Ah Sabah ah!..

Sabah umuttur, içinde barındırdığı canlıların harekete geçmesini sağlar.

O nedenle ya, sabah uyanmaktır…

Uyanık olabilmektir…

Kendini dinç hissedebilmektir aslında.

*

Sanırım sabahları karıştırdım ben.

Ya da sabahın güzelliğine o kadar çok inanmışım ki isme aldanıp içinde sabah olan her şeyin güzel olacağına inandırmışım kendimi!..

Öyle değilmiş meğer!..

*

Baksanıza ne diyor Sabah gazetesi, kendi internet sayfasında…

AKP’nin İBB Başkan adayı “Murat Kurum’un projeleri İstanbulluyu heyecanlandırdı.” diyor.

Ama aynı Sabah:

Sayın Kurum Bakanken, “Bakan Kurum, İstanbul’un yarınları için, İstanbul Şehremini’ni yalnız bıraktı” demiyor.

*

Eğer öyle demiş olsaydı, belki de şimdilerde -ilgili bakanlıklar da devreye sokularak- İstanbul, yeni yeni metrolara kavuşacak…

Şehir daha yeşil olacak…

Yollar daha geniş…

Parklar, yeşil alanlar daha fazla olacak ve çocuklar daha rahat nefes alacaklar.

Ve o korona sürecinde ihtiyaç sahiplerine daha çok maddi ve ayni yardımlar gidecekti.

Ama bunların hiçbirini -görememiş olmalı ki- yazmadı Sabah…

O dönemde vatandaşın dillendirdiklerini sayfalarına da aktarmadı.

*

Sabah, catandaşın, Murat Kurum’la ilgili ‘Genç ve enerjik başkan’ profili çizdiğini yazıyor ya, 52 yaşındaki İmamoğlu’ndan 5 yaş daha genç olmasına rağmen, sokakta 52 yaşındaki İmamoğlu:

Yürüyüşüyle…

Konuşma heyecanıyla…

Zekâsıyla…

Gözlerinin parıl parıl olmasıyla, 49 yaşındaki Murat Kurum’dan çok daha genç ve enerjik görünüyor.

Vatandaş olarak ben öyle görüyorum.

Yıllar önce kendisine yapılan bir haksızlık karşısında “Gençliğimiz var!” diyerek, nasıl da ‘Gençliğinin enerjisini ortaya koymuş’ İstanbullu da o enerjiye ‘İstanbul Şehremini’ ünvanını vermişti.

*

Adı Sabah olanla, güzel günler vaat edenler ne yaptı?

O gençliğin ve genç düşüncenin hep önünü kesti.

*

Keşke kesmeselerdi.

Keşke İmamoğlu’nun taleplerini karşılasalardı da vatandaş onun ne yapıp yapamadığını daha iyi görseydi.

Belki de o zaman Sabah haklı çıkardı, diye düşünüyorum.

*

Belki de İmamoğlu ve ekibi; duvara toslayacaktı.

Ama toslamadı.

Keşke, İBB Meclisinde Cumhur İttifakı Grubu, İstanbul’la ilgili yapılacaklara onay verseydi de bugün ‘CUMHUR İTTİFAKI İstanbul’a hizmeti ENGELLEDİ’ ithamının muhatabı olmasalardı.

*

Ne oldu?

İmamoğlu araştırmalarda da -bütün engellemelere rağmen- İstanbullunun gözünde başarılı çıkıyor.

*

Şimdi de Sabah yazıyor

Neymiş efendim vatandaş:

“Murat Kurum’un emekliler için sosyal hizmetler vaadi beni umutlandırdı.” diyormuş…

Ne alaka!..

*

‘2 bin 500 liralık destek sözü’ çok güzelmiş.

‘Metrobüs ve otobüs sayısının arttırılma sözü’ çok önemliymiş.

*

Neymiş efendim vatandaş:

“Biz artık elle tutulur projelerle rahat etmek istiyoruz.” diyesiymiş.

Emekli “Yarın için kaygılanmak istemiyoruz.” diyesiymiş.

Sanki emeklinin yarın için kaygılanmasının nedeni İmamoğlu’ymuş gibi.

*

Ah be Sabah’ım ah!..

Ah benim ülkemin ufkunu açacak…

Okurlarına yol yordam gösterecek Sabah’ım ah!..

Ne diyeyim ki!..

*

Ne demiş atalarımız?

“Alma mazlumun ahını, çıkar aheste aheste!..”

*

Oysa Sabah, mazlum ahını almak için aydınlık değildir, mazluma umut olmak için aydınlıktır.

Hatırlatayım istedim.

Yazarın Diğer Yazıları