Hatırlayın. Yakın geçmişte, kulüplerde gruplaşmalardan bahsedilirdi. Bir dönem Fenerbahçe’de Sakarya grubu. Galatasaray’da gurbetçiler grubu. Beşiktaş’ta eskiler grubu. Trabzon’da yerliler grubu gibi...

Sonra o süreçler bitti.
Derken Beşiktaş’ta hortlamaz mı!
Gel burdan yak!
Bu grup öyle diğerleri gibi değil.
Ülkemizde yaşanan ve yaşatılan grupların en acayibi.
Aynı anda hem başkan ve yönetimi, hem de hocayı gönderen cinsten.
Tarihte benzeri çok, örneği yok.

Beşiktaş’ın Afrika kökenli isimleri. Ortak özellikleri Fransızca konuşmaları.
Güneş’e karşı tavır aldılar. Afrika kupası yüzünden canlı yayında, Afrikalı oyuncu artık istemediğini açıklayan tecrübeli hocaya kafayı fena taktılar.
Zira onlar için Afrika kupası bambaşka.

Kadro tercihleri.
Hocanın Amartey, Bailly gibi isimleri yedek bırakıp Necip’i oynatması.
Onana ile bir kez bile konuşmaması.
Son olarak maç konuşmalarına hocanın katılmayıp, Burak Yılmaz’ı göndermesi; hoca böyle diyor türünden yaklaşımlar.
İlk 11 açıklanırken bile, Burak’ın yazması…

Aynı dili konuşan Afrika kökenlilere; Rosier ve Ghezzal da tam destek olunca, durum sahaya da yansımaz mı.
Sonuç ortada.
Ne, neee!..
Madem öyle
Aboubakar nasıl takımı sırtlıyor diyorsunuz di mi?
Peki buyurun bakalım.
Anlatılanlar şok edici.
Aboubakar, gruba her şekilde dikkat veriyor. Hatta başı çekiyor. ‘Sahada kendime oynuyorum. Ekibin parçasıyım. Bu özel durum, yapılan haksızlıkları kabullenmem anlamına gelmiyor. Bunu Burak ile de konuştum. Bana hak verdi’ diye açıklıyor.
Aynı oyuncu, ‘Beşiktaş’a değil, Afrikalı milli takımına karşı oynar gibiydik’ diyen Lucescu’yu az kalsın gol sevinci bahanesi ile dövüyordu!

Tesadüf bu ya aynı hafta maç öncesi yapılan bu görüşmeler sonrası Aboubakar, kenara koşup Burak’a sarılıyor.

Aboubakar tarihinde böyle gol sevinci de ilk. Aboubakar; hem Güneş’e, hem de Afrika kökenli arkadaşlarına çok net mesaj veriyor.

Son Lugano maçında taraftar tepkili. Takım neden oynamıyor diye hocaya yükleniyor.
Hoca ne yapıyor? Sen misin içten pazarlıklı der gibi, Aboubakar’ı kenara alıyor.
Burak’ın aldırdığı Onana’yı kurtarıcı diye sahaya sokuyor. Daha doğrusu herkesin gözüne batırır gibi.

Yetmedi. Güneş’in rakibini kutlayan Salih’e yaptığı harekete bakın.
Tutma, çekme, itme, bağırma. Maç esnasında olsa, İlker Yasin anlatımı ile; hem penaltı, hem gol ve hem de kırmızı kartlık pozisyon.
Herkes sus pus.

İşte Afrika grubu sessizliği bozuyor. Hocaya yaptığı hareket için özür dilemesini söylüyorlar. Güneş, “Biz o konuyu Salih ile hallettik” dese de ikna edemiyor. Tesislerde fahri olarak görev yapar Adnan Demir araya giriyor, zar zor ortam sakinleşiyor.
İşin özü bu Afrika gurubu sazı ele almış. Kendilerine göre yanlış oldu mu, hoca falan tanımayıp ‘posta’ koyuyor.

Öyle üst seviyeden gidiyor ki, bir taş ile iki kuş vuruyor. Güneş veda ediyor. Çebi seçim kararı alıyor. Grubun içerdeki adamı Burak, takımın başına geçiyor.

Maşallah, sübhanallah be!

Ne yabancılar gördük. Hocaya çatal fırlatan. Takım arkadaşını darp eden. Gazeteci kovalayan. Gece kulüplerini dağıtan. Trafiği alt üst eden…
Say, say bitmez.
Amma böylesi yok.
Süper Africa.

Öyleyse ne yapıyoruz.
Zıplıyoruz, zıplıyoruz..
Hep birlikte eğleniyoruz

Hey! DJ..
Çal bakalım. Ses verrr

Waka Waka
(This time for Afrika)

Tsamina mina, eh, eh
Waka waka, eh, eh
Tsamina mina zangalewa, anawa-a-a
Tsamina mina, eh, eh
Waka waka, eh, eh
Tsamina mina zangalewa
This time for Africa