Türk Dünyası ortak tarihini yazıyor

Dış yurtlardaki temaslarımız sürüyor. Almatı ve Türkistan şehirlerinin ardından Kazakistan’ın yeni başkenti Astana’ya ulaştık. 1998’de stratejik bir kararla kurulan Astana kalası Avrasya bölgesinin önemli bir çekim merkezi haline geliyor. Biz Avrasya Gumiliyev Üniversitesi ile anlaşmaya varırken yeni tamamlanan kongre binasında Avrasya Medya Forumu gerçekleştiriliyordu. Astana’da bu tarz uluslararası etkinliklere sürekli rastlamak mümkün. Bu amaçla strateji merkezlerinin Başkentte konuşlanmakta olduğu görülüyor. Şüphesiz Türk Dünyası için de büyük anlamlar taşıyan Astana’da yeni ve etkili kuruluşlar oluşturuluyor.
Bunlardan birisi de Türk Akademisi...
Biz de temaslarımız kapsamında Türk Akademisi’nin yeni Başkanı Prof. Dr. Darhan Hıdırali’yi Dostluk ve Barış Piramidi’nin 7. katındaki makamında ziyaret ettik. Darhan Bey Türk Konseyi’ndeki başarılı çalışmalarının ardından Türk Akademisi’nde de kolları sıvamış durumda. Öncelikle Akademi’nin faaliyetleri hakkında kendisinden bilgi aldık.
2009 yılında Nahçivan zirvesinde Kazakistan Devlet Başkanı Nursultan Nazarbayev’in teklifinin kabul görmesi üzerine 2010 yılında kurulan Türk Akademisi, Türk Dünyası’nın maddi ve manevi değerlerini araştırmak, tanıtmak, problemlere çözüm üretmek ve uluslararası ilişkilere katkı sağlamayı amaçlıyor. Türkiye, Azerbaycan, Kazakistan ve Kırgızistan Türk Akademisi’ne üye ülkeler. Türk Akademisi otuza yakın enstitü, Türkoloji merkezi ve yetmişten fazla tanınmış Türkolog ile ortak araştırmalar sürdürüyor. Azerbaycan, Kırgızistan, Türkmenistan, Özbekistan, Tataristan, Çuvaş, Başkurdistan ve Rusya’nın önde gelen kurumları ile ikili işbirliği anlaşmaları yapıyor. Darhan Bey 1500’lü yıllara kadar olan dönemin esas alınacağı ’Ortak Tarih’ kitabı hakkındaki çalışmaların hız kazandığını aktarıyor. Hazırlanacak kitap tüm Türk dünyasında öncelikle lise düzeyinde okutulacak. Böylelikle ortaklaşma yolunda önemli bir adım daha atılmış olacak. Ortak tarihin yazılması kadar önemli bir konu da Ortak alfabe...
2012 yılında Akademi bünyesinde bir yuvarlak masa toplantısı gerçekleştirilmişti. Toplantıya bugünkü Akademi Başkanı Darhan Hıdırali Türk Konseyi G. Sekreter Yardımcısı olarak katılmıştı. Toplantıyı önemli kılan husus henüz Latin alfabesine geçmemiş olan Kazakistan’ın meseleye bakışını ortaya koyan görüşlerin yer almasıydı. Akademi bünyesinde ortak alfabe çalışmaları yürüten Prof. Dr. Alimhan Juisbekov’un “Bu çalışmalar yapılırken her bir Türk halkının fonolojik özelliklerine dikkat edilmeli. Kazakların Latin alfabesine geçiş sırasında ortak Türk alfabesini dikkate alması gerekir. Bu kapsamda 28 harf yeterli olabilir. 28 harfli yeni alfabeye en fazla 4-5 harf ekleyerek ortak Türk alfabesi çok rahatlıkla kullanılabilir.” şeklindeki sözleri dikkat çekicidir. Kazakistan Dil Komitesi Başkan Yardımcısı Prof. Dr. Şerubay Kurmanbayulı ise konuşmasında “Ortak terminoloji çalışmaları kaçınılmazdır. Bunun için Türk Devletleri devlet düzeyinde kararlar almalı ve kurumsal çalışmalar yapılmalı. Buna merkez olarak Türk Akademisi organize çalışmalarını yapabilir.” 
Sonuç olarak üzerinde durulan en önemli iki husus şudur: (1) Ortak Türk alfabesi bir oldu bittiye getirilmemeli ve her ülkenin kendine has özellikleri dikkate alınmalıdır. (2) Ortak alfabe çalışmaları Devlet Başkanları tarafından resmiyet kazandırılmalı ve çalışmalara nihai şekli Türk Akademisi bünyesinde verilmelidir.
Umuyoruz ki Türk Akademisi, Darhan Bey’in bilgi ve donanımı ile bu iki konuda önemli gelişmeler kaydedecektir...

Yazarın Diğer Yazıları