Siyaset ve futbol

'Ne Oluyor'da katılımcı sayısı azaltıldı. Buna lafım yok. Hiç olmazsa her kafadan bir ses çıkmıyor. Böylece su fırlatmalar, cam masaların parçalanmasının önü alınıyor. Şirin Payzın ve program kurmaylarının ilginç bir torpili dikkatimi çekti. Haftalardır sürmekte olan "anayasa değişiklikleri neden yapılıyor"un ilk konuğu Ak Parti'nin etkin ismi Mustafa Şentop'tu. Yeni bir şey söylemediğini fark ettim. "Başkanlığı Özal ve Demirel de istemişti" dedi. Ancak "Süleyman Baba'ya kazığı Mesut Yılmaz'ın attığını" bir türlü söyleyemedi. Yüksek Yargı'daki seçimler için "Bak bu yeni" diyebileceğim hiçbir şey olmadı. Uzun söyleşideki tek farklı taraf vardı. Şentop "Türkiye'de iki partili sistem mümkün değil" diyerek kimilerinin hayallerini yıktı. Belki de "iktidarın koltuk değneği MHP"nin olası tepkisini önlemiş oldu.

Ne zaman ki sıra ikinci konuğa geldi oyunu anladım. CHP Grup Başkanvekili Özgür Özel söz aldığında CNN TÜRK'ü izleyenlerin büyük bölümü TRT-1'e dönmüşlerdi -ratingler ortada-. Çünkü Şampiyonlar Ligi'nde PSG-Barselona maçını tercih etmişlerdi. Merhum Kenan Evren'in lafıyla "netekim", müthiş mücadeleyle izlenme payının hakkını verdiler. Fransız kulubü, İspanyolları 4-0 yenip adeta parçaladı. Bir yerde turu garantiledi. Özel de yerle bir olanlardandı. Çakılan izlenme payı bunun belgesi. Şimdi soruyorum, niçin Mustafa Şentop sona bırakılmadı? Hükümet adına oradaydı. Özel'in iddialarına cevap vereceğine göre son söz onun olmalıydı.

Görünen o ki, her şeyde olduğu gibi "futbol ve siyaset"i de iç içe geçirmeyi başardık. Hani birinin ratingi çok fazla çıkınca sandıkta sonuç değişir mi? Hiç sanmıyorum. Bunu öğrenmeye de fazla vakit kalmadı.

Üçü bir yerde

NTV de "Kararsızlar Nasıl İkna Edilecek" başlığıyla referandumu işledi. Üç katılımcının ortak özelliği "iktidar sözcüsü" olmalarıydı.

Hasan Bülent Kahraman'ın salvoları arasında bazı önemli lafları cımbızla aldım. Edebiyat yapma merakını fazla abartmakta. Sağ kulağını sol eliyle gösteriyor. "Bizim siyasetimiz uzlaşmacı, katılımcı değil"i güçlükle sadeleştirdim. Kavgacıyı örttü. Ben olsam "partileri ve takımları yönetenler aynı kafada" teşhisini koyardım. Her iki taraf da "ölmeye ölmeye geldik" taktiğiyle çalışıyor.

Araştırmacı İbrahim Uslu, "Bu referandum, seçim değil"i bininci kez tekrarladı. Ak Parti'nin tarafsızlarını son anda kurtaracağını iddia etti. MHP'ye bakışı ise "Ümitsiz Vaka".

Son haftaların parlatılmaya çalışılan ismi Yrd. Doç. Dr. Selman Öğüt aynı tas aynı hamam. HDP tabanına boykot çağrısını sürdürdü. Sanki onu dinleyen çıkacakmış gibi. Öğüt'ü her gördüğümde Rüştü Asyalı'yı hatırlıyorum. Tuzla Piyade Okulu'nda aynı dönem yedek subay eğitimi almıştık. Asyalı'nın o günkü hali, bugünkü Selman Öğüt'ün ikizi gibi. Sanatçıyı tanımayanlar için biraz daha detay vereyim. Keloğlan filmlerinin başrol oyuncusu!

***

Hep aynı tema

Bu yıl ekranların "Sevgililer Günü" yapımları "aile matinesi"ne dönüştü. Birkaç örnek vermek istiyorum. FOX TV'de Memet Özer'in karşısında karısı Tülin Şahin oturmuştu. Bloomberg'de Doğa Rutkay kocası Kerimcan Kamal'la sohbet etti. Hatta çocuk sahibi olma kararlarını açıkladılar. Esra Erol'a eşi Ali Özbir'in sürprizi canlı yayında gerçekleşti. Bunlar aralardan seçtiklerim. Fena mı oldu. Hayır, hepsini beğendim.

***

Aynı şirketten

İki diziye özel sevgim var. Biri 80'ler diğeri Çocuklar Duymasın. Her ikisi de Birol Güven'in. Birol'a ayrı sempatim mevcut. Yönetim kurulunda görev alacak kadar Beşiktaşlı -laf aramızda Kartal'da bu aralar işler kötü-. Çocuklar Duymasın'ın tekrarları 360'ta. Hemen her gün yayınlanmakta. Vakit bulunca hiç kaçırmıyorum. 80'ler cumartesi akşamları TRT-1'de. Yeni bölümleriyle ekrana geliyor.

"Zengin kız, fakir oğlan" alışılmış tiplerine öbür yapımlarda da rol vermek bence hata. Bir de rolleri sırtına yapışıp kalanlar var. Örneğin Tamer Karadağlı. Haluk'tan kurtulamadı. Onun dışında ne yapsa başarısız oluyor.

80'ler'de pastacı Sami'nin karısı Şükriye değişti. "Şınnık Bakkal" Ayberk Atilla'nın vefatı ise bu hafta tüm bölümü hüzünle doldurmuştu. Adanalı kasap bile kepenk indirdi. "Fato Ana" ortalardan kayboldu. Sevgili Birol'u uyarmak istiyorum; "Şov devam etmeli". Rasim Öztekin'in muhteşem oyunu yetmez. Acele tedbir alınmalı.

Yazarın Diğer Yazıları