Adalet tecelli eder mi?

"İntikam değil adalet" yazımız üzerine hapishanelerden "görülmüştür" mektupları geldi. Hepsi iç paralayıcı...

Suçlular mı, suçsuzlar mı, bilemem. Buna karar verecek olan hâkimler.

Hapse atılanlar, işten çıkartılanlar, aileleriyle birlikte birkaç milyonu buluyor. İster istemez aklımıza Hitler'in, Stalin'in, Mao'nun temizlik hareketleri geliyor.  Hitler, Yahudilerin hepsini yok etmek istemiştir. Stalin, 1930'lu yıllarda "temizlik" harekâtına girişmiş, komünist diktatörlüğe muhalif gördüklerini öldürtmüş, Sibirya buzullarında inim inim inletmiştir. Mao "Kültür Devrimi" adı altında rejim muhalifi iddiasıyla milyonları katlettirmiş; tarihî binaları, sanat eserlerini düzlettirmiştir. "Kültür Devrimi" aynı zamanda Çin diktatörü Mao'yu "putlaştırma-ilâhlaştırma" dönemidir. İnceleyin bakalım, Mao'nun kültür dönemi ile yakın dönemimiz arasında bir bağ kurabilecek misiniz?!

"İntikam değil adalet" başlığını, Star gazetesi yazarı Resul Tosun'un başlığından kopyaladığımı belirtmiştim. Resul Tosun, eski Ak Parti milletvekilidir ve MTTB'den, Akıncılar'dan yetişmedir. "Baştaki zat"la birlikte kendi yolunda çok mücadele vermiştir. (Resul Tosun'un çıkardığı Yörünge dergisinde Fethullah'ın ne yapmak istediğini birlikte yazdığımızı hatırlatırım.)

Gülen Cemaati ile en çok Ak Partililerle içli dışlı olmuşlardır.

Cemaat yapılanmalarına, tarikat yapılanmalarına şiddetle karşıyım. (15 Temmuz'dan önce de kaç defa yazdım.) Her cemaat, her tarikat kendi "dinini" otaya koyuyor. Kur'ânî yol gösterilmeyince, insanlarımız, "mürteci", "dinci" diye yaftalanıp ötekileştirilince, cübbeli üfürükçülerin elinde kalıyorlar. Cübbeli üfürükçülerden biri de F. Gülen. En kök salmışı ve en dış bağlantılısı...

Gülen Cemaati'ne bütün kapıları açan, bütün imkânları sunan, haklarındaki ikazlara kulak tıkayan Ak Parti hükûmetleri değil mi? Bütün kuruluşlarını 15 Temmuz'a kadar kim ayakta tuttu?!

Demem o ki; gerçeği göstermez, cemaatçiliği, tarikatçılığı teşvik ederseniz insanları suçlayamazsınız.

Şikâyetler ayyuka çıkınca bir inceleme komisyonu kurulacağını söylediler. Bu komisyon yüz binleri bulan şikâyetçileri nasıl inceleyecek? Mantığınız alıyor mu? Üstelik kendilerini ispat etme imkânları var mı?

Darbe aklının ucundan geçmemiş, darbeye karışmamış, saf saf gitmiş bankalarına para yatırmış, dershanelerine, mekteplerine çocuklarını göndermiş, sıkı Fethullahçı bilinenlerle hasbihal etmiş insanları ayıralım... Ak Partililer ne kadar temas kurmuşlarsa onlar da o kadar temas kurmuşlardır.

Gelin, bir ölçü koyun. Ölçü Ak Partililer olsun... Fethullah'la fotoğraf çektirenler (12 AKP milletvekili gibi), Fethullah meczubunu yere göğe koyamayanlar (Bekir Bozdağ gibi), mekteplerinde okuyanlar (Berat Albayrak gibi), bankalarından kredi çekenler (AKP milletvekili Selçuk Özdağ gibi) ölçü alınsın. Ne dersiniz?

Siz devletsiniz... Bu topraklarda yaşayan herkes sizin mesuliyetiniz altında. İnsanı kazanmak mı istersiniz, öldürmek mi?

Bakın öz Ak Partili Resul Tosun bile, ne olursa olsun, "intikam değil adalet" diyor.

Yazarın Diğer Yazıları