Bugünkü Yazarlar Tüm Yazarlar
Hüseyin Macit <br>YUSUF

Hüseyin Macit
YUSUF

40. yılda gururluyuz

Barış ve Özgürlük Bayramının 40.Yıldönümünü 20 Temmuz Pazar günü büyük bir gururla kutladık. Anavatan Türkiye’nin kahraman Türk Silahlı Kuvvetleri, bundan 40 yıl önce Rum-Yunan ikilisinin adayı Yunan yapmak üzere giriştikleri tarihte emsalleri az olan soykırımdan biz Kıbrıs Türklerini zamanında yapılan müdahale ile kurtarmış ve özgürlüğümüze kavuşturmuştu. Mukavemetçi Kıbrıs Türkü adanın İngiliz idaresine geçtiği 1878’den 1974’e gelene kadar Türklük ve Müslümanlık mücadelesini başarı ile vermiştir. Ecdadımıza layık bir şekilde, tıpkı Çanakkale’de, Dumplupınar’da, İnönü’de ve nice vatan toprağında verilen kurtuluş mücadelesini aratmayacak şekilde mücadele verilmiş ve şanlı bayrağımız ile sancaklarımız gönderden indirilmemiştir.
Özgür, egemen Kıbrıs Türkü’nün kurduğu KKTC’nin kuruluş filizleri 1974’te atılmıştır. 40. yılda Anavatan Türkiye’nin de sağladığı imkanlarla Kıbrıs Türkü 1974 öncesini aratmayacak şartlara kavuşmuştur. Kalkınmamız için Anavatan Türkiye’deki gelmiş geçmiş tüm hükümetler ellerinden geleni yapmış ve yapmaktadır.
Kıbrıs Türk’ü bir kez daha hassas bir dönemden geçmektedir. Kıbrıs anlaşmazlığına çözüm bulmak üzere müzakereler yeniden başlamış ve sürmektedir. ABD, AB ve diğer emperyal ülkeler Kıbrıs çözüm sürecine görülmemiş bir şekilde ilgi göstermekte ve müdahil olmaktadırlar. Sömürgeci Batı’nın adayı Yunan yapma hevesinde olduğu ve bu yönde geçmişte birçok planı uygulamaya koymaya çalıştığının bilinciyle uyanık olmalıyız.
Emperyalizmin dayatacağı ve bizi 1974, hatta 1960 öncesi şartlara götürecek bir anlaşmaya Kıbrıs Türk’ü ve Anavatan Türkiye kesinlikle izin vermemelidir.
Kıbrıs sorununa çözüm bulma arayışlarının yoğunlaştığı bu hassas dönemde Enosisçi-faşist Rum lider Anastasiadis başkanlığındaki Güney Kıbrıs Rum Yönetimi, entrika peşinde koşmakta, uzlaşmaz tavrını sürdürmekte ve samimiyetten uzak tutum sergilemektedir.
Faşist Anastasiadis’in, KKTC Cumhurbaşkanı Eroğlu ile sürdürdüğü  müzakerelerdeki hedefi tek halka, tek egemenliğe, tek temsiliyete dayalı üniter yapıda, iki bölgeli, iki toplumlu Federal Birleşik Kıbrıs Cumhuriyeti’dir. Bu hedefle yaratılmak istenen  “tek millet”  Kıbrıs Türk’ünün sonudur. Kıbrıslıca çözüm dedikleri bu formüle göre Kıbrıs Türk’ü azınlık hakları ile yetinmek zorunda kalarak Rum un egemen olduğu Rum devletine yama yapılacak ve zaman içerisinde yok edilecektir.
1983’te kurduğumuz devletimiz KKTC’nin içinde olmayacağı bir plana veya anlaşmaya Kıbrıs Türk’ü ve Anadolu halkı onay vermemelidir. 40 yıl önce Anavatan Türkiye’nin garantör güç olarak yaptığı meşru ve yerinde müdahale ile elde edilen kazanımlarımızdan bir milim geri adım atılmamalı, taviz verilmemelidir. Anlaşma olsun diye Rum’a verilecek ne  bir karış toprağımız vardır, ne de Rumların geri dönmesini istedikleri bir tek askerimiz veya kardeşimiz vardır. Kıbrıs anlaşmazlığı ada gerçeklerine göre çözülmelidir. Dünya kabul etmekte zorlansa da KKTC bir gerçektir ve varlığı meşru zemine dayalıdır. Egemen, özgür bir halkın kararlı mücadelesi sonunda kurulmuştur. Güney Kıbrıs’taki Rum Yönetimi’nin Kıbrıs Türk’ünün haklarını gasp ederek elde ettiği sözde Kıbrıs Cumhuriyeti’nin ise meşruluğu tartışmalıdır. Dünya bu gerçekler doğrultusunda, adada iki ayrı halkın olduğunu ve iki devletli bir çözümün en adil ve kalıcı yöntem olacağını anlamalıdır.

Yazarın Diğer Yazıları