Lahana, tarihi MÖ 4. yüzyıla kadar uzanan eski bir sebzedir. İlk olarak Yunanlılar tarafından yetiştirilen lahana, Romalılar tarafından da büyük saygı görmüştür. Romalılar, bu sebzeyi hem şifa kaynağı hem de kutsal bir bitki olarak kabul ederdi.
Lahana hakkında bilmediğiniz 25 gerçek
Düşük kalorili ama besin değeri açısından zengin bir sebze olan lahana, tarih boyunca sofralarımızdan eksik olmadı. Peki, bu yeşil mucizenin hem sağlığımız hem de kültürümüz üzerindeki etkilerini biliyor musunuz? İşte lahanaya dair şaşırtıcı ve ilgi çekici 25 bilgi!
Lahananın dünya genelinde yetiştirilen 3.000’den fazla farklı türü vardır. Yeşil lahana, kırmızı lahana, savoy lahana ve Çin lahanası gibi çeşitleriyle her kültürde kendine yer bulur.
Lahana, C vitamini ve K vitamini açısından oldukça zengindir. Bağışıklık sistemini güçlendiren ve kemik sağlığını destekleyen bu vitaminler, lahana tüketimini bir sağlık yatırımı haline getirir.
Lahana turşusu, probiyotik bakımından zengindir ve bağırsak sağlığını destekler. Özellikle Kore mutfağındaki kimchi, fermente lahana kullanımına mükemmel bir örnektir.
Lahana, hem çiğ hem de pişmiş olarak tüketilebilir. Salatalarda, çorbalarda ve sarmalarda sıkça kullanılan bu sebze, mutfaklarda vazgeçilmezdir.
Lahana, cilt yenilenmesini destekleyen ve yaşlanmayı yavaşlatan antioksidanlar içerir. Ayrıca, lahana suyunun cildi yatıştırıcı etkisi olduğu bilinir.
İçerdiği antioksidanlar ve glukosinolatlar sayesinde lahana, hücreleri koruyarak kanser riskini azaltmada yardımcı olabilir. Bu özellik, bilimsel araştırmalarla da desteklenmiştir.
Bir kase doğranmış lahana yalnızca 22 kalori içerir. Düşük kalorili olmasına rağmen lif içeriği sayesinde uzun süre tok tutar ve kilo kontrolüne yardımcı olur.
Orta Çağ’da lahana, başta sindirim problemleri olmak üzere birçok hastalığın tedavisinde kullanılmıştır. Şifalı bitkiler arasında özel bir yere sahipti.
Eski Avrupa geleneklerinde, lahana yapraklarının ayak ağrılarına iyi geldiği düşünülürdü. Hatta ağrıyan bölgelere lahana yaprağı sararak şifa ararlardı.
Lahana, Uluslararası Uzay İstasyonu’nda yetiştirilen ilk sebzelerden biridir. Bilim insanları, lahana üzerinde yapılan deneylerde büyüme koşullarını incelemiştir.
Lahanada flavonoidler ve antosiyaninler gibi güçlü antioksidanlar bulunur. Bu bileşenler, vücudu serbest radikallerin zararlı etkilerinden korur.
Lahana yaprağı, halk arasında doğal bir yara bandı gibi kullanılır. Özellikle şişliklerin ve iltihapların azaltılmasında etkili olduğu söylenir.
Japonya’da lahana, okonomiyaki adlı ünlü bir yemeğin ana malzemesidir. Bu lezzetli Japon krepinde lahana, sebze ve et mükemmel bir uyum oluşturur.
Lahana, soğuk iklimlerde yetişebilen dayanıklı bir sebzedir. Bu özelliği sayesinde Kuzey Avrupa ve Rusya mutfaklarında önemli bir yere sahiptir.
Türk mutfağında lahana sarması, ince ince hazırlanmış bir sanat eseri gibidir. Lahana yapraklarının düzgün sarılması, ustalık gerektirir.
Lahana, doğal bir sindirim destekçisidir. Lif içeriği sayesinde bağırsak hareketlerini düzenler ve kabızlık gibi sorunları hafifletir.
Kırmızı lahana, yeşil lahanaya göre daha fazla antosiyanin içerir. Bu madde, kırmızı lahanaya canlı rengini verirken sağlık için de faydalıdır.
Lahanayı çiğ tüketmek, içeriğindeki besin maddelerinden maksimum düzeyde faydalanmanızı sağlar. Özellikle salatalarda bu haliyle çok popülerdir.
Lahana, metabolizmayı hızlandırarak yağ yakımını destekler. Diyet listelerinde sıkça yer almasının bir nedeni de budur.
Lahana, zorlu hava koşullarına dayanıklıdır. İklim değişikliğine uyum sağlayabilen bu sebze, gelecekte gıda güvenliği açısından önemli bir rol oynayabilir.
Lahana çorbası, dünyanın birçok mutfağında popülerdir. Özellikle detoks amacıyla tüketilen lahana çorbası diyetlerin baş tacıdır.
Eskiden tarım işçileri, lahana yapraklarını doğal bir güneşlik olarak kullanırdı. Geniş yaprakları güneş ışığını engeller ve serinlik sağlar.
Lahana, Çin mutfağında buharda pişirilmiş yemeklerin vazgeçilmezidir. Aynı zamanda noodle ve dumpling tariflerinde sıklıkla kullanılır.
Lahana, antik mitolojilerde bile yer bulmuştur. Yunan mitolojisine göre lahana, Zeus’un gözyaşlarından doğmuştur. Bu efsane, sebzeye mistik bir hava katar.