Sıfır zamma karşı sandık

Bu hükümete karne verilse, Mehmet Müezzinoğlu bütünlemeye bile kalmaz. Doğrudan çakar. Yerinde sayan Sağlık Bakanlığı bir yana Çalışma Ve Sosyal Güvenlik'teki uygulamaları -daha doğrusu uygulayamamaları- skandal. "Emeklilerin banka promosyonu"nu önce kuşa çevirdi. Daha sonra bundan da ses çıkmaz oldu. Şimdi asgari ücretliyi şoke etme peşinde. Komisyondaki işçi temsilcilerinin "net 300 lira" istemine verdiği yanıt, inanılır gibi değil. Tercümesi "2017 senesinde sıfır zam". Tıpkı emeklilerde olduğu gibi topu taca atmakta; "Muhatapları dinleyip, karar vereceğiz". Bu mantıkla Türkiye büyük sürprize hazır olmalı. Yaz başında yapılacak referandumdan "hayır çıkarsa" kimse şaşırmamalı. Müezzinoğlu'nun çizdiği rota seçmene başka alternatif bırakmıyor.

Cumhurbaşkanının başı çektiği kampanya ise evlere şenlik; "Dövizinizi bozdurup Türk parasına çevirin". Bunun mantıklı izahı var mı? Garibim yıllardır dişinden tırnağından artırdığını dolara yatırdı. Şimdi lirayla değiştirecek. Durduğu yerde kendi kendini zarara sokacak. Ak Parti 14 yılı aşkın süredir uyguladığı "bir lokma bir hırka politikası"nın sonucunu test etme amacındaysa lafım yok. Kimileri özel uçaklar, son model arabalarla çağ atlayacak gariban ise ekmek bulamayacak. Bu durum tuhaf değil mi? Milleti bu kadar mı saf sanıyorlar? Olasılığı tekrarlıyorum; "Referandum geri tepen silaha dönüştürülüyor".

***

Madem emekliden söz ettik 65 yaş üstü ile ilgili önemli bir konuyu daha dile getireceğim. Eğer arsa, tarla ya da emlak sahibiyseniz bunları satmanız artık zor. Sizden "akıl sağlığı yerindedir" raporu isteniyor. Önce hastaneye gidip "gerekli izni" alacaksınız ondan sonra işlem yapılabilecek. Bu kararı alanlara bir sorum var; TBMM'ye, hatta Bakanlar Kurulu'na iyi bakın. Bunların arasında kaç tane 65'i devirmiş isim var. Niye onlardan "beyni sulanmamıştır belgesi" istenmiyor. Bir de dışarıdan örnek verelim. ABD'nin, aslında dünyanın patronu Trump bırakın 65'i, 70'ini çoktan devirdi!

Fidel'in vasiyeti

Küba'yı silahlı darbeyle ele geçiren Fidel Castro'yla ilgili düşüncelerimi herkes bilir. "Halkın kurtuluşu namlunun ucundadır" diyenlere sempati duymadım. Kaldı ki dinsizdi. Bakmayın Papa'yla görüşmelerine. Sonunda da kendini yaktırarak ateistliğini tescilledi. Ancak vasiyetinde öyle bir istekte bulundu ki, gözümde büyüdü. Meydanlardan okullara kadar adı hiçbir yere verilmeyecek. Heykeli yapılıp, dikilmeyecek. Bir de bizden örnekleri hatırlayalım. İsmet İnönü, resimlerini banknotlara koydurmadı mı? 12 Eylül 1980 darbesinin başı Kenan Evren'in adının verildiği yüzlerce bulvar, yol, okul yok muydu? Gün geldi bütün bunlar jiletle kazındı. Tam zamanında öldü de hapiste çürümekten kurtuldu.

Geçenlerde bir aziz dostumun attığı mesajı buraya alacağım. Soruyor; "Olası başkanımız ileride devlet dairelerindeki Atatürk resimlerini kaldırıp, yerine kendininkilerini astırır mı? Pul ve paralarda da benzer uygulama yapar mı?" Ne dersiniz?

Bari adını bir kere söyle!

Kadına "seçme ve seçilme hakkı"nın verilişinin 82. yıldönümü. Meclis'te de kutlandı. Binali Yıldırım'ın konuşmasını dikkatle izledim. Miras taksimini, kendi soyadını kullanma hakkını, eşit işe eşit ücret, kadınlara pozitif ayrımcılığı biz getirdik, dedi. Sayın Başbakana bir sorum olacak; "Atatürk kadınlar için hiç mi bir şey yapmadı?" Sanırım biraz ayıp etti. Kadına seçme ve seçilme hakkını kimin verdiğini bütün dünya bilmekte. Unutanlar ise sadece Yıldırım ve şürekâsı.

***

BİR ANI:

Bülent Ecevit'in meşhur "11'ler hükümeti"nin çalışmalarını tamamladığı günlerdeyiz. Daha sonra yaş durumundan Meclis Başkanlığı yapan Ali Rıza Septioğlu transfer bakanlardan. Memleketi Elazığ'ın Palu İlçesi'ne kırmızı plakalı makam aracıyla gidiyor. Yakınları soruyor "Sen şimdi neye bakiysen". Çok tatlı bir insan olan merhumun cevabı unutulur gibi değil; "Fero Krodan sorumliyem". Septioğlu'nun sözünü ettiği ona bağlanan "Ferro Krom tesisleri". Nedense bugün eskilere gidip, bunu yazmak istedim. İçimden geldi.

Yazarın Diğer Yazıları