Üniversitelerde yaşanan torpilleri, intihalci profesörleri sık sık yazıyorum!

Biz yazıyoruz ama değişen bir şey var mı derseniz, yok!

Biz yazdığımızla kalıyoruz ama onlar bir gram utanmıyor bile!

O kadar kanıksattılar ki bu durumu millte, artık böyle haberler vatandaşın önüne geldiğinde, “Ne olacak canım o da bir şey mi şurası da şunu yapmıştı” diyor, sanki şuradakinin yaptığı şu çok normalmiş gibi!

Türkiye’de torpilin dönmediği bir yer kalmadığı için insanlara da kızamıyoruz elbet!

Ama bu kanıksama durumu ciddi sorun teşkil ediyor!

Zira senden benden ayrımını gün geçtikçe daha tehlikeli bir duruma geliyor!

Ondan yana olanlara torpil yapılınca kafalar başka yöne çevriliyor, “karşı mahalleden” birine torpil yapılınca ise isteniyor ki herkesin başı o yöne dönsün!

Biz senden benden ayrımı yapmadan ülkede yapılan torpili yazmaya devam edeceğiz!

Kimin kime torpil yaptığından çok, “torpil” sorun teşkil ediyor bizim içinde ondan!

En son Atatürk’ün genç cumhuriyetin öğretmen ihtiyacını karşılamak için teee 1926’da kurduğu Gazi Üniversitesi’ndeki skandalı yazmıştım!

Okul aile bahçesine dönmüştü!

Fakülteden emekli olan profesörlerin çocuklarına verilen kadro mu ararsın, eşlerin aynı fakültede görev almasını mı?

Ne ararsan vardı üniversitenin Spor Bilimleri Fakültesi’nde!

Hatta akademisyenlerin bazılarının akrabalarının, çoluğunun çocuğunun yüksek lisans ve doktoraya kabul edildiği iddia ediliyordu!

Sizin çocuklarınız ise ağzıyla kuş tutsa yaranamıyordu!

Yaranması mümkün mü?

Elbette değil!

Eski sistem şöyle işliyordu: Yüksek Lisans/ doktora veya akademisyen kadrosuna başvuran aday, bir sıralamaya tabi tutuluyordu ALES puanı ve Yabancı Dil Sınavı puanlarıyla ortalamasıyla!

Sonra mülakata giriyor ve bir liste daha yayınlanıyordu mülakat sonunda, ALES+Yabancı Dil Puanı+ Mülakat puanı ortalamasından oluşan!

Adaylar burada kimin ne kadar puan aldığını görüyordu, örneğin bakıyorlardı ki ALES ve Dil puanı düşük adaylara mülakatlarda “bonkör hocalar” puan yağdırmış ve hoooopp listenin en sonundaki aday, en üste çıkmış!

Hocaların hikmeti sorgu sual olmaz!

Açık açık yapılan torpiller o kadar deşifre oldu ki, artık yeni yönteme geçmiş üniversiteler!

Yavaş yavaş üniversitelerin geçtiği bu yeni sistemde tıpkı ÖSYM gibi aday bir sisteme giriyor ve sadece kendisinin kazanıp kazanamadığını görüyor!

Sistem şöyle işliyor:

Aday üniversitenin sitesini açıyor ve SONUÇ SORGULAMA bölümüne giriyor, sonrasında sorgu türünü seçiyor “Öndeğerlendirme veya Değerlendirme” olarak, daha sonra İLAN ve başvurulan program seçiliyor. En son TC’yi yazarak sorgulama butonuna basılıyor!

Karşınızda şu yazıyor: HAK KAZANAMADINIZ!

Haydaaa!

Peki kim hak kazandı?

Onu sadece hak kazanan görebiliyor!

“Kaç puanla kazandı, mülakattan kaç aldı?” bunu bilen yok!

Bunu da kılıfına uydurmuşlar!

Neymiş Kişisel Verileri Koruma Kanunu kapsamında aday bilgilerini paylaşmıyorlarmış!

Kişisel verileri mi koruyorsunuz yoksa torpilin üstünü mü örtüyorsunuz?

Biz orasından çok emin olamadık!