Türk Keneşi dünyaya açılıyor

Diaspora kavramı her ne kadar ülkemizde  “sözde Ermeni soykırımı” iddiaları ile anılsa da son yıllarda yaygınlaşan bir faaliyet alanı olarak  “herhangi bir ulusun kendi yurdundan ayrılmış kolu” şeklinde tanımlanmaktadır. Türkiye’de bu alanda yürütülen çalışmaların kamu diplomasisi adı altında yoğunlaştırılması ise diaspora tanımının farklı algılar oluşturmasıyla açıklanabilir. Günümüzde diaspora çalışmalarının odaklandığı temel hususlara bakıldığında bir ülkenin başka ülkeler nezdinde uluslararası kamuoyunu etkilemek ve yönlendirmek ya da o ülkelerde yaşayan insanların farklı yollarla ve devletin bilgisi dışında bu ve benzeri faaliyetleri uyumlaştırdığı görülmektedir. Dolayısıyla diaspora çalışmalarının devletin resmi kurumları yerine o devletin başka ülkelerde yaşayan vatandaşları ve/veya sivil toplum gücü karşılığınca netice almasından söz edilebilir. Sanırım Türkiye başta olmak üzere Türk Devlet ve Topluluklarının en çok ihtiyaç duyduğu şey bu alandaki çalışmaların etkin bir biçimde koordine edilmesidir. Zira ülke dışında en çok karşılaştığımız sorunlardan birisi irili ufaklı pek çok sivil toplum kuruluşunun ve bu konudaki gönüllü insanların bir araya gelerek güç birliğine varamamasıdır. Bu sebeple Ukrayna’nın Başkenti Kiev’de Türk Dili Konuşan Ülkeler Devlet Başkanları Konseyi (Türk Keneşi) uhdesinde açılan Bölgesel Diaspora Merkezi son derece önemli bir gelişmedir. Türk Keneşi üyesi ülkelere mensup irili ufaklı pek çok sivil toplum örgütünü bir çatı altında uyumlaştırma esasına göre yürütülen diaspora çalışmasının temelleri 2013 yılı Haziran ayında Bakü’de gerçekleştirilen Diaspora Örgütleri 1. Forumu’nda atılmıştı. Forumda Azerbaycan, Kazakistan, Kırgızistan ve Türkiye’nin diaspora işlerinden sorumlu Bakanlar ve Kuruluş Başkanları olmak üzere dünyanın 50’ye yakın ülkesinden 600’e yakın diaspora temsilcisi katılmıştı. Ardından Türk Keneşi 4. Liderler Zirvesi’nde Bölgesel Diaspora Merkezlerinin kurulması kararlaştırılmıştı. Buna göre ilki Kiev’de açılan bu merkezlerden Washington, Paris ve Berlin’de de kurulacak. Diaspora merkezleri Türk dili konuşan ülkelerin uluslararası konumlarının güçlendirilmesi, bu ülkelerin devlet ve halklarının kültürünün tanıtılması, Türk halklarının karşılaştığı sorunlarla ilgili gerçeklerin uluslararası kamuoyuna duyurulması amacına hizmet edecek.

Uluslararası bütünleşme hızlanacak
Yeni katılımlara açık olan Türk Keneşi, Kazakistan’ın başkenti Astana’da yapılacak zirvenin ardından uluslararası arenadaki etkinliğini daha da artıracak. Türkmenistan ve Özbekistan’ın bu yıl katılmaları beklenmese de önümüzdeki süreçte bu konuda yoğun görüşmeler gerçekleştirilecek. Hatta Türk Keneşi’nin şu anki üye ülkelerin dışında halen bünyesinde Türk Topluluklarını barındıran ülkelerle yakın ilişki kurması konusunda güçlü bir irade mevcut. Cumhurbaşkanlığı Köşkü’nde Türk Keneşi Genel Sekreteri Ramil Hasanov’u kabul eden Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan özellikle bu konunun altını çizerek  “bu durumun önünün açılmasında Konsey’in faaliyetleri ve Türk halklarının çıkarları açısından yarar olduğunu” ifade etti. Böylelikle Rusya, İran gibi ülkelerin Türk Keneşi ile farklı düzeyde ilişki kurması sağlanacak. Mesela Türkiye, asli ve gözlemci üyelerin ağırlıklı olduğu Şanghay İşbirliği Örgütü bünyesinde Diyalog Partneri statüsüyle yer alıyor. Benzer bir yapı İslam İşbirliği Teşkilatı’nda da söz konusu... İşte Türk Keneşi de zaman içerisinde gelen talepler ve meydana gelen ihtiyaçlar doğrultusunda böyle bir yapılanmaya doğru gidebilir. Burada en önemli husus karar ve uygulamaların belirleyicisi olan yönetsel ve siyasal mekanizmanın “Türk Dili Konuşan Ülkeler” ekseninden ayrılmaması.

Yazarın Diğer Yazıları