Utangaç milyarderler

Gelir İdaresi Başkanlığı, 2022 vergilendirme döneminde en fazla vergi ödemeyi beyan eden ilk 100 milyarderden 24’ünü açıklarken 76’sını isimlerinin gizli tutulmasını istedikleri için açıklayamadı.

Burada şaşırdığım iki nokta var:

Devlete yüzlerce milyon lira vergi ödeyeceğini beyan edenler neden kendilerini gizleme ihtiyacı duydular ki?

Yüksek vergi ödemek utanılacak bir şey midir?

Şaşırdığım ikinci noktaya gelince:

Gelir İdaresi Başkanlığı yüksek beyanname verenleri tek tek arayıp “İsminizi açıklayabilir miyiz” diye sormuş olmalı.

Böyle bir şeye neden ihtiyaç duyduklarını anlamakta da zorluk çekiyorum doğrusu.

Başkanlığın beyanname sahiplerine sormadan isimleri takır takır açıklaması gerekirdi.

Gelir vergisi beyanları gizli tutulması gereken devlet sırları değil ki...

Dünya çapında

star olabilirdi

Ayla Algan’ı ilk kez Dostlar Tiyatrosu’nda “Rosenbergler Ölmemeli” oyununda izlemiştim.

Alan Decoux’un yazdığı oyunda, atom bombasının sırlarını Sovyetler Birliği’ne verdikleri gerekçesiyle ABD’de yargılanıp 1953’te elektrikli sandalyede yaşamlarına son verilen elektrik mühendisi Julies Rosenberg ile karısı Ethel Rosenberg’in öyküsü anlatılıyordu.

Ayla Algan ve Genco Erkal birlikte yargılanıp birlikte ölüme giden karı kocayı müthiş oynamışlardı.

Ölüme gitmeden önce bir araya getirilen Rosenbergler’in geride bıraktıkları küçük yaşlardaki iki çocuklarına yazdıkları şu mektup tiyatro salonundaki herkesi duygulandırmıştı:

“Sevgili yavrularımız,

Daha bu sabah yine bir arada olacakmışız gibi görünüyordu. Ama artık bunun gerçekleşmeyeceğini anlamış bulunuyoruz.

Şunu bilmelisiniz ki yaşamımızın sonunun yavaş yavaş yaklaştığı şu saatlerde bile hayatın yaşamaya değer olduğuna inancımız celladı yenecek büyüklüktedir.

Yaşamlarımızı sizinle bir arada tamamlamak mutluluğuna, bu büyük sevince varmayı çok isterdik.

Suçsuz olduğumuzu ve vicdanlarımıza ihanet etmediğimizi hiçbir zaman unutmayın!

Size sımsıkı sarılıyor, bütün gücümüzle sımsıkı öpüyoruz.”

Dünya bu iki idamla sarsıldı.

Aralarında ünlü hukukçuların da olduğu pek çok kişi Rosenberglerin adli hataya kurban gittiğini söylediler.

Yıllar sonra ortaya çıkan kimi belgeler ve itiraflar da bu görüşü güçlendirecek nitelikteydi.

“Tarla Kuşuydu Jüliet”, “Sezua’nın İyi İnsanı”, “Fizikçiler” de başrolde oynayıp izleyicileri büyülediği oyunlar arasındaydı.

Yunus Emre onun hayatında önemli bir yere sahipti.

Bunu şöyle açıklamıştı:

“Kültür ve Turizm Bakanlığı, Yunus Emre'nin doğum yıldönümünü kutlamak için bir longplay hazırlayalım demiş. Benim hazırlamamı istediler.

Ben de önce Yunus Emre'yi ve tasavvufu öğrenmek istediğimi söyledim.

5 ay araştırdım. Sonra ilk longplayimi yaptım.

Bir daha da Yunus Emre'den de tasavvuftan da kopamadım. Önceleri Sartre'ın ve diğer Batılı filozofların yönlendirdiği hayatımı tasavvuf yönlendirir oldu.’’

Yunus Emre’nin şiirlerinin güfte olarak kullanıldığı şarkıları İngilizce, Fransızca ve Almanca dillerinde söyleyerek bu büyük ozanın dünyaca tanınmasında önemli rol oynaması da şapka çıkarılacak başarıları arasındaydı.

Tiyatro ve sinema oyunculuğunun yanı sıra şarkıcılık ve tiyatro hocalığı da yapmıştı.

Çok yönlü bir sanatçıydı.

Gençlik yıllarında ABD’de film teklifleri almışlığı bile vardı.

Bunlardan birinin öyküsünü Hürriyet gazetesine verdiği bir röportajda şöyle anlatmıştı:

“Beklan’la (eşi) New York’taydık. O, Actors Studio’ya gidip gelmeye başladı. Sonra peşine ben de takıldım. Burası Marlon Brando, Marilyn Monroe, Paul Newman gibi ünlü aktör ve aktristlerin devam ettiği, Elia Kazan’ın eğitim verdiği yerdi. New York’un önemli bir tiyatro merkeziydi. Columbia Pictures ile anlaşmaları olduğu için buradan sinemaya sıçramak da mümkündü. (...) Orada kurduğumuz ilişkiler sayesinde filmlere oyuncu bulan biri beni gördü, Fanny Price’ın hayatını anlatan Funny Girl/Komik Kız filminde oynamamı istedi. Önce heyecanlandım ama önüme 8 senelik bir kontrat uzatılınca korktum. Marlon Brando’ya danıştım. ‘Önüne öyle ağır koşullar koyarlar ki satın alamazsın kendini’ dedi. Sonra rolü Barbara Straisand’a verdiler.”

Barbara Straisand’ın bu filmdeki rolüyle dünya çapında tanınırlık kazandığını belirtmekte yarar var.

Yani reddettiği projeyle dünya çapında yıldız olmayı ıskalamıştı.

Türk kültür ve sanat hayatına katkılarıyla ve yüzünden eksik etmediği gülümsemesiyle her zaman sevgiyle, saygıyla anacağımız büyük bir değerdi Ayla Algan.

Nurlar içinde uyusun.

Yazarın Diğer Yazıları