Özerklik “hakkı”(!)

Medyanın operasyonel “ağabeylerinden”  biri, Erdoğan’ın “özerklik” sözü verdiğini sanmadığını, vermiş olsa bile bu sözün herhangi bir kıymetinin bulunmadığını yazmış;
 “Çünkü Kürtler, özerklik mi olur, federasyon mu, hedefledikleri anayasal statü her neyse ona Erdoğan lütfettiği için değil, uzun soluklu bir mücadelenin sonunda hak ettikleri için elde edecekler”miş!

***

Bu ülkede “özerklik” yahut  “federasyon” mücadelesi verenler  “Kürtler” değil; bu bir!
PKK, PKK’nın siyasallaştırılan kanatları, Kürt kökenlisinden Ermeni’ye, Arap, Gürcü kökenlisinden  “ari Türk(!)” e bir avuç işbirlikçi-hain Türkiye Cumhuriyeti vatandaşı üzerinden yürütülen “operasyon”  -hadi “ağabey”in jargonuyla “mücadele” diyelim-; kundaktaki bebek bile biliyor ki (hatta en iyi kalbinden kurşunlanan o kundak     bebeği biliyor) Amerika’nın mücadelesi.

***

O  “uzun soluklu mücadele” nin temel aracı neydi peki?
Terör!
Terörü bir “mücadele” biçimi varsayabilirsiniz ama terörle varılan yer  “hak”  değildir; bu da iki!
“Hak” adalettir.
Ve  “adalet” -en azından insanlar alemi için- beşikteki kundak bebeklerini kalaşnikofla tarayarak kurulan bir mekanizma değildir.

***

Yukarıdaki hesaba göre;
 “Paralel dilde eğitimi hak etmek için” öldürdüler üç, dört, beş yaşındaki çocukları kafalarını eze eze öyle mi?
 “Paralel mahkemelerde yargılama yapmayı hak etmek için” işkenceyle öldürdüler kadınlarınızı, kızlarınızı?
Ay-yıldızımızı indirip “paralel bayrak asmayı hak etmek için”  mayın pusuları kurdular 20 yaşındaki ana kuzularına; Mehmet’lere, Ali’lere, Fatih’lere, Murat’lara, Ahmet’lere, Yusuf’lara ha!
Yani  “yol kesme, haraç toplama hakkı kazanmak için” diri diri yaktılar geçenlerde Zeynep polisi; 33 yaşında kefen giydirdiler öyle mi!
40 bine yakın insanı katlederek  “ayrı bir devlet kurmaya hak kazandılar”!
Benim bildiğim ödüllendirilmez katiller; yalnız ve ancak cezayı “hak ederler”;
En ağır cezayı...

***

Not:
Bozuk saat gibi yazının bir yerinde doğruyu da göstermiş medyanın operasyonel  “ağabeyi” : 
 “Bu süreç o istediği için başlamış değil. Erdoğan o süreci başlatmak zorundaydı.” 
Haklı, hatırlayın Cemil Çiçek’in 2009’da yaptığı itirafı:
 “AKP’nin varlık sebebi Kürt açılımıdır...” 
Madem AKP bu “açılım”ı yapmak üzere var edildi... Madem  “özerkliği” inşa etmek, federasyona geçiş sürecini yönetmek üzere iktidar edildi... Madem Obama Türkiye’ye gelip, duvarında  “Egemenlik kayıtsız şartsız milletindir”  yazan TBMM’de, milletin vekillerine  “Kürt sorununu çözün”  talimatı vererek düğmeye bizzat bastı;
Eh mecbuuuur, işinden mi olsundu yani, Erdoğan da  “görevini” yaptı!
Nihayetinde, Gül’ün en başında dediği gibi “herkesin üzerine düşeni yapması lazım”dı.

Yazarın Diğer Yazıları