Özellikle Olympiakos karşısında ortaya koydukları güzel futbolla farkı kaçıran ancak tek gol ile 3 puan alan Galatasaray’da, futbolcuların maç sonunda Skibbe’ye sahip çıkmaları, alınan üç puandan bence çok daha önemliydi..
Gitmesi için tarih bile biçilen Alman teknik adamın özellikle futbolcularından bu desteği görmesi gerçekten güzeldi. Ancak tam işlerin düzeldiği şu günlerde Lincoln’ün Trabzon maçında gördüğü kırmızı kart nedeniyle bu önemli maçta oynanamaması ise tam bir ihanetti..
Zira bu sezona geçen yılın aksine çok iyi başlayan, özellikle son haftalarda takımın en iyilerinden biri olan Lincoln’ün yerine adam bulamayan Skibbe, belki de mecburen bu maça çift golcü ile çıkmıştı. Skibbe’nin geçen haftanın başarılı ekibi Eskişehir karşısına böyle çıkması bir riskti. Ve maçın 20.dakikasında yedekleri gol de benim bu düşüncemi kanıtlıyor gibiydi..
Ancak Galatasaray golden sonra hiç bozulmadı ve riski dahada ağırlaştırırak rakibin üstüne gitmeye başladı. Ve son haftaların başarılı adamı Ayhan’ın golü oyunu tamamen Galatasaray’ın idaresine geçmesini sağladı.
İkinci yarının hemen başında suskun golcü Milan Baros’un, Eskişehirli futbolcularının büyük itirazlarına maruz kaldığı golü Galatasaray’ı oldukça rahatlattı. Ancak Galatasaray’ın  üstünlüğü ile devam eden maçta Eskişehir’in itirazlara neden olan beraberlik golü bütün oyunu değiştirdi. Yardımcı hakemin golde ofsayt bayrağını kaldırması ve kararında ısrar etmesi, itirazların uzamasına sebeb oldu. Sinirlenen Galatasaray’da takımın büyük bir bölümü sarı kart gördü. Bu kartlardan sonra oyunun seyri tamamen değişti. Futbol yerini kör döğüşüne bıraktı. Hakemin kararları ve gösterdiği kartları güzelim oyunu katletti. Sinirlerine hakim olamayan Galatasaray, Eskişehir’in attığı iki  gole mani olamayınca hem puandan, hem morelden, hem de Ayhan’dan oldu..