Siyasette seccadenin sihri

Siyasette seccadenin sihri

Yine seccade meselesi… Diyanet İşleri Başkanlığı da devreye girdi. Diyanet biliyor ki, mevcut iktidar giderse Diyanet aslî vazifesine dönecek. Onun için bütün fetvaları, değerlendirmeleri Saray ayarlı.

Diyanet İşleri Başkanlığı''nın fetva görevlisi, "Seccadenin özelliği, kutsiyeti yok. Temizlik için kullanılan, elbiselerimiz gibi bir şey. Sadece üzerine namazı hatırlatıcı bir şeyler yazıyorsa, ibadete saygıyı temsil ediyor, o (kadar). /  O (seccade) temizliği sağlamak maksadıyla yapılmış, bize gerekli olduğu düşünülmüş bir eşya. İsmine de secde edilen yer anlamına gelen ''seccade'' denmiş." (Röp. Bilal Çelik, diken.com.tr, 3 Nisan 2023)

Bu haber çıktıktan sonra bir başka gazetecinin "Seccadenin dindeki yeri nedir?" sorusuna fetva yetkilisi şu cevabı veriyor:

"Seccade, kutsal bir şey değil. Manevi anlamı var. Namaz kılmak için kullandığımız bir şeye basmak, niyet meselesi. Niyeti ne olursa olsun iyiye yoramayız. O yüzden iyi bir davranış değil. İnanca saygısızlık. (…) Temiz olsun diye seccade serilmişse ve üzerine basılmışsa, hakaret vardır." (Röp. Sefa Uyar, Cumhuriyet, 4 Nisan 2023)

İkinci soruya cevap, Kemal Kılıçdaroğlu''nun seccade üzerinde çekilmiş fotoğrafı ayarlı bir cevap. Saray kanadı elbette fetva görevlisinin dediklerini kullanacak.

Bir kişi seccadeye bilmeyerek bastıysa, samimî özür dilediyse, bu fetva manasını yitirir hâlbuki... Fetva veren bunu elbette fark etmiştir. Ama Saray, ne der endişesi, fetvacıyı, siyasî cevaba zorlamıştır.

Anadolu''da çok yerde, namaz sergisine "seccade" değil, "namazla/namazlık" denir. Biz çocukluğumuzda "namazla"yı bilirdik.

Türklerin Arap ülkelerinin Müslümanlarına göre, seccadeyi daha önemsediklerinin sebebi hiç aklınıza geldi mi?

Seccadede namaz kılındıktan sonra secdeye varılan yerin sağ tarafı bükülür. Biz büyüklerimizden böyle gördük, böyle uyguladık. Ama bir mana da veremedik. Meğer seccadenin bir tarafını bükmek eski Türk inancı Şamanlıktan geliyormuş. Bunu da Necib Âsım''ın (1861-1935) bir makalesinden öğrendim:

"[Albert] von Le Coq''un Hatchu Türk âsâr-ı atîkası [eski eserleri] hak­kında neşreylediği kocaman kitabında bir resim vardır. Burada bir seccadenin üstünde bir şaman oturmuş ve seccadenin bir ucu da kıvrık duruyor.

Şu seccade kenarını kıvırmak ta zamanımıza kadar yaşıyor, bilhassa kadın ninelerimiz buna pek riayet ederler ve sebebi sorulsa seccade üstünden şeytan geçmesin diye kıvrıldığını söylerler. Hâlbuki, burada bir Şamanlık yaşıyor." (Necib Âsım, "Türklük ve Türkçülük İzleri", Türk Yurdu, Yıl: 20, C. 4-24, S. 29-223, Mayıs 1930)

(Albert) von Le Coq (1860-1930), ünlü Türkolog. Uygur Türkleri sahasında araştırmalar yaptı. Uyguroloji''nin kurucuları arasında sayılır.)

*

Seccadeye basma, öyle yabana atılacak bir hata değil. Yukarıda Türklerde seccadenin diğer İslâm ülkelerine göre nasıl farklı algılandığını, âdeta kutsiyet atfedildiğini, tarihin akışında yerinin farklılığını gösterdik. Yeni inanca geçerken, eski inançtan "masum" tortular, kırıntılar kalmadığını iddia edebilir miyiz?

Seçime gidiliyor. Bu seçim öyle bir seçim ki, Türkiye''nin kaderi değişecek, ya "Tek Adam" gücüne güç katacak, artık hiç kimseyi dinlemeyecek ya muhalefet kazanacak, demokrasiye geçilecek.

Bu sözlerimi ya batacağız ya çıkacağız, diye de okuyabilirsiniz.

Saray kanadı da muhalefet kanadı da kazanabilmek için bütün kozlarını oynayacaktır.

Yazarın Diğer Yazıları