Şerif Mardin, AKP ve Menderes

Tayyip’in çok sıkı bir Menderesçi kesilmesi şaşırtıcı mı?. Değil..! Neden değil...
Kendisinin, Ülkücü Mustafa Pehlivanoğlu için Meclis kürsüsünde ağladığını görmedik mi!!?
Tayyip Ülkücü mü?!!
Tayyip, iktidarı elinde tutmak zorunda olan bir politikacı.. Bu nedenle, milli gömleğini çıkardığı için sırtına çeşitli gömlekler giymek zorunda..
Bu yüzden Menderesçi olabilir de..!
Menderes nizamı acaba “Tayyipçi” midir?! Rahmetlinin oğlunu şöyle bir geçeceksiniz..!
Ak Parti ile Demokrat Parti arasında bile insicam var mıdır acaba?!.
İşi erbabına bırakalım..
Bir düşünce adamına.. Prof. Şerif Mardin’e..
Üstad ABD eğitimi içerisindedir.. Saidi Nursi öğretileri hakkındaki sentezleri ile de ünlüdür.. Uzun söze gerek yok..
Kendisi ile röportaj yapıyorlar, gazeteci soruyor;
“-İktidar partisinin bugün en büyük referanslarından birisi Demokrat Parti. Milli Görüş hareketinden ziyade Menderes..” 
Şerif Mardin:
“- Yanlış bir referans. Sosyal kökeni itibariyle Demokrat Parti’nin sosyal kökeni ile, Ak Parti’nin sosyal kökeni başka yerlerden geliyor. Oranın ideolojisini kendisine mal etmek istiyor...”
Kim diyor bunu?.. İşin erbabı diyor..
“- O stereotipin kendi stereotipi olduğunu anlatmak istiyor. Gene burada stereotipilerle karşılaşıyoruz. Bir parti, parti özelliğini ortaya çıkaracağına stereotipi özelliğini çıkarıyor. Yaptığı iş bakımından Ak Parti’ye aferin denebilecek şeyler var fakat stereotipi olarak bu işi kendine mal etmek şeklinde anlamayı ben anlamıyorum...”
Şerif Mardin diyor ki;
“- Sosyal yapı diye bir şey var benim de doğru bulduğum. Menderes’in sosyal yapısı Ak Parti’nin kurucusunun sosyal yapısı mıdır?..”
Bundan sonrası da anlayan için bir ders niteliğinde..
İktidar ve başı ile beraberindekiler, kendilerine oy vermeyenleri, muhalefeti nasıl niteliyorlar?..
“Muhafazakar, statükocu!..”
Gülünç ötesi bir dayatma değil mi bu!. Gericinin ilericiyi böyle nitelemesi nedir?..
Gazeteci gene soruyor, “Muhafazakârlık lafının yerine statükoculuğu koysak. Vesayet kavramı var çok kullanılan. Bu paket oylamasının askeri vesayete karşı demokrasi hamlesi olduğu ve buna direnenlerin, hayır diyenlerin vesayetçi rejimi korumak isteyen statükocu ve darbeci olduğuna yönelik analizler yapılıyor...”
Hoca cevap veriyor..
“- Bir bakıma muhafazakâr olan birisi ilerici adımlar atabilir aynı zamanda, ilerici ideolojisi olanlar da aynı zamanda hiç iyi olmayan şeyler yapabilir. Vesayet kelimesini kimlerle ve nelerle kullandığımıza dikkat etmemiz lazım. Birisinin vesayet programının olması bir yandan tutucu olmayan bir programının olması mümkün...”
Şimdi, bilimsel açıklamalardan dönelim bizim, “malum kalabalık” anlasın diye kullandığımız mahalle ağzına!..
Demek ki ortada “çakma Menderes” durumu vardır ve samimi değildir..
Bir başka kanıtı da DP Lideri Cindoruk’un sözlerindedir..
Demişti ki; “Merhum Adnan Menderes, devletine, milletine ve ordusuna bağlıdır. Darbe mağduru olarak yargılandığı halde, bir gün olsun, Türk Silahlı Kuvvetleri aleyhine tek kelime söylememiştir... Adnan Menderes, gerçek bir milliyetçidir. Atatürkçüdür. Atatürk’ün partisinden yetişmiştir. Kurtuluş Savaşı’na katılmış, genç bir yedek subaydır. Bütün konuşmalarında, Cumhuriyetçilik, Devrimcilik ve Atatürkçülük vardır. Hiçbir söylemi, Sayın Başbakan’a uymamaktadır.”

Yazarın Diğer Yazıları