Aslında ortada bilim filan yok.

Politikacıların medya yalanlarına değinmek için konuyu "değerlilendirmek" (kavramda yanlış yok) için böyle yazdım.

Konu şu.

Başı sıkışan politikacı ya da yakınları "medyada yer bulamamaktan" yakınıyor.

En son bu durum parti kurma iddiasındaki iki eski AKP'li Davutoğlu ve Babacan için söz konusu.

Efendim, bunları medyaya çıkarmıyorlarmış, konuşabilmeleri "mucize" imiş. Palavra!

Aslında demek istiyorlar ki, "yandaş bulamıyoruz!"

Öyle düşünmeseler, delikanlıca söyleyecek sözleri olsa, basın davetlerinden kaçmazlar.

Her iki politikacıyı da, parti kurma haberleri duyulduğundan beri, sürekli olarak en üst düzeyde Ceviz Kabuğu'na davet ettik.

Daha şimdiden yalan söyleyen ya da medyadan kaçan kişilerin nasıl ülkeye liderlik yapacaklarını sonra tartışırız.

129 YIL ÖNCE BUGÜN ERTUĞRUL FACİASI

Yarın, 129 yıl önceki bir facianın yıldönümü.

Türkiye ile Japonya arasındaki dostluğun işareti olarak Japonyaya gönderilen eğitim gemisi Ertuğrul Fırkateyni dönüş yolunda, Yokohama'dan Kobe'ye ilerlerken 16 Eylül günü kayalıklara çarparak batmıştır.

Bizler "dostluk" gösterirken ya da "kendimizi beğendirmek" için nedense şehitler veren bir ülkeyiz, tıpkı Kore'de şehitler vermemiz gibi…

Ertuğrul Fırkateyni'nin öyküsü bir anlamda Sarıkamış Faciasını hatırlatıyor.

Hesapsız kitapsız işlerimizin bir sonucu görülen bu faciada, gemimiz Japonya'ya giderken sürekli arızalardan kurtulamıyor.

Buna rağmen çeşitli yalanlarla, hadi gerekçelerle diyelim yoluna devam ettiriliyor.

Gemimizin ve öğrencilerimizin başına gelmedik kalmıyor. Gemi komutanlığı salgın koleredan kendisini koruyamıyor ve 13 kişi vefat ediyor.

***

Buradan sonra, Ertuğrul Fırkateyni'nin öyküsünü çok kısaltarak Deniz Kuvvetleri Komutanlığının sitesinden aktarıyorum.

1871 yılında Japonya Devleti Osmanlı Devletine bir dostluk antlaşması önermiştir.

Ertuğrul Fırkateyni 19 Ekim 1863 tarihinde Tersane-i Amire'de Padişah Sultan Abdülaziz'in katılımıyla denize indirilmiştir.

Ertuğrul Fırkateyni'nin Japonya'ya gönderilmesi konusunda çeşitli tartışmalar yaşanmıştır.

Neticede 21 Şubat 1888 tarihli tezkere ile Bahriye Mektebi öğrencilerinin denizde teorik bilgilerini kullanmayı öğrenmeleri için donanmada uygun bir eğitim gemisi ile Kızıldeniz, Hint Okyanusu ve Japon sularına gönderilmek üzere Ertuğrul Fırkateyni'nin uygun olduğu ve mart sonunda yola çıkarılması kabul edilmiştir.

Ertuğrul Fırkateyni 14 Temmuz 1889 tarihinde İstanbul'dan ileri hareketle Marmaris Limanına uğramış, oradan Port Said'e bir günlük liman ziyareti yapmış ve Süveyş Kanalı'na doğru harekete geçmiştir. Kanalda uğranılan talihsiz iki kaza sonucu gemi 10-12 gün havuza alınmış ve onarıldıktan sonra 23 Eylül 1889 tarihinde ileri harekete geçmiştir.

Bahriye Nezareti tarafından, yabancı basında geminin yine arıza yaptığı yönünde yayınlar çıktığı ancak; geminin Singapur Limanında kalma sebebinin, gerekli ikmalin tamamlanması ve yelken kullanılabilecek hava koşullarının beklenilmesi olduğu ifade edilmiştir.

Ertuğrul, seyrin son durağı Yokohama Limanına 07 Haziran 1890 tarihinde ulaşmıştır. Kafile Komutanı Osman Paşa Japonya İmparatoruna Padişah II. Abdülhamit'in gönderdiği mektup ve İmtiyaz Nişanı'nı takdim etmiştir.

Ertuğrul Fırkateyninin 14 Temmuz 1889 tarihinde başlayan ve altı ay olarak planlanan seyir süresi on bir ay sürmüştür.

Geri harekete geçmek için uygun hava koşulları beklenilmiş, dönüşe geçilmesi için seyir güzergahı hazırlanmış lakin bu esnada bölgede hakimiyetini sürdüren kolera salgını gemiye sirayet etmiştir. Gemi personelinden otuz yedi kişi koleraya yakalanmış ve on üç kişi vefat etmiştir. Kayıpların artması endişesiyle Ertuğrul Fırkateyni 15 Eylül 1890 tarihinde Yokohama Limanından ayrılmıştır.

Yokohama'dan Kobe'ye ilerlerken 16 Eylül günü Ertuğrul Fırkateyni kayalıklara çarparak batmıştır.

(Kaynak: )