet düşmanlarının cüretidir..
CHP’nin “değer”  dediği, bizim de  “değerden” anladığımız budur..
Ama, malum tayfaya ezberletilen ne.. Şu.. Atatürk’e direkt saldırı için henüz şartlar oluşmadı, bekleyin bu arada yolu açmak için, Türk Silahlı Kuvvetleri’ne saldırın.. Bu muhterem de öyle yapıyor..
Çok biliyor ya!. Şöyle buyuruyor “Bu ülkede bir tek ’değer’vardır, o da bu toprakların sahibi, bu yüce Millet’tir. Millet’in dışındakiler yani, sizin değer olarak nitelendirdiğiniz statüko ve vesayetçiler yani; askerler, yargıçlar, kartel medyası, TÜSİAD’lar bu yüce Millet’e, aslında hizmet etmesi gereken, hadimler olması gerekenlerdir.” Bunun ezberini aynen yazdım, nasıl bir ağız birliği içinde oldukları görülsün diye..
Ve dikkat ediniz, beyimiz TÜSİAD’a karşı imiş!!
Beyimizin beyleri, TÜSİAD’a, emperyalizmin uzantısı olduğundan mı karşıdırlar, yoksa bu bir paylaşım dövüşü müdür farkında değil.. Ayıp olmasın da “a dangalak” demeyeyim de “Hoca efendi TÜSİAD’ın sizdeki izdüşümleri, eteklediklerinizin icraatı nedir haberin var mı!!?” 
diyeyim..
“Halbuki, bir ülkede gerçek değer ve sahip, o toprakları vatan tutan millettir...” diyor ya, vatan topraklarının, bu tapındıklarınca ne hale getirildiğini artık vatan toprağı olma durumlarının soru işareti dolu olduğunu bilmiyor!!
Ve işte bu “ed. öğretmeni emeklinin” tavan yapan aymazlığı ve milleten
kopukluğu...
“İşte millete, milletin iradesine güvenmenin, demokrasiye inanmanın zaferidir bu. Millete güvenenler hep galip geliyorlar. Sizler de bu statüko ve vesayete kul, köle olduğunuz için hep hezimete uğruyor, başınız önünüzde sürünüyorsunuz.
İşte yine dün bizler, yani Millet galip geldik. Geçen gün referandum, dün yargı galibiyetleri, yarın diğer galibiyetler. İşte bütün bunlar, millete güvenmenin güzellikleridir...”
Hoca efendi, bu “nasıl geçirdik” tavrın, kendini milletten sayıp, milletin öteki kesiminden engizisyon hesabı sormaktır.. Sizin kafanıza da yakışan budur..
Ama gerçek şudur.. İktidarın nimetleri gözlerinize mil çekmiş..
Sen “Erzurumlu Emekli Öğretmenim”  diyen mutlu millet(!) şahsiyeti.
Şu aşağıdaki “Erzurum Tekman’dan” bir öğretmen hikayesini okuyuver bakalım.. Metin Öğretmenin dramını.. Senin kara hesabına göre Metin Öğretmen millet olmuyor sanki..
Atatürk’e dil uzatacak bir ed. öğretmeni, yazıklar olsun.. Yobaz takımına zahmet edip laf sarkıtılmaz ama, bu bir prototip.. Artık dünyanın kendi etraflarında döndüğüne inanan bir ham çökelek.. Allah ıslah etsin..
“Ben Metin Kurtçu. 6. 9. 2006 tarihinde sözleşmeli sınıf öğretmeni olarak Erzurum Tekman’da göreve başladım. Yozgat Çekerek’te çalışmaya devam ediyordum. 2. 5. 2010 tarihinde kan kanseri teşhisiyle Ankara’da da tedavi görmeye başladım ve 14. 9. 2010 tarihinde 30 günden fazla rapor kullandığım için sözleşmem feshedildi. Şimdi maaşımı alamıyorum ve yaklaşık iki ay sonra sosyal güvenlik kurumundan da faydalanamayacağım için tedaviyi yarıda bırakmak zorunda kalabilirim ve ben 8 kişilik bir aileye tek başıma bakmakla yükümlüyüm. Sesimi nasıl kamuoyuna duyurabilirim?” 
Bu meslektaşına cevap ver bakalım  “Anadolu’nun zirvesinden(!) vicdanı malum hoca efendi..”

Yazarın Diğer Yazıları