Suçlar ve suçlular...

Yalnızca bilgi kirliliği ile değil ki!.. Her türlü kirlilikle karşı karşıyayız.. Ağzı olan konuşuyor.. Sapla saman gayet bilinçli bir şekilde birbirine karıştırılıyor ve de karıştırıltılıyor..

“Peşmerge koridoru”nu meşru kılmak adına Hükümet sözcüleri ve de bilumum borazancı takımı Meclis’ten geçen tezkerenin  “yabancı silahlı kuvvetler”  ibaresine işaret ederken Irak Anayasası’na da atıfta bulunarak milleti yalana boğuyor. Kervana Başbakan Yardımcısı Numan Kurtulmuş da eklendi. Kurtulmuş, işi daha da ileri götürerek katıldığı bir tivi programında peşmergenin “Irak Anayasası’nda silahlı kuvvetler” olarak tanımlandığını ifade etti. Biri de çıkıp sormadı,  “Yahu sen ne diyorsun silahlı kuvvetler çoğuldur. Bir ülkenin silahlı kuvvetlerinden bahsederseniz akla; kara, hava ve deniz kuvvetleri gelir” diye.. Hadi bırakın bu teknik ayrıntıyı kimse  “Irak Anayasası ne diyor”  diye bile bakmıyor. Nasıl olsa yandaş dahil atışlar serbest!..
Irak Anayasası’nın 9. maddesinde, Irak Silahlı Kuvvetleri’nin tanımı yapılmış , peşmerge kuvvetleri bu tanımlamaya girmiyor. Bakın Irak Anayasası ne diyor?..
Madde 9:
1. 
a) Irak Silahlı Kuvvetleri ve Emniyet Güçleri, Irak milletini oluşturan kesimlerden ayrımcılık gözetmeksizin ve hiçbir kesimi dışlamadan dengeli bir şekilde oluşturulur, sivil otoritenin komutasına bağlanır ve yönetim değişikliğinde rol oynamaz. 
b) Silahlı Kuvvetler haricinde askeri milis kuvveti oluşturulamaz.
Madde 121: 
5. Bölgesel Hükümet, başta polis, güvenlik güçleri ve bölgesel muhafızları da içeren bölgesel güvenlik birimlerinin kurulması ve örgütlenmesi olmak üzere bölgenin bütün idari ihtiyaçlarını karşılar.
Yani; Irak Anayasası’nın 121. maddesinin 5. fıkrasında da Bölgesel Hükümetlere sadece iç güvenliğin sağlanması maksadıyla polis ve benzeri kolluk kuvvetlerinin kurulması yetkisi verilmiş. Irak Anayasası’na göre peşmerge, iç güvenliğin sağlanması için teşkil edilmiş kolluk kuvveti. 
 Sonuç olarak peşmergenin Türk toprakları üzerinden Ayn Al-Arap bölgesine geçirilmesi Anayasal bir suç. Hem de açıktan..
Bir de ÖSO’nun Türkiye üzerinden geçişi çıktı ortaya.. Bakalım buna hangi anayasa cevaz verecek?..
Bilgi ve de diğer kirlilikler içinde el yordamı ile doğruları bulmaya çalışırken, eski Milli Savunma Bakanlığı Genel Sekreteri emekli kurmay albay Ümit Yalım çok önemli bir hatırlatma yaptı. Patlayan çözümsüzlük sürecinde bebek katili Öcalan’ın durumu ile ilgili.. Yalım,  “Terörist başı, Devletin Şahsiyetine Karşı Cürümler kapsamında sadece 765 Sayılı Türk Ceza Kanunu’nun (TCK) 125. Maddesinden (vatana ihanet) yargılanmış, işlediği cinayetlerden yargılanmamıştır Terörist başının, hem TCK 125 hem de TCK 64’ten yargılanması gerekirken sadece TCK 125’ten yargılanmış olması nedeniyle yargılama eksik kalmış ve adalet tecelli etmemiştir.. Terörist başının bugüne kadar cinayet suçundan yargılanmaması, Türk Adaletinin ve Türk Hukukunun ayıbıdır. Ayrıca bu eksik yargılama nedeni ile Anayasa’nın 10. Maddesi fiilen ihlal edilmiştir. Terörist başının eksik kalan yargılamasının yapılması için kanunen hiçbir engel yoktur”  dedi.
Yalım, doğru söylüyor da adaletin tam olarak tecelli etmesi için malum ortamda kimde harekete geçme yüreği var?.. Öcalan’a Diyarbakır’da villa tahsis etmek için çaba gösterenlerden mi medet umacağız?..
Caanım memleketimde açıktan suçlar işleyen suçluların zeytinyağı gibi suyun üstünde gezinmesi örnekleri bunlarla da bitmiyor ki!..
Yine bir tivi programında İmralı heyetinin baş aktörü  HDP’li Sırrı Süreyya Önder, Suriye sınırında Gültan Kışanak’a haddini bildiren kahraman üsteğmenimizin Genelkurmay Başkanı tarafından ödüllendirilmesini eleştiriyor ve ondan sonra gerçek niyetini kusuyor;
 “En basit bugün Jandarma’nın İçişleri Bakanlığı’na bağlanması, Genelkurmay açıklama yapmış. Biz bu konudaki tekliflerimizi zata mahsus, bilmem ne iletiriz. E ilettiysen ilettin, sen bunu niye açıklama ihtiyacı hissediyorsun. Tapu dairesi her yaptığı işi kamuoyuna bilgilendiriyor mu? Ya da başka bir şey. Altındağ’da bayrak indirildi diye neredeyse internet haber porteli gibi çalışan bir sitesi var. Altındağ’da bayrak indirildi. Oranın mülkü idarecileri de açıklıyor ki böyle bir şey yok. 3 tane koparmış mı, oynarken kesilmiş mi ne. Peki Altındağ Jandarma bölgesi mi, asker bölgesi mi? Başkentin göbeği. Bütün bunları bir araya getirip iyi değerlendirmek lazım.” 
Öcalan ağzı ile şakıyor ve şakıtılıyor HDP’li Önder.. Ama adam yerden göğe kadar haklı!..
Memlekette, terör örgütü ile oturup pazarlık etmek yasal, mücadele etmek şehit olmak suç.
Memlekette, eli kanlı katiller ile görüşmek onların paçavralarını asıp  mesajlarını okuyup propagandalarını yapmak yasal, kanunların ne dediğini hatırlatan devlet adamlarının ne dediğine bakmak suç.
Memlekette, askere polise hakaret etmek ve hatta onları katletmek yasal, haine haddini bildirmek suç.
Memlekette, tescilli vatan haini, ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına çarptırılan katil başı ile her türlü görüşmeyi rahat rahat yapıp onun söylediklerini ballandıra ballandıra anlatmak yasal, yahu bu yaptığınız  suç demek suç.
Memlekette, bayrak yakmak, kamu binalarını yakmak, masum insanları öldürmek yasal, vatanı, ırzı, namusu, bayrağı savunmak suç.
Vatanın bölünmesini, düşmanlara peşkeş çekilmesini ve de satılmasını sağlamak yasal, vatanı savunmak suç.
PKK/PYD’ye her türlü desteği vermek yasal, Jandarma’yı politize etmeyin vatan savunmasını zaafa düşürmeyin demek bile suç..
İt izi yasal, at izi suç!..

Yazarın Diğer Yazıları