Olağanüstü Hal de yönetilebilir

Olağanüstü Hal'de bazı özgürlükler askıya alınır. Olağanüstü Hal olmasaydı iyi olurdu... Ne var ki darbe teşebbüsü olmasaydı daha da iyi olurdu. Bu nedenle temennimiz Olağanüstü Hal uygulamasını yapacak Başbakanlık ve Valilerin, kişisel ve ekonomik özgürlükler konusunda  hassas davranmalarıdır.

Aslında Cumhurbaşkanı bu uygulamanın, demokrasiye, hukuka, özgürlüklere karşı olmadığını, tersine bu değerleri koruma, yükseltme, geliştirme ve demokrasiye, hukuk devletine, vatandaşlarımızın hak ve özgürlüklerine yönelik tehdidi ortadan kaldırmak için olduğunu açıkladı.

Olağanüstü Hal ve sıkıyönetim uygulaması Anayasada yer alıyor. Anayasaya göre Olağanüstü Hal kararı, tabii afetler, ağır ekonomik bunalım, şiddet olaylarının yaygınlaşması ve kamu düzeninin bozulması nedenleriyle verilir.

Şiddet hareketlerinde alınacak önlemler, OHAL Kanunu 11. maddesinde genişçe sayılmıştır. Bu sayılanlar içinde bizleri ilgilendirenler özet olarak şöyledir:

* Sokağa çıkmayı, insan ve araç hareketlerini sınırlamak ve yasaklamak, toplantı ve gösteri yasağı koymak,

* Kimlik taşıma zorunluluğu getirmek, kişilerin üstünü ve araçlarını aramak,

* Her türlü yayının, görüntünün, kayıtın ve sahne oyunlarının yapılmasını baskısını ve dağıtımını durdurmak,

* Bölgelere giriş ve çıkışı kontrol etmek ve yasak koymak.

Olağanüstü Hal'de bölge valileri veya il valileri gerektiği zaman yörenin en büyük komutanından askeri güç de isteyebiliyor.

Öte yandan hukuk düzeninde Olağanüstü Hal uyarınca çıkarılan kararnameler yasama organının baypas edilmesi ve Bakanlar Kurulu'nun bir nevi Meclis'in yetkisini kullanması, yetki gaspı tartışmalarına neden oluyor...

Yine Meclis'e sunulan kararname TBMM genel kurul süreçlerinden geçmiyor.

Üçüncüsü, bu dönemde çıkarılan kararname ve kanunlar için Anayasa Mahkemesi'ne dava açılamıyor.

Bu konuların dikkate alınması gerekir.

Olağanüstü Hal'in ekonomiye de olumsuz etkisi olacaktır. Her şeyden önce bazı zorunlu yasaklar nedeniyle yanlış bir algı oluşacaktır.

Özellikle raiting kuruluşları her ülkede Olağanüstü Hal olduğunda, veya bazı kısıtlamalar ve sınırlamalar olduğunda devreye giriyor. Zira onlar ülkeye zarar veririm diye bakmıyorlar. Kendi yatırımcı müşterilerine nasıl hareket edeceklerini gösteriyorlar.

Yabancı yatırım sermayesinin bir kısmı onların gözüne bakıyor. Etkileri az veya çok olur veya hiç olmaz, ne olursa olsun, onları suçlamak yerine bir an önce onları ikna edecek, mahcup edecek önlemleri almak gerekir.

Söz gelimi, notumuzu düşüren Standard & Poor's'un biz üyesi olmasak da Türkiye'ye gelecek yabancı yatırım sermayesi, söz konusu raiting şirketini dikkate alıyor.  

Darbe teşebbüsünden sonra bazıları, sağa sola mesajlarla bazı şirketlerin isimlerini gönderiyor. Bu şirketlerde bir sorun varsa, özellikle Olağanüstü Hal varken, soruşturması yapılır ve gereği yapılabilir. Bazı insanların belki de kişisel hesapları yüzünden bir takım şirketlerin listesini yapması ve onları hedef göstermesi piyasa düzenini bozuyor. Bu fırsatçıların engellenmesi gerekir.

Yazarın Diğer Yazıları