Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Özcan YENİÇERİ

Özcan YENİÇERİ

Partinin devleti ile devletin partisi!

                Parti devletiyle Devlet'in partisi arasındaki ittifak AKP/MHP ittifakı olarak sunulmuştur. Bir tarafta on sekiz yıldır iktidarda olan ve her alanda Türkiye Cumhuriyeti'ne paralel biçimde örgütlenerek parti devleti haline gelmiş olan AKP'nin iradesi var, diğer yandan adı Devlet olan bir şahsın evcilleştirdiklerinden ibaret bir parti görünümlü yapı var.

                Bu bakımdan AKP/MHP ittifakı olarak sunulan bu oluşum özü itibarıyla partinin devletiyle, Devlet'in partisinin ittifakıdır.

Kamuoyuna açıklandığı kadarıyla baraj sorunu olmayan (!) iki partinin de 2019 seçimlerinde Cumhurbaşkanı adayı Tayyip Erdoğan'dır. Milletvekili seçimlerinde ise baraj sorunu olmamasına rağmen partilerden birisi barajı geçerse ikisi de barajı geçmiş sayılacaktır. Böylece her iki partinin de hem baraj hem de cumhurbaşkanlığı seçiminde %50+1 korkusu olmadığı (!) ortaya çıkmış bulunmaktadır.

İktidarı Makyavelist yöntemlerle garantilemek!

Demokrasi, şartların eşit kılınmasıdır. Hiçbir alanda şartları eşit olmayan iktidar ve muhalefet partilerinin seçimde karşı karşıya gelmeleri söz konusudur. Eşit olmayanlara eşitmiş muamelesi yapmak ise her şeyden önce demokrasiye ihanettir.

AKP, iktidarını Makyavelist yöntemleri kullanarak garanti altına almaya çalışmaktadır. Bu bağlamda yapılan değişiklikler iktidar partisinin ne yapıp edip seçimi kazanmasını sağlamaktır.

Bu bağlamda ittifak için yapılan değişiklikler sonucu sandık kurulu başkanlarının merkezî atama ile yapılacak, sandık kurulu mührü taşımayan oy pusulaları ve zarfları geçerli sayılacak, seçmen talebiyle kolluk güçleri müdahale etmeye çağrılabilecek, sandıklar taşınabilecek, seçmen kayıtlı olduğu yerin dışında da oy kullanabilecektir.

Akla gelen her türlü engellemelerle, seçmen üzerinde kurulan baskılarla, iktidar lehine kullanılabilecek kurallarla ve nihayet sandık güvenliğini ortadan kaldıran düzenlemelerle milletin iradesi AKP lehine manipüle edilecektir.

Mevcut düzen zaten her anlamda iktidar lehineydi. Yapılan değişikliklerle siyasi avantaj iyice iktidar lehine bozulmuş bulunmaktadır.

Hiç susmayan, yirmi dört saat konuşan, propaganda yapan, algı yöneten iktidar sonunda Doğan Medya'yı da yandaşlaştırarak muhalefete sesini çıkaracak hiçbir alan bırakmamıştır.

Makyavel bütün haşmetiyle AKP'de kendini bulmuştur.

AKP iktidarı hasta ve güçsüzdür!

Bugünün Türkiye'sinde baskı, tutuklama, tehdit, işten ve görevden atmalar ses duvarını aşmıştır. Üniversiteler susturularak evcilleştirilmiş, muhalif STK'lar şeytanlaştırılarak baskı altına alınmış, kayyum atama tehditleriyle sendikalar ve iş adamları kontrol edilir hale gelmiştir.

FETÖ konusunda sapla saman birbirine karıştırılmış, seçilmiş belediye başkanları emirle görevlerinden alınmıştır. FETÖ konusunda borsa kurulduğundan söz eden iktidar vekilleri olmuştur.

Bütün bunlar kamuoyunda mevcut iktidarla ilgili olarak ciddi endişelerin doğmasına neden olmuştur. Baskının bu denli alenileşmesi insanları sindirmiştir. Türkiye'de konuşmak, düşüncelerini açıklamak, oyunun rengini belli etmek artık bir cesaret konusu haline gelmiştir.

Bütün bunları ancak kaybetmenin ayak seslerini duyan iktidarlar yapar.

Diğer yandan AKP iktidarı gücün yozlaştırdığı ciddi bir travmayla karşı karşıyadır. AKP on sekiz yıldır ciddi ve objektif bir denetime tabi tutulamamıştır.

Yolsuzlukların denetlenemediği, rüşvet ve irtikâbın sıradanlaştığı, particiliğin kariyer yerine geçtiği bir dönem yaşanıyor.

Sorun metal yorgunluğunun çok ötesine geçmiştir. AKP iktidarı bugün hasta, yorgun ve kirlidir.

AKP'nin tepe yönetimi halka yeni bir şey söylemiyor. Halkı heyecanlandıracak iddia, tez ve idealleri yok. Başbakan ve Cumhurbaşkanı kendi kendini tekrarlayan, halka ninni gibi gelen nutuklarla halkı uyutuyor.

Çok partili dönem boyunca yargının, medyanın, hukuk devletinin ve anayasanın bu kadar içinin boşaltıldığı bir başka döneme Türkiye şahitlik etmemiştir.

AKP'nin hesabı rüşvet ve rehin almak suretiyle milletin iradesine el koymaktır. Buna karşı Allah'ın da herhalde başka bir hesabı olacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları