Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
İsrafil K.KUMBASAR

İsrafil K.KUMBASAR

PKK yapar mı hiç ya IŞİD ya devlet!

Terör örgütünün uzantısı şebekeye 'savaşa inat barış' adı altında 'dolaylı destek' vermek için toplanan kitlelerin "Bu meydan kanlı meydan" diye halaya tutuştukları an, 'hangi karanlık odak' tarafından sevk ve idare edildikleri apaçık belli olan 2 hain, 'durumdan' vazife çıkararak üzerlerine sardıkları bombaların fitilini ateşledi.

Sonuç: Tek kelime ile katliam.

Cumhuriyet tarihinin en kanlı terör saldırılarından birine imza atan karanlık odak, 'taşeronluğuna' talip olduğu emperyalist güçlere şu mektubu yolladı:

- "Emir buyurduğunuz her an, Türkiye'yi kan gölüne çevirebiliriz."

Aynı odak, 'kararlılık içinde' operasyonlara devam eden TSK'yı frenleyemeyen iş başındaki 'sivil darbe' iktidarına da şu mesajı verdi:

- "Diyarbakır'ı bırak, Ankara'ya bak."

***

"Katil devlet" diye bağırarak 'yaralılara' yardım için gelen 'sağlık' görevlilerine saldıranların, 'hangi barışa' hizmet ettikleri gün ışığı gibi ortada.

Her fırsatta "Devlet derhal operasyonları durdursun" diye nara atan 'sömürge' solcuları, her nedense "PKK derhal silah bıraksın" diyemiyorlar.

Saldırının ardından timsah gözyaşları içerisinde kameraların karşısına geçen terör örgütünün siyasi kolunun eş başkanı Selahattin Demirtaş, aynen şöyle diyordu:

- "Saldırının arkasında kim olduğu belli olan aleni bir güç var. Bu olay da Suruç örneğinin tıpatıp benzeridir. Mafyalaşmış devlet anlayışıyla karşı karşıyayız."

DİSK Genel Sekreteri Arzu Çerkezoğlu, bu sözlerin üzerine bakın nasıl atladı:

 - "Doğrudan polis tarafından yapılan bir saldırıdır bu, çok açık."

***

'Çözülme' sürecinde mülki idare amirlerine gizlice "Teröristlere müdahale izni vermeyin", istihbarat birimlerine "İstirahat edin" talimatı vererek, terör örgütünün 'yığınak yapmasına' zemin hazırlayan teslimiyet iktidarı, her seferinde 'düştüğü yeri' yakan ateş bu kez 'Ankara'nın göbeğine' dayanınca ne yapacağını şaşırdı.

Bugüne kadar 'kınama' mesajı yayınlayarak, 'sosyal medyayı' engelleyerek, 'yayın yasağı' çıkararak olayları örtbas etmeye çalışan iktidar, el altından yeniden 'müzakere' yollarını aramaya başladı.

Saldırıdan sonra 'harakiri' yapmaları gerekirken, 'hiçbir şey olmamış' gibi sırıtarak "Güvenlik zafiyeti yok, neden istifa edelim" diye buyuran bakanlar ise yine hedef saptırmanın gayreti içerisinde:

- "Saldırıda IŞİD parmağı olabilir."

***

Saldırının Türkiye'yi kaos ortamı ile angaje tutarak, Suriye'de açılacak olan 'ihanet koridoruna' kayıtsız hale getirme projesinin bir parçası olduğu gayet açık.

Şu söz CIA ajanı Henri Barkey'e ait:

- "Ya seçimlerden benzer bir sonuç çıkacak, ya da şehirler havaya uçacak."

ABD'nin 'kara gücü' olmaya soyunan ve hedefe ulaşmak için 'her yolu mübah' gören terör örgütü, 'devleti köşeye sıkıştırma' stratejisi doğrultusunda yeri geldiğinde 'kendine destek verenleri' de vurmaktan çekinmiyor.

Her zamanki gibi vurduktan sonra 'kenara' çekilerek, siyasi uzantısına 'seçimlerde kullanabileceği' randımanlı bir malzeme sunan örgütün 'paralel devlet' yapılanması KCK ise yayınladığı bildiride bakın ne diyor:

- "Saldırıyı AKP ile IŞİD birlikte gerçekleştirdi."

***

Evet, 'seçime zaman ayarlı' bu saldırının arkasında 'devlet' olabilir; 'IŞİD' olabilir; hatta 'Kanarya Sevenler Derneği' dahi olabilir; ama 'PKK' asla ve katiyen olamaz.

Çünkü terör örgütünün elebaşlarından Murat Karayılan, "Onlar şehirlerde daha fazla katliama yönelirlerse o zaman ölümsüzler taburu da metropollerde harekete geçer." diye bir ifade kullanmadı.

Çünkü PKK televizyonlarından "Devlet bölgede operasyonları durdurmazsa, Ankara'yı Cizre'ye çevirmeye geleceğiz" şeklinde tehditler savrulmadı.

Çünkü olaydan saatler önce HDP'ye yakın sosyal medya hesaplarından şu 2 paylaşım yapılmadı:

- "Asıl bomba Ankara'da patlayacak."

- "En korkuncu, Suruç v2 olabilir."

Çünkü PKK, buna benzer saldırıları hiç ama hiç düzenlemedi.

Çünkü PKK bir 'barış' örgütü.

***

'Kesin', 'somut', 'inandırıcı' bir delil henüz ortada yoksa eğer, bir kriminal vaka 'sonuçları' itibarıyla kime 'fayda' sağlıyorsa, kimin 'işine' yarıyorsa o olayın arkasındaki 'en kuvvetli şüpheli' de odur.

Tunceli, Adana, Mavi Çarşı, Anafartalar Çarşısı, Güngören, Sivas, Diyarbakır, Van, Taksim, Suruç.

Birbirinin tıpkı benzeri olan 'canlı bomba' saldırıların izlerini 'adam' gibi takip edin bir hele, bakalım yol sizi 'hangi karanlık odağa' çıkaracak.

 

Yazarın Diğer Yazıları