Reyhanlı’ya gidemiyor 19 Mayıs’a gelemiyor

Başbakan Reyhanlı’ya gitmeden Amerika’ya gitti, 20 Mayıs’ta dönecekmiş, sonra Reyhanlı’ya gidecekmiş. O zamana kadar Reyhanlı’da ortalık yatışacak zannediyor, yatışmaz daha da artar. Bütün Reyhanlı  “Hükümet İstifa”  diye bağırıyor. Evladını kaybetmiş yaşlı teyzeler bile, ne olduğu belirsiz insanların evlerde apartmanlarda bile bomba yaptığını söylüyor. Reyhanlı göç ediyor.
“Halk”  Televizyonu’nda dinledim, 2 gazeteci ki biri kadındı, El Kaide tarafından onların toplantılarına girdi diye tutuklanmıştı. İkisi de Reyhanlı’da yoksul Suriyeli kadınların fuhuş yaptıklarını söyledi.  Başörtüsüne  “bizim namusumuzdur”  diyen, bütün resmi erkanın hanımlarının tesettürlü olduğu bir ülkede Müslüman kadınların buna niye sesi çıkmıyor.

 


Sınırlarımızda insan kalbi yiyorlar

 


Dumanlanmış da olsa fotoğrafı gördüm, bir muhalif Esad askerlerinden birini öldürmüş, kalbini çıkardı ve  “Allahu Ekber”  nidaları ile onu yedi. Afrika’da bile insan eti yiyenler kalmadığını düşünürseniz, bunun yamyamlıktan öte bir canavarlık olduğunu kabul edebilirsiniz.
Başbakan ahirette kendisine hem de “ey Başbakan”  denileceğini iddia ederek, Suriyeli ölen çocukların hesabının sorulacağını bildiriyor. İnsan eti yiyen muhalif askerlere destek vermenin hesabı sorulmayacak mı? İslam tarihinde bunun Hazreti Hamza’ya yapıldığı bilinir. Neler yaşıyoruz Allah’ım!

 


***

 


Bütün yabancı basın, başta BBC, hadiseyi  “Usra”  denen çapulcuların üstlendiğini yazarken ve  “besle kargayı oysun gözünü”  başlıkları atarken, bizimkiler dün koro halinde  “Esed, Esed” diye bağırıştılar.
ABD askeri müdahale istemiyor, Saddam’ı Kuveyt’e saldırttıkları gibi bizi Suriye’ye saldırtmaya çalışıyor.

 


***

 


CHP’li bir milletvekilinin aldığı bir habere göre TSK’dan 700 havacı tasfiye edilecekmiş. Bilin bakalım sebep ne? Alevi oldukları için. Zaten pilot olarak, yabancı pilotları istihdam etmeye başlamışlardı. Sınırlarımız kevgire döndü, yol geçen hanı oldu. Sınır ilçelerimiz bomba yatağı oldu. 30-40 bin kişiyi öldüren teröristlerimiz silahları ile çıktılar, dağlarda piknik yapıyorlar. Onların da 15 tanesi çıkmış galiba, kalanı nerede?

 


***

 


İktidar hedefteki en büyük tehlike olan Anayasayı değiştirme ümidini kaybetti. Anayasayı değiştirecekler, Türklüğü çıkaracaklar, Kürtçeyi 2. eğitim dili yapacaklar ve federasyon olacaklardı sözde. Bunu kürsülerde avaz avaz bağırıyorlardı. Ama halk ayaklandı, Atatürk’ün Samsun’a çıkışı gibi kararlılığını gösterdi, onları ümitsizliğe sevk edecek gelişmeler başladı. Akiller denilen cahiller, her yerden kovuldu. Başbakan derin bir ümitsizlik içinde.

 


Ortada kaldık

 


ABD, Suriye’ye saldıramaz çünkü Suriye’nin arkasında Rusya var.  Becerebilirse Türkiye’yi kışkırtacak. Bu sefer de milletin muhalefeti ile burun buruna geldi. ABD’nin ve iş birlikçilerinin hali duman. Başbakan’ın Amerika’da havaalanında bir manga askerle karşılanışı da tek kelime ile gülünç. Onun gönlünü böyle şeylerle alıp, nasıl yalnız kaldığını anlatacaklar. Rusya ve Amerika’nın anlaştığı ve bu Reyhanlı olayının bozduğu barış konferansına Türkiye’yi çağırmadılar. Her şey ortada değil mi? Başbakan isterse 19 Mayıs’tan sonra değil, Cumhuriyet Bayramı’ndan sonra gelsin, isterse Reyhanlı’ya değil, Bodrum’a tatile gitsin. Bu böyle.
Kendi içimizdeki seçim fitneleri yetmemiş gibi, bir de Bulgaristan seçimlerini etkilemeye kalkmışız. Hak ve Özgürlükler Partisi’ne alternatif bir parti oluşturulmuş. Onlara da bizdeki gibi makarna bulgur dağıtılmış. Bulgaristanlı bir Avukat:  “Türkler bu tuzağa düşmediler” diyor. Hak ve Özgürlükler Partisi 35 milletvekili kazanmış, öteki 0. Bulgaristan’da kaybetti Türkiye’de de kaybedecek.

Yazarın Diğer Yazıları