Bize göre bunun iki önemli nedeni va; birisi, AKP, halkın önemli bir kısmını bıktırdı ve yordu ve halka vadettiği önemli toplumsal sorunların hiç birini çözemedi. 2002’de iktidara geldiğinde Kürt sorununu bitireceğim, yoksulluğu kaldıracağım, Kıbrıs sorununu çözeceğim, Müslüman ülkelerle çok yakın iş birliği yapacağım gibi ülkenin çok sayıda kemikleşmiş sorunlarınıçözme ve yeni bir anlayış vaadinde bulundu. Bu sorunlarıçözemediği gibi daha da ağırlaşmasına neden oldu ve ciddi yeni sıkıntılar yarattı. Sadece başörtü ve İmam Hatip Liseleri gibi kendi tabanına dönük dini konularıçözdü. Yoksulluk arttı ve 2002’de yoksul olan 13 yıl sonra da yoksul. AKP kurnazlık yaparak bunların yoksul kalmasına oy avcılığı yapmak için kalıcı olmasına göz yumdu ve sosyal yardımlarla bu yoksul ve çaresiz insanları kendisine mecbur etti, bağımlı hale getirdi. Ben gidersem aç kalırsınız demeye getirdi. Türkiye’de yaklaşık 21 milyon hane veya ev var. AKP bunun 8 milyonunu kendisine bağlı belediyeler, Fak-Fuk Fonu ve Kızılay gibi devletin yardım organları vasıtasıyla yardım yaparak, kendisine mecbur hale getirmiştir. Bunlara ilave olarak dindar kesimi başörtüsü ve İmam Hatip Liseleri, Diyanet İşleri Başkanlığı, cemaat, tarikat, zaviye ve tekke gibi yapılanmalar vasıtasıyla, din konusunda hassas kesimleri, AKP etrafında toplamayı başardı. Devletin bütün organları ve bakanlıklar, özellikle de işlevi gereği, hassas olan Dışişleri ve İçişleri bakanlıkları da dahil olmak üzere çok sayıda devlet kurumu, AKP’nin halk nezdinde itibarını yükseltmek için, görevlerini, imkânlarını ve hukuki yapılarını zorlayarak bu yönde çalışmışlardır. Bu yetmiyormuş gibi, devletin bütün organlarının başına AKP’lileri yerleştirmişlerdir. Başka düşünce ve felsefeye sahip insanları sistem dışına itmişlerdir. TRT, YÖK, Silahlı Kuvvetler, Polis, basın ve diğer birçok önemli alanlarda Türklük bilinci ve çağdaş değerlere sahip yurt sever Atatürkçü insanların tamamını uzaklaştırmışlar ve yukarıda not ettiğimiz bu kurumlar ve daha birçoğu klasik işlevlerini yerine getiremez hale sokulmuştur. AKP kısaca, klasik Türk devlet anlayışını yok etmiştir. Türkiye’nin Türk olma karakterini ve anayasada var olan Türk adını silme gayretlerini artık saklamaz hale gelmiştir. Bu durum, bir kısım AKP sempatizanı tarafından fark edilmeye başlanmıştır. İkinci nedeni ise CHP bu kez, akıllı bir stratejiyle AKP’ye iki taraftan darbe vurmuştur. Birincisi AKP’nin yıllardır sömürdüğü yoksularla ilgili onları cezbedecek, inandırıcı bir vaatte bulunmuştur, emeklilere yılda iki ikramiye, yoksulluk maaşı, aile sigortası gibi, ikinci darbe ise yoksulluktan ziyade çeşitli nedenlerle mağdur olmuş banka kredi kartları sahibi yaklaşık 7 milyon insana ulaşmasını bilmiştir. Sıra MHP’de, CHP gibi halkın hassas olduğu diğer milli ve dini konularda AKP’nin yaptığı hataları, halkın dikkatine inandırıcı bir şekilde sunarsa AKP bu kez aynı hileli yolları halka karşı kullanamaz. AKP halkı tutsak almıştır ve korkutmaktadır. Ben gidersem felaket gelir demektedir. Halkın bu korkusunu muhalefetin yeni ve güven verici politikalarla gidermesi gerekir. Seçimi kim kazanır, şimdiden söylemek ve bilmek mümkün değil ama AKP’nin seçimi kaybedeceği emarelerini görmeye başladık, zaten Tayyip Erdoğan ve AKP’liler korkmaya ve paniklemeye başladılar. Bu panik ve korkunun nedeni sadece iktidarı kaybetmekten değil, gerçek Türk yargıçlarının önüne çıkarılacaklarının da bilincinde olmalarıdır. Bu nedenle AKP seçimi kazanmak için var gücüyle, canhıraş bir şekilde asılmaktadır.