Olimpiyat yayını için kurban gibi pazarlık

​Sadettin Saran, uluslararası spor yayınlarında -boks öncelikli- tekel oldu. Önce dış bağlantıyı yapıp, hakları satın alıyor. Ardından iç pazara yöneliyor. Bu defa da aynı kurguyu Rio 2016 için gerçekleştirdi. Düşüncesine göre TRT nasılsa çantada keklikti. İnanması  zor bir fiyat çekti. Bu kez umduğunu bulamadı. Kurban pazarlığını andıran el sıkışmalar sonucu yine TRT'ye vermek zorunda kaldı. Aslında Rio'daki açılışa bir kaç saat kala Sports TV izleyenler az çok sonucu tahmin edebildiler. Biri bayan 2 genç, olimpiyatlar için kem küm edip duruyorlardı. Yani Saran'ın kanalında hiç bir hazırlık yapılmamıştı.

---

Neticede açılışın TRT1 ve TRT Spor'dan verilmesiyle soru işaretleri ortadan kalktı. Şimdi asıl hazırlıksız konumda kalan Devlet Ekranı. Akreditasyonu bile yapılmamış 3 adamını Brezilya'ya yollamıştı. Demek ki, naklen yayınlarda her, "Rio'dan iyi günler" diyene inanmayacaksınız. Bunların tamamına yakını Türkiye'den monitör başında anons edenler olacak. Aradaki büyük saat farkı da seyredilirlik açısından handikap. Güreş ve boks öncelikli, ferdi sporlarda madalya bekliyoruz. Bayan basketbolcüler ise bir bronz çıkarır mı? Biraz zor galiba.

Osmanlıspor'u seviyoruz

Başakşehir'in futbolu beni itiyor. Göz zevkime hitap etmiyor. Neyse ki bu kez UEFA Kupası yolunda yüzleri güldürdü. TRT'nin yayınladığı maçta, başarılıları say derseniz 2 isim verebiliriz. Öncelik gollerin sahibi Edin Visca'da. Maçı anlatan Hünkar Mutlu müthişti. Bu delikanlı devamlı gelişme gösteriyor. Belli ki dersine iyi çalışıyor.

Osmanlıspor ise sergilediği iyi futbolla gözde takımım. Kardeş kuruluşu Beyaz TV'ye de prestij kazandırdığı bir gerçek. Deplasmanda Kalju'yu eledikleri maçta, spiker Onur Yıldız'ın  başarısını inkar etmeyelim.

Yerli Pinokyo

Çoktandır yazmak istedim. Kısmet bugüneymiş. Türk futbol tarihinin yüzaklarından biri 9 Kasım 1988'de oynanan Galatasaray - Neuchatel Xamax müsabakasıdır. Ali Sami Yen Stadı'ndaki karşılaşmayı çıplak gözle izleyenlerdenim. Faik Akın, amcası Feridun Akın ve dönemin İstanbul Siyasi Şube Müdürü Vedat Cem'le birlikteydik. Maç 3-0 olunca -sonuç 5-0'dı- bu Galatasaraylı olmayanlar grubu sarmaş dolaş olduk. Basın tribünündeki Erol Dallı - Selmi Andak ikilisinin sevinç çığlıklarını asla unutmam. Cimbom tur kapısını açtı. Ayak oyunlarını ise 2 Fenerbahçeli, Ali Şen ve Şenes Erzik'in başını çektiği müthiş dayanışma ile atlattık. Bunları niye hatırlattım biliyor musunuz?

Adamı gazetede bıraktık, bu maçta gören yok.Yıllar sonra ekran ekran gezip "zaferi nasıl izlediğini" anlatıyor. "Yalancılığın bu kadarına pes" mi desem? En iyisi siz karar verin.

***

ÖZEL NOT: İstanbul başta, bugün 81 ilde "Demokrasiye Bağlılık ve Şehitlere Saygı Mitingi" yapılacak. Kanıma göre Adnan-Halide Edip Adıvar'ın düzenlediği Sultanahmet gösterileri kadar anlamlı saatler yaşayacağız. Dileriz bu yeni işbirliği anlayışının arkası gelir. Birlik ve beraberliğe her zamankinden çok daha fazla ihtiyacımız var.

Yazarın Diğer Yazıları