Suriye politikası Ankara merkezli mi?

Suriye politikası Ankara merkezli mi?

MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli, “Sınır aşan göç sorunu çok nazik bir konudur. Önyargılardan uzak bir şekilde ele alınmalı, adalet ve hakkaniyet üzerine bina edilmeli; adil paylaşım, eşit sorumluluk, çözüm odaklı, insaf ve izan temelinde bu ağırlaşan meseleye kafa yorulmalıdır” diyerek girdiği sığınmacılar konusunu özetle şöyle izah etti:

“Düzensiz göçün istila olduğunu sürekli olarak vurguladık. Anadolu coğrafyasındaki demografik gelecek ve güvenliğimizi titizlikle düşünmek, telaşa kapılmadan tedbir geliştirmek, taşkınlıklara prim vermeden de tetikte olmak durumundayız.

Türkiye’de mülteci veya göçmen değil, adı üstünde geçici koruma statüsünde bulunan sığınmacılar vardır ve bunların sayılarını 13 milyon diye açıklamak kuyruklu yalandır.

Suriyeli sığınmacıların ülkelerine güvenli, gönüllü ve onurlu geri dönüşleri bu kapsamdaki siyasetimizin ana fikir ve felsefesidir. Fransa’daki olayların Türkiye’ye sirayet etme ihtimalinden bahsedenlerin, Bursa’nın Mudanya ve Kocaeli’nin Dilovası ilçelerinde provokasyon çetelesi tutanların ateşle oynadıklarını, buna izin verilmemesi gerektiğini buradan bildirmek istiyorum.”

Bahçeli’nin çözümü ise şu şekilde:

“Göç konusu insanlık sorunudur. Ancak ve ancak insanlığın müşterek ve müspet girişimiyle, tek yanlı değil külfetin eşit dağıtımıyla üstesinden gelinecektir.”

***

Sığınmacıların sayısını 13 milyon olarak açıklayan, Zafer Partisi Genel Başkanı Prof. Dr. Ümit Özdağ’dır. Bahçeli’nin isim vermeden Özdağ’ı kuyruklu yalan söylemekle suçladığı ortadadır.

Ümit Özdağ, Bahçeli’nin konuşması biter bitmez bir mesaj yayınladı ve şöyle dedi.

“Matematikçiye sormuşlar:

-2x2 kaç eder?

‘4’ demiş. Fizikçiye sormuşlar:

-2x2 kaç eder?

‘4.0’ demiş.

Jeologa sormuşlar:

-2x2 kaç eder?

Jeolog gülümsemiş ‘Size kaç lazım?’ diye sormuş.

Türkiye’de 13 milyon sığınmacı ve kaçak yok diyenlere sormak lazım. Erdoğan’ın sığınmacı ve kaçak politikasına Türk milliyetçisi olarak karşı çıkmanız için size kaç lazım? Gelelim Türkiye’deki yabancıların sayısına: 5 milyon kayıtlı Suriyeli, 2 milyon kaçak Suriyeli, 2 milyonu aşan Afgan, 2 milyon Afrika ülkesinden insan ve 2 milyon İranlı, Iraklı, Paki, Rus, Ukraynalı vs. Toplam 13 milyon.”

***

Sayı ne olursa olsun, sonuçta Türkiye’nin demografik yapısının değiştirilmek istendiği apaçık bir gerçektir. Zaten Bahçeli de göç dalgasının bir istila olduğunu söylemektedir.

Bu konuda gerekli önemleri almakla görevli iktidar, başından beri Türkiye’yi ensar-muhacir edebiyatıyla göç olgusuna hazırlamışsa, daha göç başlamadan 1.5 milyon çadır sipariş etmişse, sınırda Amerikalı aktrist Angelina Jolie’nin sığınmacılarla kucaklaşması gibi senaryolara izin vermişse, ABD’nin Suriye projesine harfiyen uygun davranarak, Suriyeli muhaliflere silahlı eğitim, silah ve lojistik destek vermişse, Irak ve Suriye’de IŞİD’i kuracak olan istihbarat elemanları ve teröristler Türkiye üzerinden bölgeye gitmişse, Bahçeli’nin “Genel merkezi Ankara’da olup, genel emri yabancı başkentlerden alan parti” sözünün diğer muhatabı kimdir?

***

Bahçeli sadece HDP’yi kastediyor ama desteklediği AKP iktidarının Suriye politikası da Washington merkezli değil midir? TSK’nın Suriye operasyonları bile ABD’nin çizdiği 30 kilometre içinde değil midir?

Yine Bahçeli’nin “Göç sorunun üstesinden, insanlığın müşterek ve müspet girişimiyle, tek yanlı değil külfetin eşit dağıtımıyla gelinecektir” tespiti teoride doğrudur ama AB ile geri kabul anlaşması imzalayıp Türkiye’yi sığınmacı deposu haline getiren de iktidardır. Bu politikanın, Brüksel merkezli olduğu inkâr edilebilir mi?

Afganistan ordusu askerlerinin İran üzerinden Türkiye’ye getirilmesi, ABD ile yapılan gizli anlaşmanın sonucu değil midir? Bu politika da Washington merkezli değil midir?

Ya ekonomi, kimlere emanet edilmiştir?

Yazarın Diğer Yazıları