Sonunda Adıyamanlı tütüncü kazandı

Daha önce de söyledim, ama tekrar edeyim. Ne alkolüm, ne sigaram var. Bunları terkedeli uzun yıllar oldu. İçene de karışmam, böylesi ortamlardan kaçarım. Hepsi o kadar.

Cumhurbaşkanlığı kararnamesiyle yüzde 100 vergi artırımına gidilen ABD menşeli ithalatta şunları gördük:

"Tütün, alkol, kok kömürü, makyaj-güzellik malzemeleri, otomobil ve de öncelik pirinçte olmak üzere gıda maddeleri"

Gördüğünüz gibi içlerinde iktisatçı deyimiyle "ikame edilemeyecek" tek kategori yok. Hele parfüm-güzellik malzemesiyle otomobillerin en önemlileri Avrupa'da var. Kok kömürünü  de Amerikalılar Madagasgar'dan alıp bize sokuşturuyorlar. Pirinç ithalatını ise yıllardır şaşkınlıkla izliyorum. Bersani'den Baldo'ya -benzeşeni  Osmancık'ta yetiştirilir- bol miktarda var. Bana göre Türkiye'nin en iyi pirinci Boyabat'tadır. Bu konunun meraklıları meslekdaşım Bekir Aydın'ın görüşlerine başvurabilir.

Gelelim en önemli konuya, yani tütüne. Kurtarıcı diye getirdiğimiz "İthal Ekonomist Kemal Derviş"in ilk icraatı yerli ve millî tütünümüzü mahvetmek olmuştu. Ekimi dahi yasaklandı. Virginia'dan ithale başladık.

Sigara fabrikaları depo ve antrepolara kadar satıldı. Çoğu da ABD kökenli kişilere... Bazı tarihi tesisler üniversite oldu. Kimileri de BEST gibi çürümeye terkedildi. Bitlis'teki bu muhteşem tesisin açılışındaki görkemi iyi hatırlıyorum. Merhum Altemur Kılıç ağabeyimin heyecanı gözümün önünde. Turgut Özal'ın kurdeleyi kesiş heyecanı da...

 

Direnenler

 

Asırlardır geçimini tütünden sağlayan müstahsil perişan edildi. Arada ekimde direnenler çıktı. En başta da Adıyaman ve Bitlisliler. O kehribar gibi tütünlerini yarı fason hale getirip satmayı sürdürdüler. Kâğıt ve sarma makinelerini de birlikte pazarladılar. Başta İstanbul gibi büyük kentlerde satış yerleri açtılar. Daha yakın zamana kadar joplanıp kaçakçı muamelesi gördüler. Yine de yılmadılar.

Amerikan tütün mamüllerine, yani sigaralara getirilen ek vergi tütün yetiştiricisi sabrının zaferidir. Dileriz bundan böyle baskıya, hakarete maruz bırakılmazlar.

Bu kadar pahalı hale gelen  Marlboro-Kent ve diğer ABD markalarını tüttürmeye devam edenlere ne diyeceğimi bilemiyorum. Demek ki iyi paraları var. Ayrıca sağlıklarını da düşünmüyorlar.

 

Yanlıştan dönüldü

 

Bir konuya daha dikkatinizi çekmek isterim. Amerikan elektronik ürünlerinin son anda listeye alınmaması doğru karardır. Bir yandan demir-çeliğimize ek bindirimden şikayet ederken bunu yapamazdık. Erdoğan'ın, "iPhone'u bırak, Samsung al" çağrısı önemli mesaj. Demek ki başta telefon olmak üzere bu tür araçlar için tercihimizi Uzak Doğu yapımlarından yana kullanacağız. Ne zamana kadar?.. Yerli ve millîsini , tabii ki daha kalitelisini yapana dek...

***

Satılanlar

 

Şimdi de Arif Kızılyalın'ın  aktardıklarını yazacağım. Başlık olarak "AK Parti'nin sattıkları"nı kullanıyor:

* TELSİM - İngiltere'ye

* Türk Telekom - Araplara

* Kuşadası Limanı - İsrail'e

* İzmir Limanı - Hong Kong sermayesine

* Araç muayene istasyonları - Almanlara

* TEKEL - Amerikalılara

* İETT Garajı - Dubai'ye

* Turkcell - Fin/Rus ortaklığına

* TEB - Fransızlara

* Digiturk -Katar'a

* Petrol Ofisi - Hollandalılara

Gördüğünüz gibi bir zamanlar hepsi yerli ve millîydi...

***

Bir haksızlık

 

Bugünlerde Cem Özer'e saldırmak moda oldu. Önce annesinin vefatından dolayı başsağlığı diliyorum. Sonra da bir anımı paylaşmak istiyorum. Magazin Gazetecileri Derneği'nin ödül töreni için Ankara'ya gitmiştim. Cem'le birbirimizi tebrik edip ayaküstü konuştuk. Bir ara baktım, açık büfeden aldığı yiyecekleri elindeki kağıt peçeteye yerleştiriyor... Sonra dışarı çıkıp bir  kedi yavrusuna verdi. Bunu sırf Özer'i "hayvan düşmanı" göstermeye  çalışanlar için yazdım. Hakikatin ta kendisidir.

***

Sonunda parçaladı

a Spor'daki 90'A'yı kaçırmamaya özen gösteririm. İkisi eski çalışma  arkadaşım bu dörtlünün tarzı değişik. Aslında ekipteki yönetici konumundaki Serkan Korkmaz'ı diğerlerinden ayrı tutmak lazım. Geçen sezon hak ettiği fırçayı bu defa ilk hafta yedi. Hıncal Uluç'un Galatasaray başkanı Mustafa Cengiz'le ilgili eleştirilerine yüksek tonda karşı çıktı. Sonunda karşılığını aldı. Uluç'un Korkmaz'a "Senin başkanları savunmak gibi görevin var" deyişini beğendim. Gerçekten de bu konudaki gözlemim aynen devam ediyor. Serkan'ın çıkışlarına bakıyorum, sebebini çözemiyorum. "Buram buram eyyam" kokusu alıyorum. Sırf bu yüzden Uluç'un parçalamasını çoktan hak etti diyebilirim.

 

Fenerbahçe yine geç kaldı

 

Ne yalan söyleyeyim, Kanarya'nın Benfica'yı eleyeceğinden emin değildim. Sadece ümitli olmak istedim. Korktuğum başıma geldi. Sarı lacivertli ekip bence hakettiği yerde. UEFA Ligi'nde devam edecek. Doğrudan gruplara kalmasını Aykut Kocaman'a borçlu. Son anda yakaladığı ikincilik bu imkânı verdi.

Unutmayalım ki kulüp takımlarımızın sağladığı en büyük başarılar Galatasaray'a ait. Önce UEFA'yı, sonra Süper Kupa'yı bu kulvarda elde etmişti. Bu arada Akhisar, Başakşehir ve Beşiktaş'tan da bir şeyler bekliyoruz. Önemli olan ülke puanı toplamaları.

GÜNÜN SÖZÜ

İnsanlar nedense hep düşeni kabahatli bulurlar

S. Maugham

Yazarın Diğer Yazıları