Türk Milli takımının tarihinde ilk kez Avrupa Şampiyonası’nda üçüncü olması ve milletçe sabahlara kadar sevinmemizin ardından hayatımız normale döndü..
Turnuva başında bir çok kişi tarafından eleştirilen, ancak sonunda ’Aman bizi bırakma hocam’sesleriyle tekrar milli takımın başında kalan Fatih hocamızın yeni görevi milletimize hayırlı ve uğurlu olsun..
Elbirliği ile şampiyonanın en iyi hocası diye adlandırdığımız Fatih Terim, hiç yenilmeden Avrupa Şampiyonu olan İspanya’nın hocası Aragones’i bile geride bırakarak, Milli takımımızın başında görevine devam edecek..
Acaba Terim gerçekten başarılı mı? Acaba üçüncü olan Türkiye, şampiyon olan İspanya’dan daha iyimi oynamıştır? Bizim ortaya koyduğumuz oyun, taktik ve mücadele gerçekten İspanya’dan üstün müdür?
Bence hayır..Milli duygularla televizyon başında hop oturup, hop kalktığımız maçlarımızda gerçekten iyi mi futbol oynadık? Yoksa, yetenekli futbolcularımızın bu hassalarıyla inanılmaz işler mi başardık?
Şimdi artık bunu sorgulamalıyız. Hatta ’Üçüncü olduk ya bunun ne gereği var demeden’bunu yapmalıyız.
Türkiye bu şampiyona’da gerçekten güzel işler yapmıştır. Futbolcularımızın son saniyeye kadar sürdürdüğü olağanüstü mücadelesi, 120 dakikalık kondisyonu ve motivasyonlarını görmezden gelemeyiz. Ancak Fatih Terim kadro şekillendirmesinde, oyunu okumasında, ortaya koyduğu futbol taktiği ile ne kadar başarılıdır..
Şöyle bir düşünelim..Şampiyonanın ilk maçında Portekiz karşısına çıkardığı onbir eğer başarılı olsa, turnuvanın iyilerinden Semih, Arda ve Mehmet Topal’ın oynama şansı olur muydu? Sakatlıklar ve cezalar nedeniyle orta alanda adam bulamayan Türkiye’de kadro dışı kalan Yıldıray faydalı olamaz mıydı? Kadrosundaki tek bek olan İbrahim Kaş’ı gönderdiği için Hamit’i bekte oynatan Terim, bu ısrarından mecburen vazgeçmeseydi Hamit turnuvanın en iyi orta saha futbolcusu olur muydu? Eğer çok güvendiği Mevlüt başarılı olsaydı Semih’in bu takımda oynama şansı var mıydı?
Şimdi Fatih Terim, zaten bırakmayı düşünmediği milli takımın başında yeniden görev alacaktır. Ancak Terim, Avrupa üçüncülüğüne rağmen önce kadro dışı bıraktıklarının ve ilk maçta sahaya çıkardığı ilk onbirin hesabını vermelidir. Sakatlıkları nedeniyle kendi takımında oynamayan Gökhan Zan ve Emre Belözoğlu’nun ilk onbirde oynamasının nedenlerini, Mevlüt, Tümer takıntısını açıklamalıdır..
Açıklamalıdır, çünkü bu takım bizimdir. Bu takım Türk Milleti’nindir. Yani Terim, Medya’dan hesap sormadan önce kendi hesabını vermelidir..
