Sevgili okurlarım, emekli Tümgeneral Sayın Armağan Kuloğlu’nun, 24 Eylül 2014 tarihinde Ankara’da - ülkemizin saygın ’bilgi üretim’kaynaklarından olan-  “Millî Düşünce Merkezi” nde verdiği “Yeni Türkiye safsatası” konulu konferansını izledim.

Konferans Sayın Hakan Paksoy’un açış konuşmasıyla başladı. Sayın Kuloğlu’nun akıcı hitabetiyle sunduğu bilgilerin bir kısmının özeti şöyle:
“Türkiye Cumhuriyetinin kuruluş felsefesini bırakıp, kendi düşüncelerine göre devleti yapılandıracaklar. Yargı üzerinde egemenlik kurmaya çalışmaları bundandır”, “Çözüm süreci adı altında Türk milletinin birlik ve beraberliğini bozmaya çalışıyorlar”, “Türkiye Cumhuriyeti’nin restorasyona ihtiyacı yoktur; millet bölünemez; toplum kutuplaştırılamaz”, “Millî irade, milletin menfaatine olan iradedir”,  “Yollar kesiliyor, okullar yakılıyor, askere saldırılıyor; çözüm süreci etkilenmesin diye susuluyor”, “İktidarın terörist başıyla görüşmesi, ABD’nin PKK’yı terörist listesinden çıkartma girişimine neden oluyor”, “2003’te PKK bitmişti, ABD’nin teşvikiyle yeniden çıktı.”, “Ordumuz PKK’yı altı kez yendi; sindirdi. Şimdi Ordumuzun PKK ile mücadelesi istenmiyor.”, “ABD Orta Doğu’da ikinci bir İsrail yaratmaya çalışıyor” 
Sayın Armağan Kuloğlu’nun konferansı, dinleyici sorularını yanıtlamasıyla sona erdi. Okuyucularım daha geniş bilgiyi Millî Düşünce Merkezi’nin internet sitesi olan www.millidusunce.net adresinden edinebilirler. İnternet sitesine giren okuyucularıma, Merkez’in hizmet erlerinden Sayın Hicabi Koçak’ın “Büyük Taarruz” la ilgili “Kılıç ve Gül” başlıklı yazısını okumalarını, özellikle öneririm.  Sevgili okurlarım, kısaca başka konulardan da söz etmek istiyorum:
Türkiye’de kültür-fikir dergilerini yaşatmak çok zor. Oysa dergiler okuyucunun aklını, ruhunu, gönlünü sürekli besleyen yayın organlarındandır. Dergiler, gazetelerin sakin düşünen kardeşleridir. Ne var ki ülkemizde -desteklenmedikleri sürece- genelde ömürleri kısa oluyor. Ama kimi dergi sahip ve yöneticisinin bu yola -deyim yerindeyse- ’baş koyması’yla dergiler çok uzun süre hizmet verebiliyorlar. Sözgelimi sevgili Erdoğan Aslıyüce’nin Yesevî Yayıncılık adına yıllardır yayımladığı Aylık Sevgi Dergisi Yesevî gibi... Bu dergimizin yaşatılmasında -Aslıyüce’nin dışında- çok değerli gönül erleri emeklerini esirgemeden danışman olarak hizmet veriyor. En başta Kırıkkale Lisesi’nden arkadaşım olan Prof. Dr. Metin Akar, şair dostum Ahmet Özdemir, Prof. Dr. Ramazan Özey, Prof. Dr. Ali Osman Özcan, Dr. Yusuf Gedikli, Temel Can, Yrd. Doç. Dr. Nermin Özcan Özer, Mehmet Demirtola, Av. Süleyman Uz, Av. Mustafa Özkurt... 
Yesevî’nin Eylül sayısı da dopdolu. Yusuf Gedikli, Latin, Got, Ermeni ve Süryani tarihçilerini bilimsel yöntemle -hem de övgüyle- tanıtıyor. (Türk’ün şu yüce gönlüne bakar mısınız?). Erdoğan Aslıyüce’nin “Ayvalık” ilçemizin gizemli geçmişini anlatan yazısını özellikle okumanızı öneririm. Bu arada benim “Molla Kasım” ım olan -bilgi küpü- Nazan Sezgin Hanımefendi’nin “Menteşe Adaları” konulu yazısı da kesinlikle okunmalı. Okuyucularım Yesevî dergimize 212 638 50 12 numaralı telefondan ve yesevidergisi@gmail.com  elektronik posta adresinden ulaşabilirler.
Direnen dergilerimizden birisi de Bilgi Yurdu!
Bilgi Yurdu dergisi, sekiz yıldır iki ayda bir Kayseri’de yayımlanıyor. Bu görkemli derginin sahibi Sayın Mustafa Öztürk... Sayın Öztürk, derginin son sayısındaki yazısında “Türk milliyetçileri ne yapmalı?” diyor ve yapılacakları da sıralıyor... Bilgi Yurdu’na 352 232 32 67 numaralı telefondan veya www.bilgiyurdu.org.tr sitesinden ulaşabilirsiniz.
Esen kalın efendim.