2019 yerel seçimlerinde kazanan bin 393 belediye başkanından sadece 41’i kadındı.

Muhtarlıklarda da benzer bir tablo vardı. Toplam 50 bin 370 muhtarlıktan sadece bin 134’ünü kadın adaylar kazanmıştı.

31 Mart’ta yapılacak yerel seçimler için şimdiye kadar ortaya çıkan adaylara bakıldığında geçen yerel seçimden bu yana fazla bir şeyin değişmediği, önümüzdeki 5 yılda da belediye başkanlıklarında ve muhtarlıklarda erkek egemenliğinin devam edeceği anlaşılıyor.

Oysa demokrasi erkeklerin kendi aralarında oynadığı bir oyun değildir, kadınların da merkezi ve yerel yönetimlerde söz sahibi olmasını gerektirir.

...

Peki, ne yapılabilir?

Kadınlar şunu bilmelidir:

Kimse koltuk ikramında bulunmaz, “Ayşe Hanım bu koltuğa ben oturmayayım buyurun siz oturun” ya da “Fatma Hanım lütfen gelin aday olun” filan demez.

Kendilerinin dişe diş demokratik mücadele vermesi, güçlerini ortaya koyarak adaylıkları ve onun sonunda koltukları ele geçirmesi gerekir.

...

Kadınlar gerek Türkiye Büyük Millet Meclisi’nde gerekse yerel yönetimlerde hak ettikleri koltuklara sahip olsalardı eminim ki ülkenin görüntüsü bugünkünden çok daha iyi olurdu.

Seçimin nabzı İstanbul’da atıyor

İktidar bloğunu oluşturan Ak Parti ve MHP de, başta CHP ve İYİ Parti olmak üzere muhalefet partileri de İstanbul’daki seçime büyük önem veriyor.

O kadar ki İstanbul’u kazanan parti diğer illerde pek varlık gösteremese bile seçimin galibi ilan edilecek.

İstanbul’da kaybeden partinin diğer illerde göstereceği başarının fazla anlamı kalmayacak.

Medyanın tutumu da partilere benziyor.

Varsa yoksa İstanbul.

...

Tartışılması gereken bir yaklaşım bu.

Tamam, Türkiye’de her 5 kişiden biri İstanbul’da yaşıyor.

Ama her 5 kişiden 4’ünün yurdun diğer yerlerinde yaşadığı da unutulmamalı.