Ülkücü hareket nasıl iktidar olur?

Türk milliyetçiliği bu zemin üzerinde bir grubu veya bir sınıfı değil, Türk milletinin bütünsel hak ve menfaatlerini gözeten, onu geleceğe taşımaya yönelik projeleri içselleştirir. Bu sebeple Türk milliyetçiliği bir kültür ve fikir hareketi olmasının yanında, vatandaşların günlük yaşamına yönelik icrai bir refah inşa edebilme yoludur.

Şimdi sizi biraz gerilere götürmek, o yılları yaşayanlara hatırlatmak, yeni nesillere de ibretlik bir süreci aktarmak istiyorum. 1977 seçimlerinin en büyük sürprizi MHP'nin halktan aldığı destek olmuştur. Partinin oyu 1973'te %3.4 iken 1977 seçimlerinde %6,4'e çıkmış ve Başbuğ Türkeş'in önderliğinde 16 milletvekilliği elde edilmişti. Aynı dönemde MSP'nin oylarındaki gerileme önemliydi. Çünkü MSP, seçmende güven bunalımına yol açarken MHP Türk milletini ortak bir noktada buluşturacak şekilde milletin geleneksel hassasiyetleri ile özdeşleşmeye başlamıştı. Yozgat, Çorum, Sivas, Tokat, Erzurum, Elazığ gibi illerde MHP'ye yapısal oy kaymaları dikkat çekmişti.

İşte böyle bir dönemde 1978 yılı bütçe görüşmeleri sırasında İstanbul Milletvekili Turan Koçal'ın Bayındırlık Bakanlığı bütçesi üzerine yaptığı konuşmasından bazı önemli detayları paylaşmak istiyorum. Zira Türk milliyetçilerini "iş bilmez, proje üretemez" diyerek dar bir alana sıkıştırmaya çalışanların bilmeleri gerekenler vardır. O tarihte, bugünün muazzam hamleleri olarak kabul edilen ve halkın fayda sağladığı projeler neredeyse birebir düşünülmüş ve Türk milletine sunulmuştu.

1-Boğaz Köprüsü ve deniz altından Avrupa-Asya Hattı: Devlet anlayışımızda mukaddeslik vardır. Millîlik vardır. Türk devletlerinin güçlü olması bundandır. Fakat devlet anlayışına enternasyonellik karıştırılmak istenirse, bakanlık Türk milleti için değil beynelmilel hizmet çalışmasına girer. Güçlü Türkiye yaratabilmek için bedavacılıktan kendimizi kurtarmalıyız. Kalkınmanın yanında olanlar böyle düşünür. Acilen köprü ve otobanlar artırılmalı. Bizi Boğaz Köprüsü'nün yapılması sırasında tenkit edenler, lüzumsuzdu diyenler şimdi o köprüden son model arabalarla, sigara içerek geçmektedirler. Bakanı uyarıyoruz. Beklemeyin. İstanbul'da, Çanakkale'de Boğaz köprülerini yapmak zorundasınız. Ayrıca Avrupa ve Asya'yı bağlayan demiryolu tesisinin yapımını da şart görüyoruz. Bu hat deniz altına yapılacak iki tünelle gerçekleştirilmelidir.

2-Demiryolu ilk hedef: Döviz kaybını önlemek ve kalkınmayı temin edebilmek için kitle taşımacılığına dönmek şarttır. Bunun aynı zamanda ekonomik olabilmesi, sür'atli ve güvenilir olmasına bağlıdır. Bu nedenle tren yolu taşımacılığına çok fazla ilave bütçe ayrılmalıdır. Bunun için konuyu iyi uygulayan ülkelere bakmak gerekir. Bu hususun yerine getirilmesinde lüks araba ithaline son verebilirsek ve otoban yollar ücretli olursa demiryolu daha çok özendiri olacaktır.

3-Kara yolu ağı tamamlanmalı: Kara yolu yapımında şehirlerarası kara yolu ağı tamamlanmalıdır. Bunun yanında insan ve yük taşımacılığında en yoğun olan ana yollar acilen ihtiyaca cevap verecek hale getirilmelidir. Böylece can kaybı ve milyarları bulan zararlar önlenmelidir.

4-Deniz ve havalimanlarıyla örülsün: Yurdumuzun üç tarafı denizlerle çevrilidir ama liman ve iskelelerimiz perişanlık içindedir. Bu nedenle kara yollarına ilave edilen para bu konuya tahsis edilmelidir. Doğu, Güneydoğu ve Karadeniz'deki hava limanları derhal yapılmalı ve hizmete sokulmalıdır.

Koçal konuşmasını tamamlarken bugünün bir yansıması olarak devlet kademelerindeki ülkücü kıyımına şu şekilde dikkat çekiyordu: "Bu hükümet durabilirse niçin bunlar yapılmadı diye sorduğumuzda çeşitli bahaneler bulacaklardır. Suçu Türk Milliyetçilerine yüklemeye çalışacaklardır. Bu sebeple hayali suçlu yaratmamaları için bakanlıkta çalışan genel müdürden odacısına kadar bütün personelini, ben Müslüman Türk evladıyım diyen, kısaca milliyetçiyim diyenleri Ticaret Bakanı'nın (Tuncay Mataracı) yaptığı gibi sokağa atın ki bahaneniz ortadan kalksın."

Sözün özü, Türk milliyetçiliği böyle bir geçmişle ve bünyesinde barındırdığı zihinsel kaynaklarını harekete geçirebilirse iktidarı elde edecektir... Bu hakkı artık kimse engellememeli, ötelememelidir... Yeter ki içerideki engeller ve ötekileştirmeler son bulsun.

Yazarın Diğer Yazıları