Sıvayın kollarınızı

     Maltepe'deki mitinge kaç kişinin katıldığı tartışılıyor. Valilik 175 bin dedi, CHP'liler kahkahayla güldü. CHP'li Veli Ağababa'ya göre mitinge 1 milyon 600 bin yurttaş geldi, miting alanına sığmadılar; alana giremeyenler, etrafında konuşlandı...

      Peki hangi rakam doğru?

      Herhalde ikisi de değil. Biri bilhassa az gösterilmiş, ikincisi ise fazla abartılı...

      Mühim olan meydandaki kalabalık değil; mühim olan gelemeyen milyonlarca yurttaşın, eyleme gönülden katılarak adalete susamışlığını evinde otururken gidermiş olması...

      * * *

      Ülkenin yarısından fazlası adalet yürüyüşüne destek verdi. Eylemin ilginç yanı yürüyenler arasında AKP'lilerin ve MHP'lilerin de olmasıydı... Miting alanında onlar da vardı...

      İktidar bunları görmezden geldi ve yürüyüşü lekelemek için de yürüyenlere arada sırada katılan HDP'li vekilleri işaret edip "Teröristler yürüyor" diyerek eylemi karalamaya kalktı... AKP'li olup da cehaleti temsil edenler de, iktidarın yalan ve hezeyandan ibaret bu tür söylemlerine inandı...

       * * *

       Hem yürüyenleri terörist ilan edeceksin hem de dört yüz küsur kilometre yürüyen insanlardan birini bile gözaltına alıp götürmeyeceksin...

      Nasıl bir tezat bu...

      İktidar gibi, rutubetten nem kapan ve yargıyı siyasallaştırmaya çalışan gücün yürüyen binlerce teröriste (!) dokunmaması ya zaaftır, ya da neden uydurarak birçok insanı tutuklama gibi, iğrenç bir kurguyu canlandırmaktan korkmuş olmaktır.

      * * *

      Dün de söyledim, adalet yürüyüşü bitmedi, devam edecek...

     Asıl bundan sonrası önemli... Ülkenin bütün insanlarına adalet aşkını aşılamak gerekecek. Partisi, dünya görüşü, hayat tarzı, bakış açısı, dili, dini, kökü ne olursa olsun adaletin herkese ama herkese, bugün ona karşı çıkanlara ya da ortadan kaldıranlara da lazım olacağını usanmadan anlatmak dönemi başlıyor...

      Yeni dönemde hepimize bu çalışmayı yapmak ve yapanlara da destek vermek görevi düşüyor. Sıvayın kollarınızı!

 

DERKENAR

-----------------------------------

        Genç bir kızın ırzına geçmek suçundan yargılanmış, hapis cezası almış, temyize başvurmuş. Üzerinden 6 ay geçmiş, Yargıtay'ın kararı çıkmamış. Tecavüzcü bu defa Sakarya'daki menfur olayın faili olmuş. Şayet yargı mekanizması hızlı çalışabilseydi adalet yerini bulur, ırz düşmanı hapiste olurdu. Böylece de ana ve iki evladının yani masum insanların katili olmazdı. Boşuna adalet demiyoruz.

 

Hepimiz aynı değil miyiz

---------------------------------------------------

      Almanlara kızıyoruz. Avusturyalılara da...

      Cumhurbaşkanımızın gurbetçilerimize hitap etmesine izin vermeyen Almanlar... Bakanımıza "Olmaz" diyenler ise Avusturyalılar...

     Sözde bu ülkelerde demokrasi var...

     Sözde demokratik ilkelere sıkı sıkıya bağlılar...

     Nerede...

     Öyle olsalardı Cumhurbaşkanı Erdoğan ile Bakan Nihat Zeybekci'yi yokuşa sürmez, ikisine de derhal konuşma imkanı sağlarlardı...

    * * *

    Bizden farkları yok. Bizde de sözde demokrasi var, sözde demokratik ilkelere bağlıyız ama Alman parlamenterlere İncirlik'te konuşlanan Alman personele ziyareti yasaklıyoruz...

     Eski bir reklam aklıma geldi; dağılıp giden Osmanlı Bankası'nın (*) reklamında diğer bankalar kast edilerek "Yok aslında birbirimizden farkımız, biz Osmanlı Bankasıyız" denirdi...

     Evet, Almanya, Avusturya ve Türkiye, birbirinden farkı mı var! 

------------------------------------

* Melih Gökçek'in aklına sokmuş olmayım, kulüp, stat derken bu defa da Osmanlı adını vereceği yeni bir banka kurmaya kalkabilir...

-------------------------------------

 

ANLAMLI SÖZLER

--------------------------------

       Bırakacağın eli hiç tutma, tutacağın eli ise hiç bırakma. (O. Şaik GÖKYAY)

Yazarın Diğer Yazıları