Yılmaz Polat’ın kitabından bir şifre

Gazeteci-Yazar Yılmaz Polat “CIA Pençesinde Açılım” adlı en çok satanlar listesinde olan son kitabında, “Siyasi çözümün şifresinin Erdoğan’ın 5 Kasım’da Bush ile Oval Ofis’te baş başa görüşmesinde saklı olduğunu” yazıyor, şöyle diyor: (S-158-159)
“Erdoğan için beklenen gün geldi. Bush’un keyfi yerindeydi.
Gelenlerle teker teker tokalaştı; sıra milletvekili olmadan önce ABD yönetimlerinin yeminli çevirmeni olan Egemen Bağış’a gelince şöyle bir bakarak “Kilo vermişin; ne yapıyorsun?” diye sordu. Hal-hatır faslından sonra Türk heyetine dönen Bush “Beyler bize izin verin. Tayyip’le baş başa görüşmek istiyorum” diyerek Erdoğan’ın sırtına dokunup Oval Ofis’e yürüdü. Recep Tayyip Erdoğan, Ofis’e yönelirken Dışişleri Bakanı Babacan’a gelmesi için işaret etti. Milli Savunma Bakanı Vecdi Gönül ve Genelkurmay İkinci Başkanı Org. Ergin Saygun bir köşeye çekilip beklemeye başladılar. ABD Dışişleri Bakanı Rice İsrail’de, Savunma Bakanı Gates de Çin’de olduğu için görüşmeye katılmıyordu. Bush, Ulusal Güvenlik Danışmanı Stephen Hadley’i yanından ayırmıyordu. Görüşme tam bir saat 15 dakika sürdü. Saat 14.15’te Oval Ofis’in kapısı açıldı. Bush’un yüzü gülüyordu. Erdoğan sessizdi. Washington’a gelmeden önce TBMM’nin verdiği sınır ötesi yetkiyi kullanacağını söyleyen Başbakan bu konuya değinmiyordu.
Bush son noktayı, “Öyle tek taraflı davranamazsınız” diyerek koymuştu. Beyaz Saray görüşmesinden sonra Meclis yetkisi rafa kaldırıldı.”
5 Kasım Bush-Erdoğan görüşmesi gizemini koruyor.
Bu iddiaların gerçek olup olmadığının Başbakana sorulması lazım.
Görüşmede, TBMM’nin sınır ötesi harekat yetki kararıyla ilgili ne konuşuldu; bu konuda Meclis’te şimdiye kadar kamuoyunu aydınlatan bir açıklama yapmaya zorlamak lazım.
Ayrıca 5 Kasım görüşmesi devletin resmi tutanaklarına geçirildi mi?
Bu soruları çoğaltmak mümkün. 5 Kasım görüşmesi hâlâ çok bilinmeyenlerle dolu...

***


Bir Ak Parti sempatizanı okuyucumuz Sayın Mevlut Dalkılıç’ın satırları aynen şöyledir...
“Bu iktidar halk çarkının halkın yararına işlemesine vesile olmuştur.
Sağlıkta devrim yapılmıştır (eskiden özel hastanelerin bahçesine almazlardı halkı), eskiden işten çıkartılan acından ölüyordu şimdi devlet maaş ödüyor. Yıllardır CHP ne yapar halk için, zengin zümreyi korumak için çırpınır çünkü zengin zümreden nemalanır.
Yıllardır memlekete ve millete faydalı yaptıkları bir iş varsa yazın bileyim.
Halkın seçtiği vekilin kararlarını hiçe sayan hukuk düzeninin değişmemesi için çırpınan bir CHP yok olmaya, mahkumdur.
Naçizane bir halk görüşüdür beğenin beğenmeyin. Mevlut Dalkılıç.”
Mevlut Bey böyle diyor.

***


Van Valisinin “Kürtçe” bastırdığı broşürlerden söz etmiştik..
Gelen mesaj şöyle...
“Van valisinin geçmişini biliyor musunuz? AKP’li Kocaeli Belediyesi Başkan Yardımcısı ya da daire başkanı iken atandı. Başka yerde valilik yapmamış. AKP taraftarı vali buraya boşuna atanmamıştır sanırım. Baykal’a yumurtalı saldırı yapılırken ihmali vardı. Kılıçdaroğlu mitingi de sancılı olmuştu...”

 

Canlar imdat diyor
HAYTAP Hayvan Hakları Federasyonu Başkan Yardımcısı Sayın Nesrin Çıtırık, şu mesajın yayınlanıp dikkate alınmasını istiyor...
“Canlar İMDAT diyor!!! Susuzluktan ölen hayvan sayısı düşündüğümüzden çok daha fazla. Onlar, yani CAN DOSTLARIMIZ, ya ‘BELEDİYE BARINAĞI’ denen esir kamplarında tel kafesler arkasında hapis, ya da ‘BETON, ASFALT ve DEMİRE’ teslim olmuş şehirlerde, ‘BİR YUDUM SU’ bulamadıkları için, sıcaktan kavrularak acı içinde “ÖLÜME” gidiyorlar...
Lütfen, BELEDİYE BARINAKLARINI ziyaret edip SU KONTROLU yapalım.
Sokaktaki dostlarımız için de,
kapımızın önünde BİR KAP SU
bulunduralım.”

Yazarın Diğer Yazıları