Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Yavuz Selim DEMİRAĞ

Yavuz Selim DEMİRAĞ

Sizi tarih yargılayacak!

Türk ordusuna kurulan kumpasın izlerini önceden tespit ettiği için tutuklanıp 5 yıl 2 ay hapiste tutulan Mustafa Dönmez'in yılan hikâyesine dönüşen duruşmasına bir kez daha tanık oldum. Kumpasçıların "Genelkurmayın Papazı" adını verdiği Ordudonatım Yarbay Mustafa Dönmez, Zir Vadisi'nde 2 gün önce gömülen mühimmat yüzünden ordudan atılmak üzere iken emekliye sevk edilmişti. Kendisi cezaevinde iken gömülen ve 2 gün önceki gazetetelere sarılı mühimmat davasından yıllar sonra aklandı. Lakin itiraz ederek gerçek suçluların ortaya  çıkarılması için davanın yeniden görülmesini talep etti. Ve asıl amacının kumpasçılarla beraber ordu içindeki iş birlikçilerin tespit edilmesi olduğunu belirtti. Israrla bulunduğu iddia edilen mühimmatların duruşmaya getirilerek incelenmesini istedi. Zira Gölbaşı aramalarında İbrahim Şahin'den çıktığı iddia edilenlerle Zir Vadisi'ndekiler aynıydı. Üç ay sonra Poyrazköy'den çıkanlar da aynıydı zaten. Malumunuz Poyrazköy kumpası geçtiğimiz günlerde çöktü ve yıllarca hapis yatan sanıklar için beraat kararı çıktı. Meşhur Ümraniye Davası Yagıtay'da ve büyük ihtimalle beraat çıkacak. Mustafa Dönmez itiraz etmese, bu iş sessiz sedasız kapanıp gidecekti. Kumpasçıların Emniyet, Jandarma, Adli Tıp, asker ve yargı ayağının deşifre edilmesi için mücadelesini sürdüren Dönmez, dünkü duruşmada bir sürpriz daha yaşadı... Ki bu Ümraniye'de bulunduğu iddia edilen el bombalarının da başına gelmişti. Her duruşmada mahkemeye yazı yazıp "mühimmatların saklanmasında sakınca, tehlike olduğunu belirtip imha edilmesini" talep edenlerin aslında delilleri yok etmek amacı taşıdığını Savcı bile belirtip buna izin verilmemesini istedi. Aynı zamanda Türk ordusunda mühimmatlarla ilgili "bilirkişi" olarak yüzlerce dosyada imzası bulunan Dönmez, bulunduğu iddia edilen el bombalarının gövdesinin Alman malı, ateşleyici mandalının Amerikan menşeli olduğunu, kumpasçıların bu sahtekârlığı bile beceremeyip hata yaptığını ortaya çıkarmıştı. Öte yandan "tehlikeli-patlayabilir" denen el bombalarının depoda 100 yıl bile tutulsa kesinlikle patlamayacağını, yine patlayabilir denen sis kutularının barut olmadığından tehlikeli olamayacağını ortaya koyan Dönmez, delillerin daha önce aynı mahkemede görev yapan Cemil Çelik ve Yaşar Yüce  tarafından karartıldığını beyan etti. Arama görüntülerindeki ses kayıtlarında "Jandarmaya nasıl da kazık attık!" diyen Tamer isimli polisin Zir Vadisi, Gölbaşı ve Poyrazköy'e mühimmatları koyan kişi olduğunu da kanıtladı. Arkasının çorap söküğü gibi gelmesi gerekirken yazışmalar yüzünden aşama kaydedemesine isyan eden Dönmez, sonunda duruşma esnasında çileden çıkarak hâkim heyetine "Sizi tarih yargılayacak!" sözleri ile adeta patladı. Elde görüntüler var, depodaki delillerin yok edilmek istendiği açık. Söz konusu çetenin ortaya çıkarılmasında gerek AKP hükümeti gerekse binlerce personelinin istikbali mahvolmuş Genelkurmay samimi ise zanlıların ortaya çıkarılıp, yargıya teslim edilmesi an meselesi iken zamana yayılmasının anlamını bir türlü çözemiyorum. Dönmez'e kurulan kumpas bir değil. Onu ordudan uzaklaştırıp, bir daha cezaevinden çıkamadan hapishanede çürütmeye kararlı olan çete, "tehdit, şantaj, ahlaksızlık" gibi düzmece iddia ve yalancı tanıklarla önceden davalar açmış. Aynı kumpasa belirlenen 337 subay daha uğramış. Sonuçta bunların hepsinden beraat etti tabii. Ancak aleyhinde daha önce karar veren mahkeme üyelerinin, halihazırdaki  mahkeme üyeleri olduğunu yeni öğrenen Dönmez, doğal olarak "reddi hâkim" talebinde bulundu. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi'nin ilgili kararlarında böylesi durumlarda hâkimlerin çekilmesi gerektiğini belirten Avukat Şule Nazlıoğlu Erol da "çekilin" talebinde bulundu. Ancak 7 günlük yasal sürenin dolması yüzünden talep reddedildi. İzler o kadar belirgin ki Dönmez, daha önce aleyhinde rapor yazan Adli Tıp uzmanlarının şu anda kumpas yüzünden tutuklu olduğunu hatırlatarak,arama görüntülerinin bulunduğu CD'yi ne Emniyet, ne Jandarma kriminal ne de Adli Tıp ve TÜBİTAK tarafından değil üniversitelerin bilirkişilerince incelenmesini istedi. Sonuçta heyet "delillerin yok edilme girişimini" anlayarak "yargı devam ederken imha edilemez, kayıtlar bağımsız üniversitelerin bilirkişilerince incelensin" kararı aldı. Ve duruşma her zaman olduğu gibi bir başka mevsime18 Şubat'a bırakıldı. Hazır ipin ucu ele geçmişken hızla harekete geçilerek kumpasçıların yakalanma fırsatı var iken bürokrasi hazretleri yüzünden zamana yayılmasının ardından doğrusu iyi kokular almıyorum. Önümüzdeki günlerde adı geçen kumpasçıların firar ettiklerini öğrenirsek şaşırmayacağım.

Yazarın Diğer Yazıları