Sen de stratejini hazırla

"Komlo teorileriyle uğraşacağımıza uzun vadeli planlara başlamalıyız. Yani kendi güvenlik stratejimizi hazırlamak zorundayız. Bunu yaparken de meydanlara çıkıp "Eyy Birleşik Arap Emirlikleri" cinsinden bağırmamalıyız. Ne yapacaksak bu sessizce olmalı"

Bu sözleri Koç Üniversitesi öğretim üyesi Doç. Dr. Murat Somer'den dinledik. Noktasına virgülüne kadar katılıyorum. Devletin dış politikasını yönetmek hüner ister. İnce diplomasi şarttır. Üreticiye "Ananı da al git" diye bağırmayı bu konuda uygulayamazsınız. Bu üsluba devam ettiğiniz sürece düşmanınıza tedbir alma zamanı tanırsınız. Siz bağırıp çağırırken hasmınız çoktan  altınızı oymaya başlar.

Maalesef uzun süredir bu yanlışın içindeyiz. Devleti yönetenlerimiz sanki Ihlara Vadisi'nde gibi davranıyorlar. Karşı tarafa bağırıp yankılarını dinlemekle meşguller. Buna bir yerde narsizm demek mümkün. Yaptıkları bir tür "sesli gururlanma"

Yeni imaj

Ahu Özyurt'un tepeden tırnağa kendini yenileyip Suzan Avcı'ya dönüştüğü Türkiye'nin Gündemi'nde şaşırdığım yanlar fazlaydı. Mesela Av. Uğur Poyraz az söz aldı. Sanki bir şeylere küsmüştü. Yine de karşısında oturan ve üç cümlesinden birinde "hukukçuyum" diye böbürlenenlere gerekli dersi verdi; "Cahiller Amerikan yargı sistemini bilmeden konuşuyorlar"

Bu arada üzülelim mi, gülelim mi konusunda karara varamadığız konuşmaları da dinledik. Koca koca profesörler Türk-ABD ilişkilerinin geldiği hali örtmeye kalktılar. Gelişmeleri pembe gözlüklerle sunmaya çalıştılar. Kimileri de Washington DC-Ankara gerilimini  arttıran vize ambargosunu bırakıp 28 Şubat'tan bahsetmeyi tercih ettiler. Hatta hükümeti eleştiren  zaten bir avuç kalmış gazeteciyi açıkça hedef gösterdiler.

Bu tiplere fazla sinirlendiğim için formül buldum. Konuşma sıraları gelince televizyonun sesini götürüyorum. Belki de fazla şikayete gerek yok. Neticede Türkiye'yi kimlerin yönlendirdiğini anlıyorsunuz. Netice mi? Allah sonumuzu hayırlı etsin

Bir uyarı

Tartışma programlarına bir not düşmek istiyorum. Yayına geçiliyor. Bakıyoruz bir koltuk boş. Eğlence yeri tabiriyle "rezerve" olduğu kesin. 10-15 dakika geçiyor zat-ı muhterem teşrif ediyor. Bu defa NTV'nin Siyasi İşler'inde yaşandı. SETA Direktörü Prof. Dr. Burhanettin Duran aynı rötarı yaptı. Uçağa ya da trafiğe bip atmakla olay geçiştirilemez. İngilizlerin dediği gibi; "Erken kalkan kuş solucanı yakalar", ya da bizim  özlü sözle; "Erken kalkan yol alır"

***

Özbek Brothers

Madem erkencilikten söz ettik devam edelim. Bu defa spora dalacağız. Galatasaray Başkanı Dursun Özbek, İgor Tudor'u kovuşunu fırsata dönüştürdü. Anlaşılan koltuğu bırakmaya niyeti yok. Olağanüstü kongreyi de hızla devreye soktu. Hıncal Uluç'un yakıştırmasıyla Özbek Brothers koca camiayı  yönetmeye kararlı. Bu bir baskın seçim olacak. Laf aramızda, siyasette de benzerine hazır olmalıyız. Dursun Özbek'in "Süre kısa, muhalefete hazırlanacak zaman bırakılmadı" şeklindeki itirazlara verdiği cevap tam bir cinlik örneği; "Galatasaray'ı yönetmek için yıllar öncesinden hazırlanacaksınız. Çünkü talip olunan makam çok yücedir."

Beni ilgilendirmiyor gibi gözükse bile buna yine Uluç büyüğümün ağzından cevap vereceğim:

"Bırakın futbolu, her branşta Fenerbahçe'nin şamar oğlanı olundu. Kulüp ekonomik anlamda da batırıldı. Florya'yı sattı, Riva'yı sattı. Borçlar eksilmedi arttı. Dursun efendi Galatasaray'a senin kadar zarar veren adam daha doğmadı."

***

Atanine'ler özeldir

Beraber çalıştığım arkadaşım Esat Atalay'ın kayınvalidesi Nurten Say Hakk'a yürüdü. Merhum eşi Fuat Say'ı tanımak şansına erişenlerdenim. Ahmet Emin Yalman'ın Vatan Gazetesi'nde başlayan çalışma hayatını Hürriyet'in hemen yanındaki matbaasında devam ettirmişti. Nurten Hanım geleneği bozmamış ve Erenköy Kız Lisesi İngilizce öğretmeni evladı Çiğdem'i yine bir gazeteci olan bizim Esat'a vermişti. İnanın bu satırları yazarken anneannemi kaybettiğim gün gibi hüzünlüyüm. Çünkü, ataninelerin değerini iyi bilirim. Bu nedenle torun Mehveş Atalay'ın üzüntüsünü birebir yaşıyorum. Tabi oğlu Nefi ile gelin Nuray'dan olan diğer torun Zeynep Say'ınkini de. Büyükannelerin önemini onlarla büyüyenler çok daha iyi anlar. Atalay ve Say ailelerine başsağlığı dileklerimi  yolluyorum. Merhume Nurten Say'a rahmet diliyorum. Mekanı cennet olsun.

Yazarın Diğer Yazıları